CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van mitinginde dile getirdiği "Muğlalı Kışlası'nın adı değiştirilsin" önerisine Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün "Öyle bir şey düşünmüyoruz" yanıtını vermesiyle alevlenen tartışmada, Van'dan tek ses, tek istek çıktı. Özellikle referandum döneminde birbirlerine karşı yürüttükleri sert muhalefetle hemen hemen hiçbir konuda uzlaşamayan partiler, kışlanın adının değiştirilmesi konusunda aynı fikirde birleşti.
AKP, BDP ve Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) adının değiştirilmesinin yeterli olmayacağını, kışlanın da kent dışına çıkarılmasını isterken CHP ise "Kışlayla sorunumuz yok ama bu isim kesinlikle değiştirilmeli" görüşünü dile getirdi. Taraf'a konuşan il başkanlarının konuya ilişkin görüşleri şöyle:
Hem adı hem yeri değiştirilsin
Mustafa Bilici (AKP İl Başkanı): "Kışlanın kaldırılması için zaten hükümetimizin bir çalışması var. Biz de daha önce kışlanın adının değiştirilmesi ve ilçe merkezinden kaldırılması için birçok bakanımıza görüşlerimizi aktardık. Mustafa Muğlalı adı, ilçede antipati uyandırıyor. 33 vatandaşımızın ölüm emrini vermiş ve bunun içinde yargılanmış birinin adının kışlaya verilmesini insanlar hazmedemiyor. İnşallah hem kışlanın yerinin değiştirilmesi hem de adının değiştirilmesi mümkün olur."
Kışla kalsın, adı değişsin
Halil Kartal (CHP İl Başkanı): "Özalp ilçemiz dertli bir ilçedir. Mustafa Muğlalı adı, 2003 yılında kışlaya verildi. Muğlalı adından dolayı halkın rahatsızlığını defalarca genel merkezimize ilettim. Muğlalı adı, insanlık için büyük bir ayıp, Özalp ve Van halkı için ise saygısızlıktır. Adının değiştirilmesi hükümetin elindedir. 55 yıl sonra bile o insanların yakınları o tabelanın önünden geçtiğinde rahatsız ve rencide oluyor. Başbakan bu rahatsızlığı görüp kışlanın adını değiştirirse o şeref ona ait olur. Mustafa Muğlalı sonuç itibariyle hükümlü birisidir. Yasalarımızda da bir suçluyu övmek suçtur. Kışlanın ilçe merkezinden kaldırılması çok önemli değil. Zira sorunumuz kışlayla değil, asılan tabelayla. Kışlanın adıyla sorunumuz var. Dolayısıyla kışla yerinde kalabilir."
Halkın vicdanı rahatlar
Cüneyt Caniş (BDP İl Başkanı): "Mustafa Muğlalı Kışlası'nın hem adı hem de yeri değiştirilmelidir. 33 Kurşun olayını yaşamış bir ilçe halkının gözlerinin içine batacak şekilde bir tabelanın asılmış olması ilçe halkını oldukça rahatsız etmektedir. Kışla çevresinde yaşanan ölümlü olaylara bakıldığında kışlaya ait mühimmatların buna neden olduğu birkaç kez ispatlanmıştır. Hem 33 kurşun olayından dolayı, hem de yaşanan diğer ölümlerden dolayı kışlanın adının değiştirilmesi ve kaldırılması bizce Kürtlerden özür dilemek anlamını taşıyacaktır. Bununla bir nebze de olsa halkın vicdanı rahatlayacaktır."
Devlet geçmişiyle yüzleşsin
Cemal Şen (EDP İl Başkanı): "Kışlanın adının değiştirilmesi gerekir. Hatta bu karar gecikmiştir. Zaten bu isim, Türkiye demokrasisi için büyük bir ayıptır. Suçsuz-günahsız 33 yurttaşını kurşuna dizen bir anlayışın askerî bir birliğe isim olmasını da vahşet olarak değerlendiriyoruz. Kışlanın yeri de değiştirilmeli ve ilçe merkezinden kaldırılmalıdır. Zira ölenlerin aileleri, kendilerini yaralayan o izi her gördüğünde devletle olan bağlarını biraz daha atıyor. Bunun yanı sıra yetkili kurumlar öldürülen yurttaşların ailelerinden, akrabalarından özür dilemelidir. Böylelikle devlet geçmişiyle yüzleşecektir."
Bu da asker düşmanlığıymış
Van'daki siyasi partilerin bu ortak sesine karşı çıkan tek siyasi parti ise MHP oldu. MHP Van İl Başkanı Mehmet Salih Güngöralp'ın görüşleri ise şöyle: "Kışlanın hem yerinin hem de adının kime ne zararı var. Ben MHP Van İl Başkanı olarak hem kışlanın adının hem de yerinin değiştirilmesine kesinlikle karşıyım. Bu, AKP ile BDP ağzı ve politikasıdır. Kışlalarla neden uğraşılıyor. Hele ki bu dönemde neden bu kadar kışlalarla uğraşılıyor? Bence bu, asker düşmanlığıdır."
33 köylü onun emriyle öldürüldü
30Temmuz 1943'te Van'ın Özalp İlçesi'nde "kaçakçılık" ve "kaçakçılığa yataklık"la suçlanan 32 köylü dere kenarında kurşuna dizildi. TBMM Başkanlığı'na verilen bir soru önergesinin kabul edilmesi üzerine olayla ilgili asker ve sivil yöneticiler hakkında soruşturma açıldı. Bütün sanıkların Genelkurmay Askerî Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılandığı davada kurşuna dizme emrini verdiğini söyleyen dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı, 2 Mart 1950'de idama mahkûm edildi. Ardından yaşı ve "hafifletici nedenlerden" ötürü bu ceza 20 yıl hapis cezasına çevrildi. Ancak Askerî Yargıtay bu kararı bozdu. Muğlalı, yeni yargılama başlamadan 11 Aralık 1951'de, 71 yaşındayken cezaevinde öldü.
Selim Kemaloğlu / TARAF