Vekile zam şipşak ‘tazminata sınır’ başka bahara!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Milletvekili maaşlarına gece yarısı zam geliyor.

Ne hazırlık.. Ne kamuoyunda tartışma.. Ne de bir yerden görüş alma var..

Şipşak bitiriliyor iş..

Haksızlık etmeyelim..

Bu konu, her iktidar döneminde, hep böyle olmuştur.

AK Parti iktidarında da, değişen bir şey yok.

Yine gece yarısı operasyonu ile, işlem tamam.

TBMM Başkanı’nın gerekçesi de hazır: “Milletvekilleri tüm masrafları cebinden yapıyor. Oysa üst düzey bürokratların masraflarının tamamını devlet ödüyor!”

O zaman, bürokratları mı milletvekilleri gibi yapmak lazım? Milletvekillerini mi bürokratlar gibi?

Her neyse..

“Yapılan”ın şık olmadığını not edip, nelerin yapılması zorunlu olduğu halde isteksiz kalındığını ve sonuçta neler yaşandığını/yaşanmaya devam etitğini de hatırlatalım.

Milletvekilleri maaşlarına bir çırpıda zam yapıyorlar ama.. Milletvekillerinin çıkarmaya yanaşmadığı bir kanun sebebi ile, Cuma Dergisi’nin sorumlu müdürünün ev ve arabasına haciz uygulandı..

Haczin sebebi ne?

Birisinden alınan borç para mı?

Veya, alınan kağıdın/mürekkebin, fatura bedeli mi?

Hayır, sebep bunlar değil.

Sebep; Cuma Dergisi’nin kapağında, Çetin Doğan, Tuncer Kılıç ve Hurşit Tolon için “Disiplinsiz subaylar” denilmesi.

Ne var bunda?

Şu an bu üç subay da sanık değil mi?

Sanık olmak; “disiplinsiz olmak”tan daha mı hafif bir durum?

Tabii ki değil.

Disiplinsiz olup da, aleyhinde iddianame düzenlemeye yeter delil olmayan ve sadece disiplinsizlik cezası alan on binlerce subay var.

Eğer disiplinsizlik belli bir ağırlık taşıyor ve ayrıca Ceza Kanunu’nu da ihlal ediyorsa, kişi o zaman sanık oluyor.

Demek ki, üç subayın da sanık olması, disiplinsiz olduklarının kesin delili..

Bu bir yana; bahsettiğimiz kişiler öyle sıradan bir suçun sanığı da değiller.

Müebbet hapis cezası istemli çok ağır bir suçun sanıkları..

Buna rağmen, “Disiplinsiz” denilmesi hakaret sayılıp, üç subay/general lehine tazminata hükmedildi.

AK Parti’nin iktidarının 9. yılında, Ankara’daki bir hakim, bu kararı verdi/verebildi.

CHP’nin tam da, “Yargı, AK Parti’nin arka bahçesi haline geldi” dediği günlerde..

Bir not ilave edelim. Üç generalin bu davada avukatlığını, CHP’nin eski milletvekili Şahin Mengü yapıyor.

Mengü, “Basın susturuluyor. Gazeteciler susturuluyor” diyerek, meydanda dolaşıyor...

Oysa bizzat kendisi yapıyor, “gazetecileri susturma işlemi”ni..

Derginin kapanmasından tatmin olmuyor.. Sorumlu müdürün evini, arabasını haczediyor.

Oysa, gece yarısında, “milletvekiline maaş zammı” yarım saatte nasıl yapılmış ise, Basın Kanunu’na eklenecek bir madde ile, “Astronomik tazminat kararı verme” imkanı da kaldırılsaydı, bunlar yaşanmazdı..

Dönemin Adalet Bakanı, şimdinin TBMM Başkanı’na, bir gazeteci grubu ile, alternatif teklifler de içeren bir dosya sunduk: “Gazeteciler aleyhine açılan tazminat davalarında hükmedilen astronomik tazminatlar, basını susturma amaçlıdır.. Tazminat miktarına bir sınır getirilmelidir. Mesela, ‘Bir yayın organındaki haber sebebi ile verilecek tazminat kararı, o yayın organının bir günlük gelirinden fazla olamaz’ şeklinde bir düzenleme, keyfi kararları önleyebilir” dedik.

“Değişiklik illa böyle olsun” da demedik.

“İsterseniz, sınırı, ‘Davalının bir aylık gelirini geçemez’ şeklinde belirleyin” dedik.

Hatta şunu da söyledik: “Bu kriterler yerine, bir başka objektif kriter koyun. Kriterin ne olması gerektiğini tartışarak bulalım.. Ama mutlaka bir sınır olsun.. Küçücük bir haberden, bir köşe yazısından, trilyonluk tazminat kararları çıkmasın.. Değişik kesimlerden görüş alalım, sonunda en makul olanını, TBMM kabul etsin” dedik.

Hiçbirisine sıcak bakmadılar.

TBMM’de görüşmeye bile gerek görmediler.

Ve sonuçta Cuma Dergisi, verilen astronomik tazminatlar yüzünden kapandı.

Şimdi sorumlu müdürün, şahsi imkanları ile aldığı arabası, ailesinin ikamet ettiği taşınmazı haczedildi..

Üç generale, “Disiplinsiz” denildiği için.

Cezası, 90 bin lira..

Milletvekillerine zam, yarım saatte geçiyor..

Basını susturma amaçlı astronomik tazminatlara sınır, 9 senedir konulamıyor.

Meydan, gazetecinin evini haczedenlere kalıyor.. Onlar da, kendi yaptıklarını gizleyip, “Basın susturuluyor” diyerek, terör destekçileri için vaveyla koparıyorlar..

YENİ AKİT