Veli Saçılık’ın kopan kolu davası...

Oral Çalışlar

Veli Saçılık ismini bu gazetenin okuyucuları hatırlar. Yıllar önce kolu bir cezaevi operasyonu sırasında kopmuştu. Kopan kol yerine dikilebilecekken, poşete konup sokağa atılmış ve sonunda bir köpeğin ağzında bulunmuştu.
Yıl 2000, aylardan temmuzdu. Yer Burdur E Tipi Cezaeviydi. Tutuklu ve hükümlüler cezaevindeki uygulamaları protesto için mahkemeye gitmiyorlardı. Bu direnişi kırmak amacıyla cezaevi yönetimi bir buldozerle cezaevi duvarlarını yıkarak içeriye girmeye, tutuklu ve hükümlüleri zorla mahkemeye götürmeye karar vermişti.
Cezaevine hücum eylemi sırasında buldozer, tutuklu Veli Saçılık’ın kolunu koparttı. Saçılık, daha sonra Emek gazetesi sattığı için yargılandığı davadan beraat etti ve serbest kaldı. Artık tek kolu vardı.
Veli, cezaevinden çıktıktan sonra ziyareti-me bir çiçekle geldi, kendisiyle tanıştık. Daha sonra ilişkimiz uzaktan da olsa sürdü. Bir işe girmiş çalışıyordu. Bu arada kopan kolu için Antalya 1. İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Mahkeme, İçişleri ve  Adalet Bakanlığı’nı bu kusuru nedeniyle tazminata mahkûm etmişti.
Sonrasını Veli Saçılık’tan dinleyelim:
“Merhaba Oral abi;
Burdur cezaevi olayı sekizinci yılında. Ben bile sağ yanımda sallanan boşluğa rağmen olayı unutmaya başlamıştım. Ama devlet hiç bir şeyi unutturmuyor.
Tarih 5 temmuz 2000’di. Anlamsız bir dava için ifade vermeyen 11 kişiyi zorla  mah-kemeye çıkarmak istiyorlardı. Tabi bu görü- nürdeki iddiaydı. Asıl mesele F tipine geçişti.
Yok yere atılan yüzlerce gaz bombası, makineli tüfek, yıkılan duvarlar. sonrası 61 ağır yaralı, kopan bir kol, kırılan kemikler, moraran etler, tecavüz ve daha binbir türlüsü. Sonra kepçe darbesiyle benden koparılan kolun bir sokak köpeğinin ağzında bulunması.
Ben içerdeolduğum davadan beraat ettim. ‘Devlet büyükleri’sorumluların bulunacağı yargılanacağını söyledi herzamanki gibi. Sonuçta gardiyanlara soruşturma izni veril-medi. jandarmalar bölge idare mahkemesinin yargılanma kararına rağmen savcının kararıy-la yargılanmadı. Kepçe operatörü beraat etti. kolu kasıtlı dikmeyen yanlış hasta-neye sevk edenler beraat etti. Ben İçişleri ve Adalet Bakanlığını tazminata mahkum ettir-dim. Tek tesellimde buydu. onların açtığı ‘is- yan’ davası ise sürüyor. Şimdi Danıştay taz-minat kararınıda iptal etti. Bu olayda tek sorumlu ben kaldım. kopan kolun yapılan iğrenç işkencelerin tek bir sorumlusu yok artık.
Türkiye “laik-demokratik cumhuriyet”miş... Şunu öğrendimki benim memleketim herşey konuşulur ama hiçbir şey değişmez.
Bu olayla ilgili bir sandık dolusu arşiv biriktirdim, belgesel oldu, öykü oldu, tiyatro oldu, manşet oldu ama sonunda olan bana oldu.
Şuan nüfus memuruyum, memur zihniyetiyle çalışmıyorum. İşimi iyi yapıyorum çünkü köhnemiş memur zihniyetin çok çektim.
hayata küsmedim, politikadan uzaklaşmadım yaşamı ve yaşamayı seviyorum. İçten sevgiler saygılar.”
***
Veli’nin kolu kopartıldığında  dönemin Cezaevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’du. 19 Aralık 2000 yılında 32 kişinin ölümüne neden olan 20 cezaevine yönelik operasyonun da etkili isimlerindendi.
Kopan kolla ilgili “Olayın sorumluları hakkında gereken yapılacak” diye demeç vermişti. Kendisi geçenlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliğine atandı.
Danıştay 10. Dairesi tazminat kararını reddederken, “zararın oluşmasında zarara uğrayanın ya da üçüncü kişinin kusurunun bulunması halinde ise idarenin tazmin sorumluluğunun ortadan kalkacağı ya da kusur ölçüsünde azalacağı açıktır” ifadesini kullanmış. Veli Saçılık aylarca hapis yattığı davadan beraat etti. Direniş davası ise sürüyor. Veli Saçılık hiçbir mahkûmiyete sahip değil. Buna rağmen kazandığı tazminatı Danıştay kararıyla kaybetti...
Ali Suat Ertosun ise Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyesi olarak görevini sürdürüyor...

Radikal gazetesi