'Varol İnönü'den 'On Bir Ayın Sultanı'na Ramazan Mahyaları

Cumhuriyetin ilk dönemlerinde mahyalarda "Atatürk" ve "Varol İnönü" yazıları yer alırken son dönemde “On Bir Ayın Sultanı", “Oruç Tut Sıhhat Bul", mahyaları göze ve gönle hitap etmekte.

Osmanlı'da ilk olarak Sultan 1. Ahmet döneminde Sultanahmet Camii'ne dini sözlerin yazılı olduğu kandillerin asılmasıyla başlayan mahya geleneği yaklaşık 450 yıldır her Ramazan ayında minareleri süslüyor.


Rivayete göre ilk mahya 1614 yılında Fatih Camii müezzinlerinden Hattat Hafız Ahmet Kefevi'nin iki minare arasına ortası yazılı bir resmi dönemin padişahı 1.Ahmet'e hediye etmesiyle başlamıştır. Bu hediye 1.Ahmet'in çok hoşuna gitmiştir ve hediyeden ilhamla sonraki yıllarda dini hükümlere bağlı kalınması şartıyla Ramazan ayının sevinç ve coşkusunu yansıtacak mahyaların kurulmasını istemiştir. Bunun üzerine o dönemde yapımı tamamlanan Sultanahmet Camii'nde uygulanmaya başlanan bu sanat böylece geleneksel hale gelmiştir.

Mahyalar insanları iyiliğe ve sevaba yönlendirmek ve insanlara güzel mesajlar vermek amacı ile kurulmuştur. Bu yazıları tasarlayıp, minarelere asılmasını sağlayan sanatçılara ise “mahyacı" adı verilir.

Büyük camilerin minareleri arasına ip veya teller gerilerek yapılan mahya üzerine kimi zaman yazı yazılarak kimi zaman ise resim çizilerek sergilenirdi. Mahya üretiminde zeytinyağı ya da mum kullanılırdı. Ancak bu kandillerin yanma ömrü ortalama 3 saat olduğu için, bütün camilerdeki mahyaları bir gecede görmek oldukça zor oluyordu. Osmanlı da yağ kandilleri ile yapılan sanat günümüz teknolojinin etkisiyle elektrik enerjisinden faydalanılarak yapılmaktadır.
Cumhuriyet devrine ait en eski mahyalarda “Müslümanlık insanlık dinidir" “Allah çalışıp kazananları sever" “Türk Yılmaz" “Türkler Cumhuriyetperverdirler" “Türklerin istikbali teyyareciliktir" “Birlik kuvvettir ayrılık zaaftır" şeklinde mahyalar minareler aralarına asılmıştır.

Daha sonraki dönemlerde İstanbul'un 11 selatin camisinde kurulan mahya yazılarında; “Tayyareye yardım" “Vatandaş hesabını bil" “İktisada alışalım" “Para biriktir" cümleleri kullandı. 1950 öncesi mahyalarında ise "Tanrı uludur", “Tanrı elçisi Muhammed", “Allah bes" ,“22 yaşında devir açan Fatih", “Camii Koru", “Camiler yurdun tapulu malıdır", “Ha Tanrısız gönül ha camisiz vatan" “Onarıma katılalım", “Korursanız koruruz", “Bizi onaran onsun yaradan", “Kör kazmaya ne kurbanlar verdik", “Bizi onarın bayram edelim" cümleleri yer alıyordu.

1975 yılında siyasi ve fikri manada İslamcılığın yükselişe geçmesiyle mahya yazıları da değişmiştir. Minareler arasından "Cihad, kuvvet ve hayattır", “Çalışmak ibadettir", “Namaz dinin direğidir", “İçki her kötülüğün anasıdır", “Haya imandandır" şeklinde cümleler yer almaya başlamıştır.

Son dönemde ise Ramazanın gelmesiyle birlikte genellikle “Hoş Geldin Ramazan", “Ya Şehri Ramazan", ayın ortasında “Allah'ın Emrini Tut", “On Bir Ayın Sultanı", “Oruç Tut Sıhhat Bul", ayın sonunda ise “Elveda Ramazan" mahyaları göze ve gönle hitap etmekte.

 

Yeni Şafak

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu