Vahiy, Fıtrat ve Yorum

Hamza Türkmen, geçtiğimiz günlerde günlük yayına başlayan Diriliş Postası gazetesinde haftada üç gün olmak üzere yazmaya başladı. İşte ilk yazısı...

28 Şubat 2015’te çıkmaya başlayan günlük Diriliş Postası gazetesinde bugünden başlamak üzere “Kur’an’ın Aydınlığına YÖNELİŞ” köşesinde haftada üç kez yazacak olan Hamza Türkmen’in ilk yazısı:

***

Vahiy, Fıtrat ve Yorum                                                                                       

Evreni ve hayatı yaratan Rabbimiz, hayat tarlasında bizleri rehbersiz bırakmamıştır. Gaybın bilgisini, Birr’in/İyi’nin ölçüsünü,  fıtri ve toplumsal yasaları “hak” olarak vahyi ile bildirmiştir.

“Vahiy”, beşerin diliyle Yaratıcımız katından iletilen kelamullah’tır.

 Yüce Allah’ın son evrensel çağrısı Kur’an-ı Kerim, hem anlam hem sübut/sabitlik açısından  yakînilik/kesinlik düzeyinde algılandığında mutlak “ilim” elde edilmiş olur ve “iman”ın yolu açılır.

İnsanlığı zulûmattan aydınlığa çıkartmak” için son elçi Muhammed Aleyhisselam aracılığı ile iletilen Kitab, bütün ölçülerin üstünde ölçümüz, bütün nimetlerin üstünde “nimet”imiz, bütün sorunların karşısında “şifa” kaynağımızdır.

Rabbimiz insan, tabiat ve toplum doğasını/fıtrat ını en iyi bilendir. Hayatın düzenini tesadüfle veya amorf bir yaklaşımla izah etmiyorsak eğer, Yaratıcı olan üstün bir güç idrakine yönelmemiz kaçınılmazdır.

Rüşd yaşına adım atan veya rüşd potansiyelini keşfeden herkes için İbrahim Aleyhisselam’ın aya ve güneşe bakarak ne aradığının en güzel tefsirlerinden birisi de Hay bin Yakzan öyküsüdür. Kitab-ı Kerim’in mesajı; ya da “uzaktan koşup gelen adam”ın ilettiği vahyi hitap dinlenip tedebbür/tahkik edildiğinde, hak olan doğruların ve adaletin yolu da öğrenilmiş olur. Çünkü Kur’an kolaylaştırılmış bir kitaptır; ayrıca Allah’ın Resulü onun anlaşılıp uygulanmasında en güzel örnekliği gerçekleştirmiştir.

Korunmuş olan vahiy, kulluk imtihanına tutulan biz ölümlüler için en önemli hayat rehberidir. Resul ve Resulle birlikte olanlar “tertil” ile Kur’an okurken, onu en iyi kavrayan sabikun’u/öncüleri oluşturuyorlardı. Onlar hakikate tanıklık yapan “şüheda” topluluğu idi. Ve bu bilinç çizgisinde “Resul ve Resulle birlikte olanlar basiret üzere insanları hak’ka davet” etmişlerdi. (...)

YAZININ DEVAMI >>>

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!