Vicdanı hatırlatmak darbe sever paşalara düşmez!

28 Şubat Davası’nda darbeci paşalara verilen cezalar eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u çok rahatsız etmiş!

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de iki şey bitmek bilmiyor. Birincisi artık esprilere konu olan ve spordan belediyeciliğe kadar her alanı kapsayan altyapı sorunumuz ikincisi ise darbecilik. Türkiye’nin askeri cunta geleneği pekala Osmanlı’ya kadar geri götürülebilir.

İttihad Terakki’den bu yana cunta “geleneğiyle” harp okulları yıllarca “komitacı” askerler yetiştirdi. Kemalist veya Gülenci fark etmez özünde hepsi aynı geleneğin devamıdır. Ancak resmi ideoloji olan Kemalizm’in bu konuda hakkını yememek lazım! Gülenciler cuntacılığı onlardan öğrenmişlerdir…

Türkiye’de her darbenin bu bağlamda birbiri ile kardeş olduğunu vurgulamak lazım. 27 Mayıs’tan 15 Temmuz’a kadar tüm darbe ve darbe girişimleri aynı zihniyetin ürünüdür! Her darbenin nişanesi olan irticaya karşı laik devleti koruma parolasının en gösterişli hali ise 28 Şubat 1997 senesinde yaşanmıştır.

Resmi ideolojinin din karşıtlığı Müslümanların uzun yıllar alan toparlanma süreçlerinde kendisini her daim hissettirdi. Ancak ufak ufak kazanımlarla toplumsal siyasal alanda kendini gösterebilen İslami kesimin önü 28 Şubat’ta çok sert bir şekilde kesildi. Bu noktadan bakıldığında 28 Şubat ile hesaplaşmak kazanımlarımıza vurulan ağır darbeye karşı çıkmak anlamına gelmekte olup geleceğe dönük önemli bir mesaj barındırıyor.

Muhafazakar dindar kesimin az evvelki tespitin ne kadar farkında olduğu tartışmalı ancak sol-Kemalistler meselenin epey farkındalar! Darbeci generallere açıktan destek olma küstahlığını gösterecek kadar hem de!

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ sosyal medyadan yaptığı paylaşımla 28 Şubat’ın darbeci şefleri hakkında verilen cezalara tepki göstermiş. “Adil olmayan bir yargılama sonunda on dört emekli komutanın cezaevlerine konulması vicdanlı insanların yüreklerini bir kez daha yaralamıştır” ifadelerini kullanan Başbuğ darbeciler için vicdan çağrısı yaparak utanmazlığın sınırını zorluyor.

Müslümanların intikam duygusu ile hareket etmemesi gerektiğini vurgulamak isteriz. Bu husus bir yana herkes Müslümanlara yapılan haksızlıkların bir bedeli olduğunun da farkında olmalı. Ancak Türkiye’de dokunulmazlığı olan sol-Kemalist çevrelerin adaleti yalnızca kendileri için istediğini de belirtmek gerekiyor!

28 Şubat yargılamalarının askeri darbe geleneği ile hesaplaşma adına büyük bir imkan olduğu görülmelidir. En çok İlker Başbuğ gibi eski askerlerin artık Türkiye’nin canını okuyan cuntacılık belasına karşı açıklamalar yapması lazımken bir de darbecileri onurlandıracak beyanlar da bulunmaları “komitacının halinden komitacı anlar” minvalinde bir durum çıkartıyor ortaya! Bunun neticesi olarak ise Türkiyeliler darbe korkusuyla yaşamaya devam ediyor!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!