Modernitenin cazibeli tuzaklarına karşı ne yapmalı? Çığlınca tüketime karşı ne yapmalıyız? Müslümanlar modernitenin kıskacından nasıl kurtulabilir?
Mondernite Nedir?
Modernite, Batı’da yaklaşık olarak 17. yüzyıl civarında ortaya çıkan, zamanla tüm dünyaya yayılan, toplumsal değerler sistemine ve organizasyonuna verilen isimdir. Genel anlamda gelenek ile karşıtlık ve ondan kopuşun; bireysel, toplumsal ve politik yaşam alanlarının tamamındaki dönüşümü ya da değişim biçimi olarak tanımlanmaktadır.
Modernleşme ve Modernizm ile ilişkili ama bunlara indirgenemeyecek olan bir kavramdır. Ortak bir bağlama dayansalar da tarihsellikleri ve ifade ettikleri anlam alanları bakımından birbirlerinden ayrılırlar.
Modern dönem her ne kadar, bir değişimi ifade etse de aynı zamanda bir ümmetin akidevi sisteminin çözülüşünü ve iman buhranını da gösterir. Günümüzde ilim, teknik ve bunlara bağlı pek çok imkân, araç, kurum ve kuruluş gelişti. Modernite önce müslümanların zihinlerini sömürgeleştirdi. Bununla birlikte müslümanların hayatlarında korkunç bir tüketim yarışı almış başını gidiyor. Modern hayat, her açıdan hayatımızı kuşatmış durumda!
İslam Ülkeleri ve Modernite
İslam Ülkelerinde muazzam kentler, devasa yapılar, gökdelenler, korkunç büyüklükteki iş yerleri, hızlı erişim araçları, modern ve lüks yaşama alanları, ucu bucağı görünmez bir tüketim...
Modernite ile İslam dinin birbiriyle bağdaşması mümkün değildir. Dolayısıyla müslümanların dünya görüşünü modernite değil İslam belirlemelidir. Müslümanlar olarak hayatımızı Batının bize sunduğu modernite ile değil Kur’an ve Sünnet ile inşa etmemiz gerekiyor.
Dergiden Konu Başlıkları
Prof. Dr. Bedri Gencer “Modernleşme Bunalımından Sünnetle Kurtulmak” isimli makalesinde modernliğin demir kafesinden kurtulmanın çarelerini sizinle paylaşacak.
Atasoy Müftüoğlu “Modern - Seküler Sınırları Aşmak” isimli deneme yazısında modern-seküler-sömürgeci dünya, müslüman halkların insanlıklarını tanımadığına vurgu yapıyor.
Prof. Dr. Nazif Gürdoğan “Tüketim Toplumu İsraf Toplumudur” yazısında sınırların önemini yitirdiği, tüketim kültürünün bir bulaşıcı hastalık gibi, dünyaya nasıl yayıldığını anlatıyor.
Hüseyin Kerim Ece “Modern Câhiliyeyi Yaşamak” araştırma yazısında "Câhil kimselerin özelliklerine bakarsak, câhiliyenin her zaman ve her yerde olabileceğini daha rahat anlarız." tespitinde bulunuyor.
Vuslat Dergisinin bu ayki röportaj konuğu ise Abrurrahman Arslan.
Doç. Dr. Ali Akben sağlık köşesinde, “Unutma Mucizesi ve Doğal Çözümler” yazısında Alzheimer (unutma) ile ilgili tavsiyelerde bulunuyor. Süleyman Gülek “Çocuk Eğitimi” yazısında çocuk eğitiminin önemine dikkat çekiyor. Ayrıca Duran Çetin’in “Karizma Telefon” öykü yazısını okuyabilirsiniz.
Dergi hakkında detaylı bilgi için: 0216 612 78 22