AİHM’de, yüzlerce dosyada hep “Türkiye Cumhuriyeti devleti haksızdır.Kanunlara aykırı davranmıştır. Mahkûm edilmelidir” diye oy kullanan Rıza Türmen’i tanıyorsunuz.
Bu Rıza, Türkiye aleyhine açılan o yüzlerce dosyanın sadece bir tanesinde “Türkiye Cumhuriyeti haklıdır. Vatandaşa haksızlık yapılmamıştır. Vatandaş haksızdır” şeklinde oy kullandı!
Neydi o tek dosya?
“Başörtü yasağı davası!”
Yani, askerin keyfi hareketi için açılan davada Rıza bey dedi ki, “Asker köylüye zulmetmiştir. Türkiye mahkûm edilsin”
Polisin eyleminden dolayı açılan davada Rıza bey dedi ki; “Polis vatandaşa işkence yapmıştır. Türkiye aleyhine karar verilmeli.”
Bakanlıklara karşı, idareye karşı açılan davaların hepsinde, Rıza beyin kullandığı oy hep; “Türkiye mahkûm edilmelidir” şeklinde..
Ama ne hikmetse, başörtü yasağının insan haklarına aykırı olduğu yönünde talep içeren davada, Rıza bey birden U dönüşü yapıp, Türkiye lehine oy kullanmıştı.
İşte bu çarpık kafa, önceki akşam NTV’de,Can Dündar’ın karşısında, yine bildik inciler döktürüyordu..
Can Dündar da zaten, bu işlere dünden teşne.. O da çanak tutuyor Rıza efendiye..
Ne diyor Rıza efendi?
Şöyle diyor: “Siyasi iktidar, AB kurallarını hayata geçirmek istiyorsa, arzuladığı Anayasa değişikliğinden önce, kanunlarla yapabileceği iyileştirmeler var. Önümüzde somut konular var. Örneğin HSYK’dan AdaletBakanı çıkarılmalı. Müsteşar üyelikten ayrılmalı. Alın önümüzde somut atılacak adımlar bunlar. Örneğin HSYK’nın sekreteryası, Adalet Bakanlığı’ndan bağımsız olmalı. Yine binası ayrı olmalı.. TeftişKurulu Adalet Bakanlığı’ndan alınıp, HSYK’ya bağlanmalı.. HSYK’nın gündemini, bakan veya müsteşar belirliyor. Bu yetki kaldırılmalıdır.”
Ve bu minval üzre devam edip gidiyor, Rıza efendinin kurnazca talimatları!
Öyle uyanık ki, Rıza efendi..
CHP kafasının bürokraside daha da despot kılacak ne kadar değişiklik varsa, onların hepsini toptan istiyor.. Bir tanesini bile eksik bırakmıyor.
Şu an HSYK’daki bazı sol kafalılar, kendi siyasi görüşlerine uygun olmayan savcıları görevden alıyor, baskı kuruyorlar ya..
Bu görevden almaların daha da katmerleşmesi için, Teftiş Kurulu’nun direkt HSYK’ya bağlanmasını istiyor, Rıza efendi..
Şu an HSYK, savcı ve hakimlerin görevlerini soruşturmasız değiştirme yetkisi yokken bile, kafasına göre yetkileri geri alıyorsa... Yarın bir deRıza efendinin dediğini yapıp, HSYK’nın eline Teftiş Kurulu’na verirseniz, siz o zaman seyredin olacakları!
Türkiye’de hakim-savcı mı kalır o zaman.
Akşam yatar hakimler, sabah kalkarlar ki, 300 km Batı’ya gitmişler.
Kafa dengi hakimler de, sabah kalkarlar Hakkari’de, akşam bakarlar İstanbul’dalar!
Erzurum savcılarına yapılanlar, Ergenekon savcılarına yapılmak istenenler... HSYK’nın nasıl bir despot kafaya sahip olduğunu göstermiyor mu?
Rıza efendi başka ne istiyordu? HSYK gündemini, müsteşar/bakan belirlemesin!
Affedersin Rıza efendi, Erzurum savcıları ile ilgili karar alınırken, müsteşar mı belirledi o konuyu gündeme almayı?
Allem ettiler, kallem ettiler, zorla o konuyu gündeme aldırdılar. Bir de bu yetkiyi tümden HSYK’nın o malum üyelerine verirseniz, işte o zaman halimiz harap demektir.
Vakit’e beraat mı verildi, anında Hakkari’ye.. Ergenekoncu birisine gözaltı mı verildi? Anında Şırnak’a.. Gündemmiş, soruşturma açılmamış mış..hiç önemli değil. Gece yarısı bile kalkar, karar alırlar bunlar..
Uzun lafın kısası, Rıza efendi çok uyanık. AB’deki kuralları alalım derken, tek tek saydıklarının tamamı, mevcut siyasi dayatmaları daha da güçlendiren istekler.
“AB ülkelerinde HSYK üyelerinin önemli bir kısmını, Meclis seçiyor. Meclis seçerse, işte o zaman HSYK’ya bağımsızlık verilmeli. Onlara ayrı sekreterya, gündemi belirleme yetkileri verilmeli. Ama Meclis’e seçim yetkisi verilmeden, HSYK’nın yetkileri artırılamaz” demiyor Rıza efendi.
“HSYK, bugünkü gibi olsun.Üyeler tam kafa dengi kalsın. Üye seçimi değişmesin, ama HSYK’nın yetkileri artırılsın” diyor.
“Başka ne arzu ederdiniz” mi diyelim?
Yoksa “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye” mi?
VAKİT