Geçen gün Can Dündar yazdı.. Ecevit “Yunan’la kardeş” olunca oluyor da, Kürtlerle savaşımız yok ki bizim.. Kürtlerle neden kardeş olmayalım?
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nın ardından “Venizelos”la kucaklaşmadı mı?
Çanakkale’yi kan gölüne çeviren Anzaklarla “kardeş” ilan edilmedik mi?
Sahi biz böyle ahkam kesip duruyoruz da, bir oğlunu dağda, bir oğlunu askerde kaybeden ananın yüreğindeki savaş kimseyi ilgilendirmiyor mu?
Biliyor musunuz, Can Dündar da geçen gün onu yazdı; “Atina’ya zeytin dalı uzatan, kendi döneminde ders kitaplarına Yunan karşıtı ifadeler sokmayan Atatürk, 1934’te bizzat eski düşmanı Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiştir.”
Ben daha fazlasını söyleyeyim, “Milli Eğitim”, çocuklarımıza “Yunan Uygarlık Tarihi” diye bir ders koydu müfredata ve Yunan klasikleri tercüme edildi..
Sahi Yunan’la kardeş, Rum’a düşman. Bu nasıl bir şey böyle?.
Burası Rumeli değil mi, Arz-ı Rum değil mi? Rumlar üçte ikisi, hatta dörtte üçü Müslüman olan bir halk değil mi?
Rum’un Yunan’la ilgisi ne? Grek’ler, Mora’daki bir halk. Makedonlarla, Treklerle, Helenlerle ve Rumlarla ne ilgisi var?. Kürtler ne kadar Türkse, Rumlar ya da Makedonlar o kadar Yunan.. Bizi Rumlara karşı kışkırtıyorlar ki, biz kaçıralım, Yunan onları yanına çeksin.. Mübadele de aslında bu anlamda bir oyundu.. Bir yandan Balkanlar İslamsızlaştırıldı, Türksüzleştirildi. Öte yandan Ortodokslar Yunanistan’ın yanına itildi..
Birileri bizimle dalga geçiyor.
Mesela İran Türkiye’den sonra en fazla Türk’ün yaşadığı bir ülke. Yani Türki Cumhuriyetler sıralamasında en önde İran’ın olması gerekir.. Azerbaycan’a sahip çıktığımızın kaçta kaçı kadar İran’a sahip çıkıyoruz?. Hani nerede ise İsrail’le birlik olup İran’a karşı olacağız..
İran’daki nükleer santral konusu bu kadar gündemde ama, hâlâ İran’da atom bombası olduğu kesinleşmiş değil. İsrail’de ise atom bombası da, atom santrali de var. Hatta atom bombası başlıklı savaş gemilerine sahip. Ama İsrail, BM’nin nükleer silah denetimine tabi değil..
Peki bunun anlamı ne?
İşin komik yanı, İsrail de İran nükleer santralleri, araştırma merkezlerine karşı meydan okumaya devam ediyor..
Bunlar akla ziyan şeyler.
Tıpkı bizim Patrikhanenin ekümenizmini ya da Heybeliada ruhban okulunu tartışmamız gibi.
Bana söyler misiniz, dünyada ekümenik olmayan bir din var mı? Hangi dini, sadece belli bir coğrafyaya mahkum edebilirsiniz?
Ya da hangi dinin, kendi cemaatine dinini öğretmesini yasaklayabilirsiniz? Bunların kendi din bilginlerini yetiştirmelerine engel olabilirsiniz?
Biliyor olmalısınız, Fatih, Rum Patrikhanesi’nin başı idi.. Ve Ermeni Patrikliği’ni kuran kişi de Fatih Sultan Mehmet’ti. Süryani Patrikhanesi’ni kuran ise Hz. Ömer’di.. Ve Osmanlı millet sisteminin kuruluşunda Hz. Ömer’in içtihadı referans alınmıştı.. Selahaddin-i Eyyübi de bu geleneğe sahip çıkmıştı..
Birileri bu konuda bizim cemaatı kışkırtmaya devam ediyor.. Çünkü, onlar bu haklarına kavuşurlarsa, Müslümanlar da aynı şeyi isterler.. Bizim elimizle onları engelleyecekler ki, bize de bu hakları vermesinler.. Çünkü hâlâ yeryüzündeki ekümenik temsilciliği olmayan en büyük dini topluluk İslam ümmetidir.. Ve Müslümanların dini eğitim-öğretimi ve kendi din bilginlerini ya da ruhbanları yetiştirmeleri konusunda evrensel bir mekanizma yoktur..
Biz AB’nin peşinde koşarken, aslında farkında olmadan, sadece Müslümanları, Türk dünyasını, Kürtleri, Gürcüleri, Çerkezleri, içimizdeki Arapları ve diğer halkları değil, Rum’u, Ermeni’si ve Süryani’sini de, Ortodoksluğu, daha doğru bir ifade ile Doğu Roma’yı da batıya teslim ediyoruz..
Ah dostlar ah! Bu tedip, tehcir, tenkil operasyonları ile aslında Güneydoğu giderek adım adım insansızlaştırılmaya çalışılıyor.. Asıl tehlikeli oyun bu.. O bölgedeki gayri Müslimleri batıya kaçırıp çocuklarını gittikleri ülkenin ajanları olarak geri göndermeye çalışıyorlar.. Kürtler üzerinde oynanan oyun da aynı. Bizi de kullanıyorlar. Tavşana kaç, tazıya tut.. Oyun bu..
Baykal’ı, Bahçeli’yi, DSP’lileri, DTP’lileri anlamakta güçlük çekiyorum.. Kemalistler, solcular, ulusalcılar aslında tehlikeli bir ikilem içindeler..
Barış daha iyidir.
Selam ve dua ile..
VAKİT