Webb teleskobu kainat hakkında neler söylüyor?

Farhad Manjoo, Webb Teleskobunun elde ettiği görüntülerin yapılan çalışmalara nasıl katkı sağladığını inceliyor.

HAKSÖZ HABER

Kızılötesi astronomi olarak ifade edilen uzay teleskopları sayesinde dünyanın ötesindeki uzay boşluğunun fotoğrafları çekiliyor. Uzun yıllardır devam eden bu çalışmalar son teknoloji Webb teleskobunun elde ettiği görüntüler ile yeni bir safhaya ulaştı. 

Bu konuda yapılan çalışmalara mesafeli durmanın bir anlamı yok. Herkes kendi meşrebine göre yorumluyor ancak Müslümanlar açısından yapılan bu çalışmalar ilgiyi hak ediyor. Yıldızların Allah'ın ayetlerinden olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. "Şüphesiz biz dünya göğünü 'çekici bir süsle', yıldızlarla süsleyip-donattık." (Saffat, 6)Işık yılı uzaklıktaki yıldız takımlarından gelen fotoğraflar kainatın büyüklüğüne işaret ediyor. Haber görselinde Webb teleskobunun çektiği ilk fotoğrafta SMACS 0723 galaksi kümesinin 4,6 milyar yıl önceki görüntüsü görülmektedir.

Yaratılış hakkında tartışmalar devam ederken yaratıcıyı reddedenler açısından dünyanın nasıl var olduğu sorusu hala bir muamma olma özelliğine sahip. Yaratılışı kabul eden herkes için Webb teleskobunun elde ettiği görüntüler yaratıcının sonsuz gücünü simgeleyen bir belge olma özelliğine sahip. Perspektif'te yayımlanan Farhad Manjoo'ya ait olan bu yazıyı konu hakkında malumat sahibi olmak isteyenler için iktibas ediyoruz.


Farhad Manjoo / Perspektif

Webb Teleskobu insanlığa yeniden inanmamı sağladı

James Webb Uzay Teleskobu büyük bir başarı. Bu teleskop şimdiye dek yapılmışların en güçlüsü. Neredeyse zamanın başlangıcına bakabilmeyi mümkün kılıyor ve insanlığın varoluşa dair en temel sorularına ilişkin anlayışında bir devrim yaratmasa da, bunu değiştirecek. Evren nasıl bugün olduğu şey oldu? Yaşam olan tek dünya bizimki mi? Ve bir dostum adına da soruyorum, yakınlarda kaçabileceğimiz bir yerler var mı?

Gerçekten bunlar bile yeterli olmalı. Ama Salı günü öğleden sonra, teleskop ekibinin büyük bir heyecanla bu makinenin daha önceki görüntü ve verileri nasıl yere serdiğini anlattıkları bir basın toplantısı izledim. Coşkuları bulaşıcıydı.

Birçok gecikme ve maliyetinin tahmin edilen tutarı aşması nedeniyle aksayan bir proje olan Webb teleskobunun yapımı onlarca yıl sürdü. Fakat geçen Noel fırlatıldığından bu yana NASA’nın beklentilerinin neredeyse tümünü fazlasıyla yerine getirerek aştı.

İlk görüntüler bilim için bir kazanım olmaktan çok daha fazlası. Webb’in başarısı oldukça sıradan en iyi yönlerimizin, yani sebat, yaratıcılık, özen, açıklık, küresel işbirliği, kurumlar, mükemmele ulaşma kararlılığı ile keşif ve olağanüstü bir hırsın göstergesiymiş gibi. Bir şekilde canımızı sıkan şu zamanda, bu teleskop türümüzün neler yapabileceğine dair tahminlerinizi desteklemesi gereken önemli kilometre taşlarından biri. İnsan ruhunun gösterişten uzak galibiyeti.

Webb teleskobu projesinin başındaki bilim insanı Eric Smith “Birçok kişi bazen uzay fotoğraflarına bakıyor ve bu onların kendilerini küçük hissetmesine neden oluyor” diyor. “Ben bu fotoğraflara baktığımda, bana kendimi güçlü hissettiriyorlar. İnsanlıkla gurur duymaya (yani yapmayı istediğimizde o şeyi yapabileceğimize inanmaya) teşvik ediyor” diyor. Projenin operasyonunda görev alan bilim insanı Jane Rigby ise, bu yılın başlarında teleskobun teknik özelliklerinin beklentilerini aştığını fark ettiğinde, “Ortadan kayboldum ve bir yerde kontrol edemediğim bir şekilde ağladım” diyor. Teleskobun performansının “çivisi çıkmış bir dünyada, oralarda bir yerlerdeki ihtişamın birazını görebilmek için doğru bir şeyler yapmayı başaran insanlara” bir örnek olduğunu ekliyor.

Biraz safmış gibi görünüyorsam bağışlayın. NASA’nın uzun bir süredir kendini pazarlamada uzman olduğunun farkındayım. Webb’in bu hafta görücüye çıkan ilk fotoğrafları da bir Apple lansmanının hakla ilişkiler özelliklerini taşıyordu.

Ancak teleskobun ispatı fotoğraflarında. Evrenin şimdiye dek gördüğümüz en görülmeye değer görüntülerini -Hubble teleskobunun “Yaratılış Sütunları” (Pillars of Creation) olarak da bilinen unutulmaz Kartal Nebulası’nın anlık görüntüsüyle ya da komşu gezenlerimizin Voyager Programı tarafından çok yakından alınan fotoğraflarıyla birlikte-  şimdiden üretti zaten.

Webb’in çektiği SMACS 0723 olarak bilinen galaksi kümesi fotoğrafına bakın. NASA’nın basın açıklamasında belirtildiği gibi Webb, karanlık gökyüzünün bir parçasında gibi görünen “kol mesafesinde bir kum tanesi” boyutundaki göğün, bazıları evrenin yaşı 1 milyardan biraz azken ortaya çıkan galaksilerle dolup taştığını ortaya koyuyor. Fotoğraf öyle ayrıntılı ki galaksilerin yay ve kıvrımlarını (ilk olarak Einstein’ın tanımladığı, galaksilerin çekim alanının ışığı eğip bükmesinin neden olduğu efekti) görmek mümkün.

Başka bir görüntüde, kabaca 8.000 ışık yılı uzaklıkta bulunan Karina Nebulası’nın bir fotoğrafında Webb, doğmakta olan yıldızları teker teker göstermek için kozmik toz engeline takılmadan bakabiliyor. Bilim insanlarının hakkında çok az bilgiye sahip oldukları temel bir süreç bu.

Bunun gibi pek çok şey var ve Webb’in operatörleri teleskobu henüz ulaşabileceği sınıra kadar zorlamadı. Smith “Keşifler yapıyoruz ve hakikaten henüz denemeye bile başlamadık” diyor.

Gökyüzüne yeni bir bakış

Astronomların Webb hakkında oldukça heyecanlı olmalarının bir nedeni de teleskobun gökyüzüne yeni bir biçimde bakmak için tasarlanmış olması. Teleskopların çoğu aslında evrene gözlerimizin bakabildiği kısıtlılıkla bakar: Yalnızca ışığın görülebilir spektrumunu yakalarlar.

Evren genişlediği için, Yerküre’den en uzakta bulunan objeler bizden oldukça yüksek bir hızda uzaklaşıyor. Bu da bu objelerden gelen ışığın görülebilir spektrumun ötesinde kızıl ötesi spektrumda “kızıla kayma”sına neden oluyor. 1990’da yollanan Hubble Uzay Teleskobu da kızılötesi ışınları toplayabilme kapasitesine sahip ama bunu son derece yavaş yapıyor. Hubble’ın evrendeki en uzak nesnelerin görüntüsünü alması, teleskobun haftalarca gökyüzünün aynı noktasına bakmasını gerektiriyor. Yeni teleskobun ana görüntüleyicileri kızılötesi ışınlara göre tasarlandığı için, Hubble’ın haftalar içinde yakalayabileceği görüntüyü Webb saatler içinde yakalayabilir.

Webb teleskobu 10 yıllık bir göreve yetecek kadar yakıt taşıyacak şekilde tasarlanmıştı. NASA bu hafta, fırlatılması ve konuşlandırılması sürecinin mükemmel işlemesi nedeniyle operasyon süresini iki katına çıkarmaya yeter yakıt kaldığını bildirdi. Webb’in neredeyse diğer tüm tasarım özelliklerinin performansı beklenenden çok daha iyi: Optikleri daha keskin, kılavuz sistemi daha hassas, aynaları daha net ve göstergeleri daha hassas. Tüm bunlar teleskobun uzayı tasarlanandan “daha derin ve daha çabuk” incelemesini sağlayacak.

Webb önümüzdeki yıllarda neleri ortaya çıkarabilir? Diğer soruların yanında, evrende yıldızların, galaksilerin, ağır elementlerin, gezegen sistemlerinin ve gerçekten ihtiyacımız olan diğer şeylerin ne zaman, nasıl ve neden oluşmaya başladığına da ışık tutacak.

Güneş sistemimizin dışındaki gezegenleri (exoplanet) algılayışımızı sarsması da bekleniyor. Bilim insanları, uzak diyarlardan geçerek gelen ışığı analiz ederek, güneş sistemimiz dışındaki gezegenlerin atmosferlerinin kimyasal kompozisyonu, hava koşulları ve mevsimsel örüntüleri vb. inceleyebilecek ve belki de başka yerlerde de yaşamın yapı taşlarını bulacak. İlk bulgulardan biri, 1.150 ışık yılı uzakta WASP-96 b olarak adlandırılan bir gezegene dair incelemelerden. Webb bu gezegende su, bulutlar ve sis bulunduğuna dair kanıt elde etti.

Bu keşifleri kim yapacak? Webb hakkında harika olan diğer şey de şu: Bu, hepimize ait bir buluş. Webb küresel bir çabanın ürünü. NASA, teleskobu inşa etmek için Kanada ve Avrupa uzay ajanslarıyla birlikte çalıştı. Dünyanın her yerinden araştırmacılar teleskobu kendi araştırmalarında kullanmak için başvurabilecek ve teleskobun topladığı verilerin tümü genel kullanıma açık olacak.

Webb Projesi’nin iletişim sorumlusu yardımcısı ve bilim insanı Amber Straughn “Bu dünya için bir teleskop” diyor.

Buna layık olduğumuzu sanmıyorum. Ama bu teleskopla neler keşfedeceğimizi görmek için sabırsızlanıyorum.


Bu yazı The New York Times sitesinde yayınlanmış olup, Evrim Yaban Güçtürk tarafından Perspektif için çevrilmiştir.

Kültür Sanat Haberleri

Genç Birikim dergisinin Aralık 2024 sayısı çıktı
Vatanına dönerken yaşadıkları kadar ağır değildi yükü
“Made in Gaza: From Ground Zero” Savaş bölgesinde mahsur kalan film yapımcılarının sesi oluyor
Taksim Camii Filistin Kitap ve Kültür Günlerine ev sahipliği yapacak
Ümraniye Kitap Fuarı cumartesi günü başlıyor