Sivas istismarcıları utanırlar mı şimdi?
Sivas olaylarını bahane ederek, gözlerine kestirdikleri ne kadar mütedeyyin insan varsa hepsini hedef tahtasına koyanlar, “Bu davada hiçbir sanığın beraat etme hakkı yoktur. Hepsi mahkum olmalıdır” mantığı ile yargısız infaz yapanlar, şimdi utanacaklar mı acaba?
Hatırlayın, son duruşma öncesinde ortalığı nasıl velveleye vermişlerdi..
Davada yargılanan mağdurların hakkını kimse savunmadığı için, bin bir yalan ve iftira ile ne hokkabazlıklar yapmışlardı..
Çok somut bir örnek..
İhsan Çakmak isimli şüpheli üzerinden, ne romanlar yazmışlardı..
“İhsan Çakmak, kaçak olarak yaşadığı dönemde, işe girmiş, evlenmiş, çocuk sahibi olmuş” diye başlayıp öyle bir anlatıyorlardı ki, biz bile “Acaba bu iş nasıl olmuş” diye merak ediyorduk..
Meğerse, İhsan Çakmak öyle yakalama kararı ile falan aranıyor değilmiş.
Hatta İhsan Çakmak aleyhine, dosyada ciddi bir delil bile yokmuş!
Ben mi söylüyorum bunu?
Hayır.
Mahkeme söylüyor.
Dün açıklanan gerekçeli kararda, İhsan Çakmak’ın da içinde olduğu 5 kişi için mahkemenin yaptığı tespit aynen şöyle: “Tüm sanıklar, dosyada yer alan ve kendilerine ait olduğu iddia olunan fotoğrafları kabul etmedikleri gibi, işbu fotoğrafların sanıklara ait olup olmadıkları yönünde, dosyada teşhise elverişli fotoğrafları da temin edilmemiştir.”
Mahkeme, gerekçeli kararının devam eden bölümlerinde, daha da somut tespitler yapıyor: “Tanıkların yaptıkları incelemede ise sanıklardan İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Yılmaz Bağ’ın topluluk içerisinde oldukları tespit edilemedikleri gibi, topluluk içerisinde olduklarının tahmin edildiği bildirilmiştir. Tanıkların beyanları bizzat görgüye dayalı olmadığı gibi, yaptıkları değerlendirmede de sanıkların topluluk içerisinde bulunduklarına dair tahminden öteye gidememiştir.”
Evet, Ergenekon davalarında ellerinde lehe küçücük bir savunma delili olmadığı halde kızılca kıyametler kopartanlar..
“Şu delil yalan, bu delil uydurma” diyenler..
“Kahraman generalimiz açısından ortada delil yoktur, hemen beraat kararı verilmelidir” diyerek tozu dumana katanlar.
Sıra Sivas’a gelince, “İdam, idam” diye tepinenler.
Sivas davasının tüm sanıklarını, kamuoyu vicdanında “vahşi katiller” gibi göstererek mahkum etmeye kalkışanlar..
Bakın, sabah akşam küfür ettiğiniz o sanıklar aleyhine, dosyaya tek bir delil koyamamışsınız..
Koyamamışsınız ki, mahkeme de “Dosyada delil yok” diyor..
Yazılı delil bir yana.. Fotoğraftı, video kaydı idi, somut deliller bir yana..
“Görgüye dayalı tanıklık” da yokmuş, bu sanıklar hakkında!
Rivayetler hep başkalarından aktarma, ve tahminlerden ibaretmiş!
Onun için de, aslında dosya zamanaşımına uğramamış!
Delil yokluğundan bitirilmiş..
Ama hakimlerin de kafasını karıştırmış olmalılar ki, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/9. maddesini atlamış, mahkeme heyeti..
Ne deniyor, 223/9’da: “Derhâl beraat kararı verilebilecek hâllerde; durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez.”
O zaman, delil yokluğunu tespit eden mahkeme, ne kararı vermeli idi?
Tabii ki, beraat kararı!
Ama medyaya yansıdığına göre, “zamanaşımı sebebi ile düşme kararı” verilmiş!
Yargıtay aşamasındaki gelişmelerle, konuyu ayrıntıları ile öğreneceğiz.
Ama şunu hemen söyleyebiliriz. İhsan Çakmak şahsında, tüm sanıkları yargısız infaza tabi tutunlar.. İhsan Çakmak’ın ismini vererek, onun üzerinden kamu kurumlarını töhmet altında bırakanlar, dosyadaki delil yokluğu tespiti üzerine, birazcık utanmalı ve kamuoyundan özür dilemelidirler..
“Sanık aranırken, evlenmiş.. Devlete bakın.. Bu nasıl devlet? O sanık çocuk sahibi olmuş. Resmen sanıklar korunmuşlar.. Böyle gayrı ciddilik olur mu?” diyerek kamu görevlilerini suçlayanlar, arandığını iddia ettikleri şahıs hakkında dosyada “tek delil olmadığı” gerçeği üzerine, şimdi özür dilemelidirler..
“Biz işkembeden atmışız. Arandığını iddia ettiğimiz kişilerin, aslında yakalama kararı yokmuş. Hatta aleyhlerine ortada delil de yokmuş. Kamuoyundan ve ilgililerden özür dileriz” demelidirler..
YENİ AKİT