وَاَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ فَاَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَسْقَيْنَاكُمُوهُۚ وَمَٓا اَنْتُمْ لَهُ بِخَازِن۪ينَ ﴿٢٢﴾
“Ve aşılayıcılar olarak rüzgârları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun depolayanları değilsiniz.” (Hicr / 22)
Rüzgârlar evreni idare eden yasalar sistemine göre hareket etmektedirler. Yine bu yasalar sistemi uyarınca yağmur yükleyicilik görevini yerine getirip bu yasaların öngördüğü şekilde yağmurun yağmasını sağlamaktadırlar. Ama bütün bunları temelden düzenleyen, planlayan kimdir? Hiç kuşkusuz bunları takdir eden ve mucizelere kaynaklık eden evrensel yasayı koyan yüce yaratıcıdır.
“Evrende varolan her şeyin hazinesi, ana çkaynağı bizim katımızdadır. Ve biz her şeyi size belirli bir ölçüye göre indiririz.”
Bu ifade de her hareketin hatta su içme olayının bile yüce Allah’a bağlandığını görüyoruz… Yüce Allah’ın dış alemdeki olaylar hakkında geçerli olan yasası ile iç alemdeki olaylar hakkında geçerli olan yasası birbirlerinin aynısıdır. Ayetlerin birinci bölümü yüce Allah’ın ayetlerini yalanlayanlar aleyhinde yürürlüğe koyduğu yasasını içermektedir. İkinci bölüm de gökler ve içindekilerle beraber yeryüzü, rüzgârlar, su ve su ihtiyacını gidermeye ilişkin yasasını içermektedir. Hepsi de Allah’ın kaderi doğrultusunda yürürlükte olan onun yasalarıdır.
FİZİLALİL KUR’AN
Ayet-i Kerimede ifade edilen, rüzgârların aşılayıcılığı hususu, özellikle günümüzde botanik ilminin elde ettiği sonuçlarla daha´ iyi anlaşılır olmuştur. Zira artık bilinmektedir ki, bitkilerde ve meyvelerde döllenme, rüzgârın tesiriyle meydana gelmektedir. Erkek ağaçlardaki bulunan toz zerrecikleri halindeki tohumlar, rüzgârın tesiriyle uçuşarak dişi ağaçlara konuyor ve döllenme meydana geliyor. Bu hadise Cenab-ı Hakkın takdiri ve emriyle öyle düzenli ve planlı bir şekilde oluyor. Eğer rüzgâr, zamanında ve belli bir Ölçüde esmeseydi felaketler meydana gelebilir, tohumların, yerlerine konması değil ağaçlar bile kökünden sökülüp yerle bir olabilirdi. Demek oluyor ki Allah tealanın takdiriyle olaya bir ölçü hakimdir.
Ayet-i Kerimede işaret edilen bir diğer husus ta, yağmurun yağması hususudur. Yine bilindiği gibi bulutlar da rüzgârın tesiriyle yer değiştirerek doyum noktasına ulaşacakları yerlere geliyorlar ve yağmur yağıyor. Yağan bu yağmurdan meydana gelen sular, toprak tarafından emiliyor ve depolanıyor. Ve oradan belli bir ölçüde akarak toprak üstüne çıkıyor ve bundan bütün canlı varlıklar istifade ediyor. İşte bütün bu olayları programlayıp tertipleyen ilâhi iradedir. Herşey Allah tealanın takdiriyle meydana gelmektedir. Artık onun bu gibi tükenmez nimetlerine şükretmek, kulun en başta gelen vazifderindendir.
İşte sizin için gökyüzünden tatlı bir su indiriyoruz da en büyük nîmetlerimizden birini tadıyorsunuz. Eğer biz size rahmetimizin gereği olarak sizin için böyle bir su indirmeseydik siz asla ona sahip olamazdınız. Siz asla onu gökten indiremezdiniz. İndiremediğiniz gibi, ihtiyacınız anında kullanmak üzere onu yeryüzünde biriktiremezdiniz.
Öyle değil mi? İçtiğiniz sudan bir damla indirebilecek birileri var mı? Rabbiniz kesiverse sularınızı ne yaparsınız? Kime gidersiniz? Kimden yardım istersiniz? Kimin gücü yeter buna? İşte Rabbiniz sizi, sizin asla sahip olamayacağınız, güç yetiremeyeceğiniz rızıklarıyla rızıklandırmaktadır.
BASAİRUL KUR’AN