Konuyla ilgili Doğruhaber gazetesinde yer verilen İbrahim Sevgili imzalı söyleşi-haberi ilginize sunuyoruz:
Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne (KYB) bağlı Peşmergelerin, Kerkük'ün güneyinden çekilmesiyle birlikte, Irak ordusu ve ona destek veren federal polis güçleri, boşaltılan mevzilere yerleşip, zırhlı araçlarla ana caddelerde denetimi sağladı. Ardından Irak ordusu Kerkük'ün kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu. Kerkük'ün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrakları da federal polis güçlerince indirildi.
“KAZANANI OLMAYAN BİR ÇATIŞMA DÖNEMİNİN BAŞLANGICI”
Bu gelişmeler yaşanırken, bölgenin geleceğine dair büyük bir tedirginlik mevcut. Eski AK Parti Milletvekili Abdurrahman Kurt, gazetemize yaptığı açıklamada, bu çatışmanın herkes adına yeni yüzyıllık bir esaretin, kazananı olmayan bir çatışma döneminin başlangıcı olacağı uyarısında bulundu. Yaşanan gelişmelerin, yüzyılın fitnesi haline gelebileceğini belirten Kurt, “Bölge şekillenirken orada Kürtlerin olmadığı, Haşdi Şabi'nin egemenliğinin arttığı İran'ın oradaki demografik yapıyı değiştirmeye kalkması halinde olabilecekler, yeni bir yüzyılın fitnesi haline gelir. Onun için o bölgede var olan tüm Müslüman unsur ve devletler dahil olmak üzere bunu bilmesi gerekir. Bu çatışma maalesef herkes adına yeni yüzyıllık bir esaretin, kazananı olmayan bir çatışma döneminin başlangıcı olur. Referandum yapılırken de Sayın Barzani mecbur kaldıklarını, bunu bir diyalog noktasında argümana dönüştüğünü defalarca vurgulamıştı. Birilerinin iddia ettiği gibi Amerika ve israil'in projesi olmadığının net bir göstergesi oradaki propagandaların, yaklaşımların ne kadar boş ve karşılıksız olduğu, Türkiye'ye bu konuda akıl veren insanların maalesef ne kadar yanlışa sürüklediği ortadadır. Türkiye kendi hinterlandındaki bir bölgeyi çok açık bir şekilde maalesef Bağdat yönetimine ve İran'a dolayısıyla kaptırmış oluyor.” dedi.
“YA HERKES KAZANACAK YA HEP BİRLİKTE KAYBEDECEĞİZ”
“Oradaki demografi ile oynanması çok büyük bir çatışmanın sinyallerini veriyor.” diyen Kurt, şöyle konuştu: “Kürtler zaten yüzyıldır dağlarda yaşıyor. Belki bir yüzyıl daha dağlarda yaşamak zorunda kalacaklar ama beraber yaşadığı hiçbir kesim de rahat olmayacak bunu görmek lazım. Bu acılara, bu zorluklara kapı açmamak adına, insanların bir şekilde bu süreci diyalogla, müzakereyle götürmek oradaki her bir vatandaşın Türkmeninden, Asurisinden, Keldanisinden, Kürdünden, Arabına kadar insan merkezli bakarak, coğrafyayı birlikte yönetmek, orada yaşayan herkesin hakkını, hukukunu korumanın yolunu biz bulamazsak, birileri bizim adımıza gelir, bize vesayet eder. Bize vesayet ederken de bizim kanımız üzerinden, bizim coğrafyamız üzerinden, hem bizi sömürürler, hem bizi birbirimize kırdırırlar. Ya herkes kazanacak ya hep birlikte kaybedeceğiz. Bunu görmek lazım.”
“TÜRKİYE SURİYE'DEKİNE BENZER BİR YANILGI İÇERİSİNE GİRDİ”
Gazetemize açıklamada bulunan Araştırmacı Yazar Vahdettin İnce ise, Kerkük'ün Haşdi Şabi ve Irak ordusunun eline geçmesiyle İran'ın müthiş bir mevzi kazanmış olacağını belirtti. “Türkiye'nin dış politikası Suriye'dekine benzer bir yanılgı içerisine girdi” diyen İnce, “Orada bir Kürt devletini istemiyorum'un alternatifi eski durum değildir. Onun alternatifi sınırları boyunca bir İran hakimiyetinin oluşmasıdır. Türkiye bunu göremedi. Her bakımdan kendisine ihtiyacı olan Barzani'yi, milliyetçi kesimlerin tepkisinden mi hangi nedenle böyle bir politika belirlendi bilemiyorum ama MHP'nin tuzağına düşüldü. Sadece Barzani kaybetmeyecek. Kürtler kaybetmeyecek. Türkiye de kaybetti. Kerkük düşerse, bu çok kötü bir sonuçtur. Bu İran'ın hakimiyetine girmesi demektir. Bu daha mı iyidir? Daha iyi değildir. Türkiye mevzi kaybetmiştir bana göre.” şeklinde konuştu.
“BURADAKİ SAVAŞ DİNDAR KÜRTLÜĞÜ YENİLGİYE UĞRATMAKTIR”
Bu savaşla Barzani'nin tasviye edilip, yerine emperyalist uşağı PKK'nin geçirilebileceğini ifade eden İnce, şunları kaydetti: “Barzani'nin köşeye sıkıştırılmaya çalışılmasının bir sebebi de, Barzani'nin batılıların istediği noktaya bir türlü gelmemesi. Geleneksel bir lider olması. Burada YNK'yı geri çekip Barzani'yi yenilgiye uğratıp boşluğu PKK'yla doldurarak, seküler Kürtlerin, hem Suriye'de, hem Irak'ta hakimiyet kurmaları amaçlanıyor olabilir. Buradaki savaş kültürel geleneksel dindar Kürtlüğü yenilgiye uğratıp, yerine batı değerlerini özümsemiş, batılılar gibi düşünen bölgede batının kültürel projelerini bir inanç olarak gönüllü elemanlar olarak yürütecek kadroların etkin olmasıdır. YNK ve Goran bu konuda zaten hazırdırlar. Barzani tasviye edilip yerine PKK geçirilerek bunun sağlanması amacı da güdülmüş olabilir. Filler tepişir, çimenler ezilir sözünü hatırlatmak istiyorum. Burada büyük güçler, onların vekili yerel güçler öyle bir savaş veriyorlar. Yeniden bir Kürt mağduriyeti ihtimali var. Umarım Kürtler bölgedeki Müslümanlar halklar en az zararla buradan kurtulur.” ifadelerini kullandı.