Vermek

MURAT AYDOĞDU

Vermek! “İstenildiğinde vermek” diyor, ekrandaki parlak yüzlü, biryantinli saçlı adam.

Şu “İstenildiği zaman” sözü tüylerimi diken diken ediyor. Keyfi gördüğü kısmı istenildiğinde yapan, emir algıladığı kısmı nasıl yapıyor acaba? İstemediği halde yaptığı olarak algılıyorum!.

20’li yaşlarım aklıma geliyor. Kuran’dan bihaber ben, yeni tanıştığım arkadaşıma soruyorum; “Sen arada bir nereye gidiyorsun?” “Camiye namaz kılmaya” diye cevap veriyor. Muhabbetimiz derinleşiyor “Niye” diye soruyorum. “Ben Müslüman’ım, Müslüman namaz kılar” diyor. Şaşkınlığım üzerine soruyor sen ne sanıyordun.

“Ben, İSTENİLDİĞİNDE GİDİLİR zannediyordum”

İstenildiğinde yapılan şeyler!?

Bir de “Sayıp vermek” var. Sayıyor İnsanoğlu 38, 39, 40 işte bu fakirin, kalanı ile istediğimi yaparım.

Akılıma takılıyor sayıların soğuk ritmi.

Nemrut, İbrahim’in takipçilerini sayıyor; 38, 39, 40. Ve dönüyor celladına; “Bu yaşayacak diğerlerini öldür.”

Emperyalizmin öncüsü sayıyor; 38, 39, 40 bunun karnını doyurun, diğerlerinin eline verin İncil’i gitsin.

Samiri sayıyor altınları; 38, 39, 40 ve sonuncuyu Harun’a uzatıyor, “Al bunu halka ver” Kalanını ateşe atıyor, böğüren buzağısını yapacak!

Musa yakamıza yapışıyor, levhaları yere atıyor ve haykırıyor “Ruhunu kaybetmişsin, sana ne fayda bu emirlerden!” 1

Saydığımız her sayı, parmaklık oluyor ve Din’i içine koyuyoruz. Hâlbuki kendi zindanımız o sayılar.

Zulmün iktisadi çarkından, aydınlığa çıkmak isteyenlere2;

İnsan kendisine mülk verilince elçilerle tartışmaya girer. Elçi İbrahim “Rabbim hayat veren ve ölüm dağıtandır” der.

Yıkılmış şehirlerin nasıl ayağa kalktığını, ölülerin nasıl diriltildiği merak ettiniz mi?

Hayat ve ölüm sadece alınan nefesle mi ilgilidir?

Ayetin devamı ölümün nasıl hayata döndüğünü anlatır. İpuçlarını takip edelim;

İnfak et.

Sadaka ver, hem de güzel sözle ve başa kakmadan.

Malını infak et, hem de kalbin mutmain olarak.

Kazandığından ver, hem de en iyi kısmını artanını değil.

Hikmet üzere öğüt al3

Özlü bir bilgi size hükmetme yeteneği kazandıracaktır, okumaya devam edin.

İnfak etmek hidayettir.4

Bu mücadele bir dua ile sonlanır;

"Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamız’sın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."5

Hakka dayalı bir medeniyetin insanlarını düşünün. Ve bu insanlar Elçinin getirdiğine bağlı olduklarını, onun getirdiği mesajı referans aldıklarını söylüyorlar. Güzel sözler söyleyen, güzel kıyafetli ve bakımlı insanlar, bu işi en iyi biz biliriz diyenler. Şehirlerinde hatırı sayılır malları ve geniş çevreleri var.

Onlara öğüt veriyorsunuz ki, elinizdekileri paylaşın, verin ve temizleyin. Ve size “Bozguncu musunuz, bizim kendi çalışmamızla kazandığımızı bize haram mı kılıyorsunuz?” derler. Size Kitap’tan ve ona kalkan yaptıkları başka kitaplardan bir sürü delil getirirler ve sizin dağılıp gitmeniz için çabalarlar.

Şüpheye mi düştünüz? Okuyun6

Çağımızın kopkoyu karanlığında, kadın-erkek biteviye çalışıyoruz. Tasdik ettiğimiz en güzel söz bize diyor ki “Ver, ver ki kurtulasın” Muttaki olan der ki “Neyi vereyim?” Zor değil, kolay. Yeter ki sen kendini yeterli görme ve cimrilik etme. Zira o malın sana yüktür, fayda vermez. Sapasağlam/takva ile durursan, karşılıksız verirsen temizlenirsin.

Sana servet düşmanı mı diyorlar, şüpheye mi düştünüz? Yine okuyun7

Ver, nereye kadar? Mala düşkün olana zor gelecek ama kırıntı değil, kalıntı değil, rızkta eşit olarak takdir eden8 Rabbin için, varacağı yere kadar ver9.

Eşini ve kardeşini,

Kendisini barındıran sülâlesini,

Ve yeryüzünde bulunan herkesi... Sonra kendisini kurtarabilsin.

Asla, şüphesiz O, alev almıştır.

Deriyi yakıp kavurur.

Çağırır arkasını dönüp, yüz çevireni.

Malını toplayıp yığanı...

İnsan aç gözlü yaratılmıştır.

Başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer.

Bir iyilik dokununca da çok cimridir/engelleyicidir.

Namaz kılanlar böyle değildir.

Onlar, namazlarında/salâtlarında daimidirler.

Onların mallarında belli bir hak vardır.

Mahrum bırakılan ve isteyen için.” 10

 

Dipnotlar:

1- 96 Taha 83-101

2- 2 Bakara 259

3- 2 Bakara 258, 261, 265, 267, 269

4- 2 Bakara 272

5- 2 Bakara 286

6- 63 Münafıkun 1-11

7- 92 Leyl 1-21

8- 41 İhlas10

9- 16 Cin71, 30/28

10- 70 Mü’minun 12-25