“Vur-Kır Sonra ‘Barış’ İste” Taktiği Bu Kez Tutar mı?

Son günlerde birçok ilde gerçekleştirdiği vahşi saldırılarla kendini bir kez daha gündem eden PKK, şimdi yine ‘barış’ tiyatrosuna sarılmış.

HAKSÖZ-HABER

PKK bir yandan yerleşim yerlerinde sivil-asker ayrımı yapmadan ve birçok insanın zarar göreceğini bile bile kalleşçe saldırılarını sürdürüyor, diğer yandan da o artık bayatlamış “barış” plağını çalmayı da elden bırakmıyor. Örgüt sıkıştığı her durumda “barış” maskesi takmakta ve bu yöndeki samimiyet ve inandırıcılıktan son derece uzak açıklamalarıyla kamuoyunu yönlendirmeye çalışmaktadır.

Elazığ, Van, Bitlis gibi birçok ilde üst üste gerçekleştirdiği vahşi saldırıların tepkiyle karşılanması üzerine KCK, yine barış zillerini takıp çözüm oyununa başladı. Ama artık bayatlamış ve “Vur-Kır Sonra ‘Barış’ İste” şeklinde özetlenebilecek bu oyunun tutmayacağı çok açık.

Çözüm sürecinin yeniden başlaması, barış ikliminin oluşması için üç şartın öne sürüldüğü KCK açıklamasının özeti şöyle:

-AKP iktidarının Kürt sorununun çözümü konusunda gerekli iradeye sahip olduğunu ortaya koyması ve çözüm için adım atacağını Türkiye halklarına taahhüt etmesi,

-HDP’nin de içinde olduğu bir Meclis Heyetinin Önderliğimizle görüşerek çözüm müzakerelerini hemen başlatma kararını alması

-Önder APO'nun bu süreçte kendi örgütü dahil,  parlamento içi ve dışındaki tüm siyasi partiler, Aleviler başta olmak üzere demokratikleşme ve kendi sorunlarının çözümü konusunda görüşü olan topluluklar, sivil toplum örgütleri ve aydınlarla görüşmesine imkan yaratacağını ortaya koyması.

Mevcut konjonktürde PKK/KCK’nın pişkince “barış” oyununa sarılmasının muhtemel nedenleri de olabilir aslında. Bunda rol oynayan temel faktörün yukarıda sıralanan üç şartın yokluğunun olmadığı kesin. Çünkü çözüm sürecinin işler olduğu dönemlerde bu şartların çok daha ilerisinde adımlar atılmıştı. Mevcut durumda PKK/KCK’yı “barış” oyunu oynamaya sürükleyen birkaç muhtemel faktör arasında 1-Rojava’daki sıkışmışlık, 2-15 Temmuz Direnişi ve değişen Türkiye sosyolojisinin değişimi zorlayıcı etkisi ve 3-HDP’den KCK’nın şehir unsurlarına değin kendisine karşı kapsamlı bir harekat yapılacağı kaygısının temel rol oynadığı söylenebilir. Ek olarak “Rojava” addedilen bölgede ABD himayesinde tamamlanmış olan bir süreç ve edinilmiş statü var. ABD’nin bu statüyü Türkiye’ye kabul ettirmek için PKK/KCK’yı “barış” oyununa zorladığı da muhtemel faktörler arasında.

Sonuç olarak son saldırılarının kamuoyunda yarattığı infial halinin daha güncelliğini koruduğu bir vasatta PKK/KCK’nın  bu tür açıklama ve atraksiyonlarının “yaraya tuz basma” işlevi görmekten öte bir anlam taşımadığı açıktır. Bir yandan en alçakça yöntemlerle insanların malına canına kıyacak ve bu cinayetlerinizi pişkince sahipleneceksiniz, diğer yandan da muhataplarınızın aklıyla alay edercesine barış teraneleri dillendireceksiniz! Yok, öyle şey! Zerre kadar inandırıcı değilsiniz! Samimiyet ve dürüstlüğün zerresi yok sizde! Tutarlılık ve mantıktan ise zaten fersah fersah uzaksınız!

Kaldı ki “çözüm sürecinin yeniden başlaması” için siz şart öne sürecek konumda değilsiniz. Çünkü saçma sapan söylem ve eylemlerinizi kendi tabanınıza bile izah etmekten, ikna etmekten acizsiniz. Buyurgan edayla, pişkince ve zamansız hikmetsiz yere öne sürdüğünüz bu şartların ve taleplerin mantığı yok. Üstelik de siz kendisine karşı şiddet uygulanan taraf değil, aksine şiddet ve vahşet üreten mekanizmanın bizatihi kendisisiniz! Bu saatten sonra resmi makamlardan “barış” talep etmenizin de ne anlamı, ne zemini yok. Üstelik bunda samimi de değilsiniz. Siz önce kendinizi o adına konuşma cüreti gösterdiğiniz bu halka affettirme yolları arayın!

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!