29 Mart'ta halk yerel yöneticilerini seçiyor. Demokrasiyi yerelden başlayarak işletmek için önemli bir fırsat. Darbeler ve darbecilerle hesaplaşmaya da yerelden başlayabiliriz.
İzmir İl Genel Meclisi bu yolda çok önemli bir adım attı; 12 Eylül ve Kenan Evren isimlerinin okullardan silinmesini karara bağladı. Şehrin demokratik temsilcilerinin aldığı bu kararı İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yerine getirmekten başka seçeneği olamaz. Aksi, Milli Eğitim camiasını darbecilerin seviyesine düşürür.
İzmirlilerin girişimi övgüye değer, hatta tarihî değerde. Belki de bir milad olacak. Bir ülkenin toplumsal hafızasına zerkedilen 'militarizm' işte böyle girişimlerle temizlenir. Umarız ki yerel seçimler arefesinde bu irade dalga dalga tüm Türkiye'ye yayılır, her şehir 'darbe' ve 'darbeciler'in izlerini en azından eğitim yuvalarından temizler.
Aslında bırakın okulları, tüm şehirlerimizi 'darbe artıkları'ndan temizleyebiliriz. Bu türden inisiyatiflerin konularının ve kapsamlarının genişletilmesi ve yaygınlaştırılması mümkün. Yerel demokrasi yoluyla böyle bir süreç başlatılabilir. Böylece demokrasi iradesinin ve talebinin tabandaki varlığı gösterilmekle kalmaz, alttan yukarıya 'militarizm'le mücadele yönünde bir tazyik de yaratılır.
Darbecilere karşı savcıları harekete geçemeyen, mahkemeleri işlemeyen, yani darbecilerle hukuk yoluyla hesaplaşamayan bir toplum en azından 'toplumsal alanda' darbelerin ve darbecilerin izlerini silmelidir. Okullarda başlayan bu temizlik hareketi mahalle ve sokak isimlerini de kapsayabilir; herkes mahallesini, sokağını, okulunu darbe ve darbecilerin isimlerinden kurtarabilir. Toplumsal hafızaya ve fiziksel mekâna işlenen sinsi 'meşrulaştırma' girişimlerine de böylece bir son verilir. Bu mümkün; içimize sindirilmiş militarizmle yüzleşmek ve hesaplaşmak için demokrasi bir imkân çünkü.
Bunun için, yerel düzeyde hangi siyasi görüşten olursa olsun darbe ve darbelere karşı demokratik tepki gösteren insanlar, 'toplumsal alan'da militarizmin temizlenmesi için etkin bir işbirliği yapabilir. Bunun için yerel seçimlerden daha iyi bir zaman olabilir mi? Belediye başkan adaylarımız, il ve ilçe meclisi üyesi adaylarımız, şehirlerinde militarizmi, darbeyi ve darbecileri yücelten, onları şehrin hafızasına, mimarisine ve haritasına adeta kazıyan isimleri değiştirme sözü verecekler mi? Bu sözü vermezlerse biz demokratlar onlara oylarımızı verecek miyiz?
Belediye başkanları ve yerel meclisler seçilirken hem adayların hem de seçmenin bu konudaki duyarlılığı görmek lazım. Herkes neden kendi şehrini, mahallesini, sokağını 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat kalıntılarından temizlemesin? İnternetten küçük bir tarama yapınca memleketin neredeyse her köşesinde 27 Mayıs Caddesi, Cemal Gürsel Meydanı, 12 Eylül Mahallesi, Kenan Evren Bulvarı olduğunu göreceksiniz.
Kayseri'de 27 Mayıs Caddesi neden olsun? Demokrasiyi bir daha iflah olmaz biçimde rayından çıkaran, milletin sevgilisi bir başbakanı ve iki arkadaşını darağacına gönderen bir cinnet anı neden hayatımızın orta yerine kurulsun? Malatya'da, Hatay'da Cemal Gürsel mahallelerinin ne işi var? Adana'da neden Kenan Evren Bulvarı bulunsun? 12 Eylül Mahallesi'ne oturmaya neden razı olalım? Cemal Gürsel sokağında neden yaşayalım?
Mesele mahalle, cadde, bulvar, okul isimleri değil; mesele darbeleri ve darbecileri toplumsal ve kişisel hayatımızdan, şehrimizin fiziksel ve zihinsel haritasından silmek, onlarla birlikte yaşamayacağımızı, onları hayatımıza almadığımızı ifade etmek.
Darbenin ve darbecinin izini mahallesinden, sokağından, meydanından, okulundan silemeyenler, silmek için girişimde bulunmayanlar darbecilerin yargılanmasını veya en azından itibarsızlaştırılmasını talep edemezler. Madem yargılayamıyoruz onları, sokağımızdan kovalım bari.
ZAMAN