Yapılan basın açıklamasında Rusya’nın barbar tarihine değinilerek, “Rusya, Çeçenistan’da nasıl bir halkı katlettiyse benzer süreci Suriye’de de dün Halep’te, şuan ise İdlib’de devam ettirmektedir.” denildi.
Esed’i Suriye’de makamına çağıracak ve talimat verecek şekilde davranan Putin’in, dün katil Esed’le görüşmesinden sonra Türkiye’ye gelmesinin kabul edilemez olduğunun belirtildiği açıklamada, Cumhurbaşkanı ve hükümetin sert diplomasi ile cevap vermesi gerektiği ifade edildi.
Katil Rusya ve diğer emperyalistlerin Suriye’den def olması ve hükümetin Suriye’ye yönelik daha cesur adımlar atması gerektiğine yer verilen açıklamanın tam metni:
EY ZALİM PUTİN VE İŞBİRLİKÇİLERİ; SURİYE'DEN DEFOLUN!
Bugün bir kez daha İslam beldesi olan Suriye ve özelde İdlib'te yükselen feryadın acısını hissederek burada toplanmış bulunmaktayız. Mazlum Suriye halkının zalim Esed rejimine karşı Mart 2011’de başlattığı kıyam 10. yılına girmiş durumda. Bu kıyam sürecinde Esed rejiminin insanlık dışı saldırılarına, kimyasal silah kullanmalarına, işkencelerine, tecavüzlerine, bebek ve çocuk katliamlarına maruz kalan mazlum Suriye halkı şimdiye değin içlerinde binlerce çocuk ve kadınında bulunduğu en az 1,5 milyon kayıp vermiş ve 6 milyondan fazla sivil hayatta kalabilmek için başka ülkelere sığınmıştır.
Son on günde İdlib'te Rusya'nın bombardımanından kaçarak Türkiye sınırına gelen muhacir sayısı 367 bini geçti. Sınırda büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. İnsani yardım kuruluşları un, gıda, giyim, çadır ve yaşam malzemesi çağrısında bulunuyorlar.
Bilindiği gibi zâlim Esed’in katliamları çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden devam etmektedir. Ona destek veren Emperyalist güçler de Müslüman kanına büyük bir iştahla dadanmış ve Müslümanların cesetleri üzerinden kendilerince güç gösterisi yapmaya devam etmektedirler. İslam coğrafyasının kadim düşmanları olan ikiyüzlü Avrupa, büyük şeytan Amerika ve barbar Rusya, takiyeci İran söz konusu Müslümanlar ve İslam coğrafyası olunca hemen birleşip kurdukları fitne tezgâhlarıyla Müslümanların uyanışını boğmaya ve Müslümanları kargaşanın ve kaosun girdabına sokmaya çalışmaktadırlar. Bu, onların yüzyıllardır uyguladıkları siyasetin değişmez özelliğidir.
Burada bir kez daha hatırlatalım ki Suriye'de bu acı ve katliam dolu tablonun ortaya çıkmasında en büyük pay bugün ülkemize bir dizi temaslarda bulunmaya gelen katil ve barbar Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putindir. Dün itibari ile Putin, Suriye'nin başkenti Şam'a gitti ve Beşar Esad ile yüz yüze bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmede Suriye'deki Rus birlikleri komuta merkezini ziyaret eden ikili, suriyede yapılacak yeni katliamları planladılar. Rusya namına Putin tıpkı Esed rejimi, İran, PYD gibi Suriye’yi insansızlaştırarak zafer elde etmeyi kafasına koymuş durumda.
Afganistan ve Çeçenistan işgallerinden; Kırımın ilhakı, Gürcistan ve Ukrayna’nın parçalanma süreçlerinden yakinen tanıdığımız Rusya’nın, Suriye’ye nasıl bir gelecek hazırladığı hiç kimse için sır değildir. Arkasında bıraktığı ağır tahribatlar, büyük insanlık suçları itibariyle Rusya’nın işgal geleneği ABD’nin işgal geleneğinden hiçbir zaman geri kalmamıştır. Afganistan ve Çeçenistan’da koça ülkelerin nasıl yıkıldığını, çeçenya halkının nasıl tarihte silindiğini, dünyanın gözü önünde yaptığı katliamlar gün gibi ortadadır.
“İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi”, Türkiye ile Rusya arasında 17 Eylül 2018’de varılan mutabakattan sonra oluşturulmuştu. Amaç sivillerin korunması, can kaybının önlenmesi ve bölgedeki insanî trajedinin daha fazla yaygınlaşmasının engellenmesiydi. Ancak bunların hiçbiri olmadı. Aksine, İdlib, ikinci bir Halep olma yolunda. Tıpkı yine Rus savaş uçaklarının yardımıyla Halep’te rejimin kontrolünün sağlanmasında görüldüğü gibi, binlerce can pahasına İdlib’de Esed’in hâkimiyeti altına sokulacak gibi görünüyor. Aynı adımlar şuan Libya’da da atılıyor. Rusya orada da Türkiye’nin zora düşmesi, darbeci Hafter güçlerinin ilerlemesi ve Libya mutabakatını boşa düşürmek için çalışıyor. Sıcak denizler politikası ile Türkiye’yi her tarafta sıkıştıran Rusya, bize dost olmaz. Esad, ABD, İsrail, yerli işbirlikçileri ne kadar Türkiye’ye dost görünüyorsa Rusya’da o kadar dost gibi duruyor.
“İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi”, mutabakatı ortada iken ve Türkiye’ye rağmen katliam devam ediyorsa Cumhurbaşkanına ve Devletimize bir kez daha sesleniyoruz; Rusya’nın katliamlarının Putin’in yüzüne vurulması, daha sert bir diplomasi yürütülmesi, sahada daha cesurca durması, ılımlı muhaliflere gerekli desteğin verilmesi, İdlip ve civarı uçuşa yasak bölge ilan edilmesi, Rusya’yı zora sokacak adımlar atılması. Reel politik vicdansızlık şemsiyesi altına girmeden gerekli insanı ve vicdanı politika ortaya bırakılmalıdır.
Ve bizler bugün burada bütün dünyaya haykırarak şunu diyoruz: Ey Rusya, ey Amerika, ey ikiyüzlü Avrupa ve ey reel politika girdabına batmış işbirlikçi bölge devletleri!
Akıldan çıkarılmaması gereken hakikat şudur: AB ve ABD’nin PKK-PYD’yle, Rusya ve İran’ın Esed rejimiyle Suriye’ye hazırlamak istediği gelecek Suriye halkının direnişini ezip geçmeden hayata geçirilemez.
Sizin demokrasi ve insan hakları söylemleriniz koca bir yalandan ibarettir. Sizler dünyaya ölüm, zulüm ve kıyımlar ile hükmetmenin tarihini yazmış kanlı zalimler olduğunuzu bir kez daha dünyanın gözü önünde ispatladınız. Bugün Suriye’nin dört bir yanında ve Şam'da, Humus'ta, Halep’te, Hama'da, Dera Zor'da, İdlip'te döktüğünüz kanlar, inşallah sizin yıkılışınızın umudunu besleyerek tarihe şahitlik edecektir.
Ey aziz Suriye halkı, alçakça ve şerefsizce bombardımanlara ve dünyanın ikiyüzlü tutumuna rağmen şahadet kefenini kuşanarak mevzii terk etmeyen onurlu halk ve siz ey kararlılıkları, fedakârlıkları ve adanmışlıklarıyla göz dolduran Allah yolunun adanmış erleri; müsterih olun, sabredin; Allah’a and olsun ki cennet sizi bekliyor, düşmanlarınızı cehennem!
Selam olsun; Halep’e, Şam’a, Dera’ya, Hama’ya, Cerablusa ve İdlib’e!
Selam olsun izzetiyle direnip cennete talip olan Bilad-ı Şam’ın yiğitlerine!
Selam olsun Filistin’den, Doğu Türkistan’a ve direnen yiğitlere!