Wikipedia Davasında Türkiye'ye Karşı Mütalaa

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Wikipedia’nın Türkiye’ye karşı açtığı davaya müdahil olan Avrupa Komisyonu İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, davayla ilgili mütalaasını Mahkeme'ye sundu.

Soruşturmaya tabi içerikler yerine tüm sağlayıcıya yönelik getirilen erişim yasaklarıyla ilgili örneklere yer verilen mütalaada, 5651 sayılı  İnternet kanununda 2014’ten bu yana yapılan değişikliklerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ifade özgürlüğüyle ilgili 10'uncu maddesiyle uyumdan ziyade internet sansürünün kapsamını genişlettiği, bunun sonucu olarak Türkiye'de internet sansürü ve sitelere erişim uygulamalarının "son derece orantısız" bir şekilde devam ettiği değerlendirmesi yapıldı.

İnternet kanununun sekizinci maddesi "A" bendine özellikle dikkat çeken Mijatovic, bu maddeyle yürütme organına neredeyse otomatik bir şekilde herhangi bir içeriği bloke etme gücü verildiğini kaydetti. İlgili maddede erişimin engellenmesi kararının yirmi dört saat içinde sulh ceza hakiminin onayına sunulması ve hakimin kararını 48 saat içinde açıklaması öngörülüyor. Sulh ceza hakimliklerinin derinlemesine ve insan haklarına dayalı değerlendirmeler yerine yasaya tabiliği ölçen prosedürsel bir bakış açısına sahip olduğu değerlendirmesi yapan Mijatovic, sulh hakimliği kararlarının sadece sulh hakimliklerine temyiz edilebildiğini ve kararların Anayasa Mahkemesine sadece bireysel başvuru şeklinde götürülebildiğini kaydetti.

"Anayasa Mahkemesi'ne bel bağlanamaz"

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri mütaalasında, Anayasa Mahkemesi'nin hak ve özgürlük ihlalleri konusunda AİHS’nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10'uncu maddesini daha fazla dikkate aldığını belirtmekle birlikte daha alt mahkemelerdeki yargıçların hiçbir yaptırımla karşılaşmadan AYM kararlarına direnebildiği örneklere rastlanıldığına dikkat çekti. Bu durumun yargının tarafsızlığına ve Türkiye'deki anayasal düzen ve hukukun üstünlüğüne darbe anlamına geldiği değerlendirmesi yapan Mijatovic, "Anayasa Mahkemesi’nin iç hukuk yolu olarak etkinliğini sorgulatan bu gelişmeden üzüntü duyduğunu" ifade etti.

Mütalaada "alt mahkemelerin AYM kararlarına uyum göstermemesi ve AYM'nin kapasitesi ile alınan erişim engel kararlarının sayısı arasındaki dengesizlik ve yığılmalar sonucu davaların gündeme alınmasındaki gecikmeler nedeniyle internet erişim engellerinden kaynaklı ihlallere karşı mevcut durumda AYM’ye bel bağlanamayacağı" kaydedildi.

Wikipedia’ya erişim engelini internette bilgilenme ve bilgilendirme hakkına yönelik usulsüz kısıtlamalardan oluşan çok daha büyük bir tablonun parçası olarak gördüğünü belirten Mijatovic, "Türkiye'deki milyonlarca kullanıcının Kasım 2019 itibarıyla iki buçuk yıldır, herhangi bir makul hukuki değerlendirmeden geçirilmeden bu derece önemli bir kaynağa erişimden mahrum bırakılmasının münferit bir dava olarak açıklanamayacağını" kaydetti.

"İlgili mevzuat tümden revize edilmeli"

Mütalaada sonuç olarak, "Türk idari yetkilileri ve mahkemelerinin rutin olarak  internete erişim engeline başvurmaları, ayrımcılığa yol açacak şekilde tüm dünyada kabul görmüş değerdeki önemli kaynaklara erişimin toptan engellenmesi, demokratik bir toplumda kabul edilemez ve AİHS'nin 10’uncu maddesiyle bağdaşmaz. Türkiye’deki ifade özgürlüğü konusundaki genel arka plana bakıldığında bu kısıtlayıcı önlemlere başvurulması, bu önlemlerin Türk toplumunu, kamu yararını ilgilendiren konularda  farklı, muhalif ya da eleştirel bakış açılarından mahrum bırakmaya hizmet ettiği tezini güçlendirmektedir. Sorunun sistematik doğası, ilgili Türk yasal mevzuatının tümden revize edilmesi dahil olmak üzere geniş kapsamlı önlemleri gerektirmektedir" ifadelerine yer verildi.

Wikipedia’nın (Vikipedi) çevrimiçi tüm yayınlarına erişim, "Türkiye’yi çeşitli terör gruplarıyla aynı düzlemde ve iş birliği halinde göstermeye çalışan içerikler" nedeniyle BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) tarafından 29 Nisan 2017 tarihinde engellenmişti. Wikipedia, itirazının Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğince reddedilmesi sonrasında 29 Nisan 2019'da AİHM önünde Türkiye’den davacı olmuş, savunma için Türk hükümetine 31 Ekim’e kadar süre tanıyan AİHM, Türkiye'nin talebi üzerine süreyi altı hafta daha uzatmıştı. (T24)

Teknoloji Haberleri

AB, uydu internet sistemini hayata geçirmeye hazırlanıyor
Google Maps'in yönlendirdiği bitmemiş köprüde 3 kişi hayatını kaybetti
Türkiye'nin ilk kuantum bilgisayarı faaliyete geçti
ChatGPT artık bilgisayarlardan da konuşabilecek
Yapay zeka destekli arama motorları ırkçılığı teşvik ediyor