Fatih Demir / Haksöz Haber
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcıları Nusret Senem ve Mehmet Cengiz'in, 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı iddiasıyla yargılanan eski subaylara açılan FETÖ davalarında avukatlık yaptıkları iddialarını kabul ederek “sadece sicili temiz olanların” davalarını aldıklarını belirtti.
Nusret Senem, "Genel Başkanımızın emriyle, mağdur olduğuna inandığımız kişilerin davalarında görev alıyoruz" diyerek partisinde yer alan her hangi bir avukatın bilgileri dışında davalara katılmadığını ifade etti.
Senem ve Cengiz'in FETÖ davalarında avukatlık yaptığına ilişkin iddiayı, Ergenekon davası döneminde birlikte sanık müdafiliği yaptıkları avukat Vural Ergül ortaya atmıştı. Senem, bu iddiayı doğrulayarak, "Uygun gördüğümüz dosyaları alıyoruz" demişti.
Vural Ergül, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla yeni bir iddia daha ortaya atarak Senem ve Cengiz’in FETÖ davası sanıklarından aldıkları vekâlet ücretinin yüzde 10’u ile 25’i arasında bir payı Vatan Partisi’ne bağış olarak aktardığını öne sürdü.
15 Temmuz Darbesine katılan sanıkların avukatlarının kim oldukları ve ne amaçla darbeci sanıkları savundukları uzunca bir süre konuşulmuştu. Meğerse darbecilerin masum olduklarına inananların bir kısmının Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek tarafından görevlendirilmiş avukatlar oldukları ortaya çıktı. Her ne kadar Vatan Partili avukatlar önümüze gelen davayı almıyoruz deseler de, dün ortaya atılan yeni bir iddia ile darbeci sanıklardan alınan paraların yüzde 10 ile 25 arasının Vatan Partisinin kasasına girdiği iddia edildi.
Perinçek ve ekibinin 15 Temmuz yargılamalarında bugüne kadar ki söylemi 15 Temmuz Darbe Girişimine teşebbüs eden herkesin suçlu olduğu hiç birinin asla masum olmadığı yönündeydi. Bugün ise gördüğümüz kadarıyla Doğu Perinçek bizatihi parti avukatlarını yönlendirerek darbe teşebbüsünde bulunan sanıkların yargılamalarına dahil olmakta. Her söylemi ve eylemiyle kendisiyle çelişen Perinçek bu defada 15 Temmuz davalarına bakışını güncellemiş gibi görünse de iddialar daha farklı bir soruyu gündeme getiriyor. 15 Temmuz Darbe davalarında Gülen yapılanmasının ve darbe davalarının sanıklarının savunmalarını yapan avukatların ailelerden yüksek meblağlarda ödemeler talep ettikleri iddia ediliyordu. Üstelik aileler darbe ile yargılanan sanıkların gerekli savunmalarının da avukatlar tarafından yapılmadığını beyan ediyorlardı. Düne kadar toptancı bakış açısı ile tüm sanıkları suçlu ilan edenlerin bugün sanıkların savunmalarını yaptıklarını ve "bizce masum" dedikleri sanıkların olduğunu iddia etmeleri gerçekçi görünmemekte. Hele ki dünü ile bugünü hiç bir zaman uyuşmamış, geçmişi kirli isimlerin bu tarz savlarda bulunmaları kimseyi inandıramamakta. Düne kadar dindar camianın avukatları FETÖ ile yargılanan sanıklara tepkili yaklaşarak davalara girmezken, sol ve kemalist cenahın avukatları ise yüksek rakamlarla bu davaları takip ederek ciddi kazançlar elde ettikleri kamuoyunda dile getiriliyordu. Perinçek'in iki avukatı da baktıkları FETÖ davalarından partiye, örgüte kaynak aktardıklarını ifade etmelerinden benzer durumun yaşandığı ifade edilmekte. Perinçek şurekasının, vekalet ücretlerini kasıtlı olarak yüksek tutup bundan gelir sağlamaya çalışan, adalet ve hak arayışındaki insanları umursamayan, tipik bir ikiyüzlülüğünün son göstergesidir bu tutumları.
Doğu Perinçek ve Aydınlık ekibinin Türkiye’de gerçekleşen birçok kirli işte imzası oldukları dikkate alındığında ortaya atılan iddiaların devamının geleceği öngörülebilir.