Hem diyorlar ki, “Davalar çok uzun sürüyor, tutuklamalar, cezalandırmaya dönüşüyor!..” Hem de, kıldan-tüyden itirazlarla, mahkemeleri oyalıyorlar. Balyoz davası başlar başlamaz, hemen “reddi hakim talebi”nde bulunmuşlardı. Bu talep hiç gereksiz yere, duruşmayı bir hafta erteletti. Dün duruşma tekrar başladı. Bu sefer de başka “hikâyeden itiraz”larla dava sürüncemede bırakılmak isteniyor.. Dünkü “hikâyeden itiraz”lardan birisi de, Emekli Orgeneral Çetin Doğan Paşa’nın itirazı idi... Çetin Paşa dedi ki, “Seminerin sevk ve idaresini ben yaptım. Kaynağının, temelinin nereden geldiğini açıklayabilecek durumdayım. Suç isnadı varsa, bana yapılmalı. Arkadaşlarım suçlu değillerdir!”
Hukukçular bilirler..
Bu tür savunmalar, mahkemenin dikkatini dağıtmak, üyelerin kafasını karıştırmak, zaman öldürmek için yapılan bir itirazdır...
Hakimlikte tecrübeli olanlar, bu tür itirazları, esneyerek cevaplarlar.. “Boş boş konuşuyorsun. Uykumu getirdin işte” kabilinden..
Bu itirazları, hiçbir mahkemenin ciddiye alması mümkün değildir.. Ciddiye alınacak bir hukuki altyapısı yoktur; çünkü....
İzah edelim..
Suç isnadı yapılmış. Dava açılmış. Sanıklar mahkemeye getirilmiş. Bundan sonra, mahkemenin, “Suçu üstlenen bir sanık var. Diğerlerini ayıralım. Sadece bu kişiyi yargılayalım” deme hakkı da yoktur, yetkisi de.
Mahkeme; önüne gelen iddianame gereği, tüm sanıkları yargılamaya mecburdur.
Mahkeme; yargılayacak ve kimler suçlu ise, onlara ceza verecek.
Sanıklardan birisi kahramanlık yapıyor edasıyla, “Tüm suç benim. Ben üstleniyorum.Diğerlerini yargılamayın” dese bile, mahkeme, tüm sanıkları yargılayacaktır.
Çetin Paşa, kendi avukatı Celal Ülgen’e sorsun, o da aynı cevabı kendisine verecektir..
O zaman, TSK’da en üst rütbeye yükselmiş Çetin Paşa, niye bu komik savunmayı yapıyor?
“Yargılamayı sulandırmak” için.. “Yargılamayı uzatmak” için.
Suçlama ciddi.
Ciddiyeti koruyarak, savunma yapmaya kalkarsa, çuvallayacak..
Böyle hikâyeden itirazlarla, adi suç sanıklarının çoğu defa yaptıkları türden, “Tüm suç benimdir. Beni yargılayın hakim bey. Diğerlerini bırakın” dediği gibi, Çetin Paşa da kahramanlık taslıyor..
Arkasından da gelsin alkışlar.
Gerçekten de, Çetin Paşa bu sözleri sarfeder sarfetmez, izleyiciler başlıyor alkış tutmaya..
Mahkeme salonunda değiller, sanki tiyatrodalar..
Çetin Paşa da sanık değil, sanki aktör!
Oysa, Balyoz Darbe Planı ile ilgili iddialar ilk ortaya çıktığında, Çetin Paşa şöyle diyordu: “İddialar hayâli. Dava açılması mümkün değil. Açsınlar davayı. Gider kendimi savunurum.”
Şimdi ise, somut suçlamalar anlatılıp, savunma istenmesin diye, önce “reddi hakim” talebinde bulunuyorlar.. Sonra da “Beni yargılayın, diğerlerini bırakın” itirazı yapıyorlar..
Tüm bunların sonrasında da, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, mahkeme kapısında açıklama yapıyor: “Bir cezaevi içinde böyle bir yargılamanın yapılıyor olması, hukuk devleti için vahim bir olaydır.”
Daha ne istiyorsun Kocasakal!
Sanıklar, mahkeme salonunu, tam bir tiyatro salonuna çevirmişler.. Birisi, “Heyyt. Suçu tek başıma işledim. Herkesi bırakın, evlerine gitsinler” diye bağırıyor. İzleyiciler de alkış tutuyor.
Böyle bir yargılamayı siz hangi mahkeme salonunda gördünüz, söyler misiniz?
Bir tane böyle yargılama yapılan duruşma söyleyebilir misiniz bana? İster cezaevi içinde, ister cezaevi dışında.. Bir tanecik gösterebilir misiniz?
Ankara’da, Aczmendiler yargılanıyordu.
Bir tanesi, mahkeme salonunda slogan atmaya kalkıştı.
Anında derdest edilip salondan çıkartıldı.
Aczmendilerin lideri, başında başlık ile duruşmaya gelmek istedi. Sonraki duruşmada başlığı bir kenara bırakın, sakalı da kesilmiş şekilde hakimin önüne getirildi.
Buyurun; bu olayların hepsi, cezaevi içinde olmayan mahkeme salonlarındaki yargılamalardan örnekler.
Bir de, Silivri’deki mahkeme salonuna bakın.
Bir sanık, mahkeme ile dalga geçiyor. İzleyiciler alkış tutuyorlar. Böyle bir olay başka bir mahkeme salonunda yaşanabilirmiş gibi, Baro Başkanı çıkmış hikâye okuyor! 8 tane avukatı takmış peşine, Baro adına yargılamayı takip ediyor. Bir de kalkmış, “vahim olay” diyor..
“Vahim olay nedir?” biliyor musun Kocasakal, “Halkın parası ile, darbecilikle yargılananları korumaya, 8 avukat gönderilmesi.”
YENİ AKİT