Vietnam’dan Gazze’ye: ABD'nin ahlakı var mı?

Abdullah Muradoğlu, ABD'nin bugün Gazze'de gerçekleştirdiği suç ortaklığının aynısını Vietnam'da da yaptığını ve oradaki sonucun kendisi için hiç hayırlı olmadığını ifade diyor.

Abdullah Muradoğlu / Yeni Şafak

Vietnam’dan Gazze’ye: Bir Amerikan hikâyesi...

Soykırımcı Netanyahu’nun Biden Yönetimi’nin sözde öncülük ettiği ateşkes ve rehine müzakerelerini baltalayan girişimlerinin Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesini kolaylaştırmayı amaçladığını düşünenlerdenim. Savaşın genişlemesini durdurmakta aciz kalan bir Biden-Harris Yönetimi, Trump’ın seçim kampanyası için güçlü bir argüman olacaktır.

Trump ve Netanyahu anlaşmış olabilir mi? Trump ABD Hükümeti’nin müzakerelerini rayından çıkarmayı göze alabilir mi? Anlatacağım bir “Amerikan hikâyesi” bu sorulara cevap olabilir.

31 Mart 1968’de ABD Başkanı Lyndon B. Johnson(LBJ) ulusal televizyonda yayınlanan “Vietnam savaşı” üzerine yaptığı konuşmasında 5 Kasım’da yapılacak Başkanlık seçimlerinde aday olmadığını açıkladı. Johnson Kuzey Vietnam’a yönelik hava bombardımanını durdurmak ve müzakerelerle savaşa son vermek istediğini söylüyordu. Johnson’ın çekilmesi üzerine Demokratlar’ın Başkan adayı olarak Başkan Yardımcısı Hubert Humphrey öne çıkıyordu.

Johnson’ın çekilmesinde “Vietnam Savaşı”na karşı Amerikan üniversitelerindeki protesto gösterileri önemli rol oynadı. Öğrencilerin Beyaz Saray’ın önünde attıkları sloganların en meşhur olanıysa “Hey, hey, LBJ, bugün kaç çocuk öldürdün?” idi. Demokratlar Johnson’ın şahin Vietnam politikası sebebiyle bölünmüş durumdaydı. ABD Başkan Yardımcısı Humprey ise Johnson’ı Vietnam’dan “çıkış stratejisi” için sıkıştırıp duruyordu. Johnson, Ulusal Güvenlik Danışmanı’ndan Humphrey’nin Vietnam meselesine karışmasını engellemesini bile istemişti.

Demokratlar Johnson’ın gireceği bir seçimi Cumhuriyetçiler’in başkan adayı Richard Nixon’ın kazanacağı konusunda kaygılıydılar. Nihayetinde Johnson hem kamuoyundan gelen baskılar, hem de Partisinin önemli bir kanadının bastırmasıyla adaylıktan çekilmek durumunda kaldı.

Nixon, Başkan Johnson’ın bir “Ekim süprizi”yle Kuzey Vietnam’a hava bombardımanlarını tümüyle durdurmak ve Paris’te müzakereler başlatmasının Humphrey’nin kazanmasına yardım edeceğini düşünüyordu. “Ekim süprizi” başkan adaylarından birinin kazanmasını kolaylaştırabilecek nitelikte bir politik gelişmeyi içeriyor. Nixon, Johnson’ın “Ekim Süprizi” hakkında içeriden bilgi almıştı. Bu bilgiyi sızdıranlardan birisiyse, dolaylı olarak Johnson’a danışmanlık yapan Henry Kissinger idi. Dönem tarihçilerinin birçoğuna göre Nixon, Başkan Johnson’ın barış müzakerelerini rayından çıkarmak için gizlice girişimlerde bulunmuştu.

Bu tarihçilerin elde ettiği bilgi ve belgelere göre Nixon, anlaşmayı sakıncalı bulan ABD yanlısı Güney Vietnam Hükümeti’nin “Paris müzakereleri”nden çekilmesi için “aracılar” kullanmıştı. Başkan seçilmesi halinde Nixon, Güney Vietnam için bol kazançlı bir anlaşma vaat etmişti.

Johnson 31 Ekim’de Kuzey Vietnam’a hava bombardımanlarını durdurduğunu ve Paris’te müzakerelerin başlatılacağını ilân etti. Ancak Güney Vietnam Hükümeti müzakerelere iştirak etmeyeceğini bildirerek Johnson’ı akamete uğrattı. Bu gelişme, seçimleri kaybetme korkusu yaşayan Nixon’ın kampanyasını canlandırdı. 5 Kasım seçimlerini çok az farkla Nixon kazandı.

Nixon, Johnson’ın “Ekim Sürprizi”ni tersine çevirmeyi başarmıştı. Johnson anılarında Nixon’ın Güney Vietnam Lideri Nguyen Van Thieu üzerinden barış müzakerelerini baltalamasının Humphrey’nin Başkanlığına mal olduğunu itiraf ediyordu. Aslında Johnson, “FBI”ın izlemeleri sayesinde Nixon’ın gizli girişimlerinden de haberdar idi. Johnson yardımcılarına Nixon’ın Amerikan dış politikasına müdahale girişiminin “vatana ihanet” teşkil ettiğini söylemişti. Ancak ne Johnson, ne de Humphrey, Nixon’ın ihanet girişimlerini ifşâ etme yoluna gitmedi.

Kissinger ise Nixon’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Dış İşleri Bakanı oldu. ABD askerlerinin Vietnam’dan çekilmesi Nixon’ın ikinci dönem Başkanlığının ilk ayında, 27 Ocak 1973’te Paris’te yapılan bir anlaşmayla gerçekleşti. Barış müzakerelerinin baltalanarak savaşın 7 yıl daha devam etmesinde önemli rol oynayan Kissinger’a ise “Nobel Barış Ödülü” veriliyordu.

1968’de Vietnam’da ölen Amerikalıların sayısı yaklaşık 17 bin idi. ABD çekildiğinde bu sayı 58 bini geçmişti. Vietnam savaşında yaklaşık 4 milyon insan öldü. Bu rakamın yarıdan fazlası sivildi. Güney Vietnam lideri Thieu ise 1975’de zelil bir şekilde Saygon’dan Tayvan’a kaçtı.

Johnson’ı Biden, Humphrey’i Kamala Harris, Nixon’ı Trump, Thieu’yu ise Netanyahu ile değiştirin. İnsan hayatının değeri konusunda ahlâkî değişim yaşandığına ikna olabilir misiniz?

Yorum Analiz Haberleri

Filistinli siyasetçi Netanyahu'ya: Esed'den sonra tek diktatör sen kaldın!
İran'ın enerji krizi, sanayilerin kapatılmaya zorlanmasıyla korkunç bir noktaya ulaştı
Suriye'nin Türkiye'den ve Arap ülkelerinden ne beklentisi var?
Adem Özköse: Suriye’de kendimi artık büyük bir hikayenin başlangıcındaymışız gibi hissediyordum
60 yıllık Baas sultasının izlerini silmek kolay olmayacak!