Uyuşturucu ticareti ve cinayetler sarmalı büyürken yöneticilerimiz uyuyor mu?

Orhan Adıbelli cinayeti Türkiye'den Avrupa'ya uzanan büyük bir uyuşturucu trafiğinin gelirleri üzerinde yaşanan derin ve kanlı bir çatışmaya işaret ediyor. Yanı sıra devlet-mafya ilişkilerini yeniden gündemleştirmesi açısından da önem arz ediyor.

HAKSÖZ-HABER

4 Ağustos 2020'de Kayseri'de öldürülen Orhan Adıbelli cinayeti Türkiye'den Avrupa'ya uzanan büyük bir uyuşturucu trafiğinin gelirleri üzerinde yaşanan derin ve kanlı bir çatışmaya işaret ediyor. Üstelik yüz milyonlarca euro tutarındaki bu uyuşturucu trafiğinin gelir paylaşımındaki anlaşmazlığın tarafları içerisinde 1980'li, 1990'lı yıllardan bu yana devletin karanlık ve kanlı yüzünü temsil eden aktörlerin adı, ailesi ve çevresi geçiyor sürekli olarak.

Kamuoyunun hemen hiç ilgi göstermediği Kayseri'deki Orhan Adıbelli cinayeti için 8 aylık bir çalışma yapan 6 kişilik tetikçi ekibinin mahkemede cinayet işlemek karşılığında 3 Milyon Avroya anlaştıklarını itiraf ediyorlardı. Kayseri ve Gaziantep cinayet büro amirlikleri tarafından yakalanan ve akabinde tutuklanan sanıklar mahkemedeki savunmada tahliyelerini ve beraatlarını talep ettiler. Tam da bu esnada Türkiye kamuoyu meselenin Mehmet Ağar ve Sedat Peker arasındaki tartışmalarına da şahit oldu.

İçişleri eski bakanı Ağar'ın çok iddialı ama hiç bir şey izah etmeyen klişe beyanlarından biri olan "Bizim meselelerimiz ciddi meselelerdir. Devletin meseleleridir. Milletin meseleleridir." açıklamalarına karşı uzun bir zamandır sesi sedası çıkmayan Sedat Peker basın danışmanı aracılığıyla Mehmet Ağar'a şöyle bir soru sordu: "Bana karşı yapılacak bir suikast hazırlığı konuşulurken, Dubai’de ne işin var?" Evet, yine aranan şahıslar, yine usulsüz silah ruhsatları, yine çakarlı arabalar ve sonu cinayetle, birilerinin işletmesine çökmekle biten "çok gizli ve çok özel devlet görevleri" hamaseti duruyor karşımızda.

Adalet Bakanlığı sürekli olarak insan hakları eylem planları hazırlaya dururken Türkiye bir taraftan uyuşturucu ticaretiyle diğer taraftan cinayetler ve kanlı hesaplaşmalarla kaotik bir ortama sürükleniyor. Hayati sorulara hiçbir ciddi cevap verilmeden "vatan, millet, Sakarya" edebiyatı devreye sokuluyor, bütün kirli ve karanlık ilişki ağlarını örtmek üzere "devletin meselesi" gibi perdeleme operasyonları devreye sokuluyor yine.

Mehmet Ağar, Tolga Ağar, Orhan Adıbelli, Mübariz Mansimov,  Murat Boyracı, Ahmet Nazari gibi isimler etrafında uyuşturucudan cinayete değin uzanan bir dizi iddiayla Sedat Peker tekrar sahne alıyor. Adalet bakanlığı, savcılar ve içişleri bakanlığının Orhan Adıbelli cinayeti bağlamındaki uyuşturucu ve cinayet şebekesini kiralık tetikçilerden öteye geçip azmettirenleri ve planlayıcılarıyla birlikte bütün boyutlarıyla ortaya çıkarma ve suçluları yargı önüne çıkarma gayretlerinin ne kadar tatmin edici sonuçlar vereceğini hep birlikte göreceğiz.

*

Serbestiyet.com’un Sedat Peker'in sözkonusu iddialarını da içeren haberi şöyle:

Peker’den Ağar’a: “Bana karşı yapılacak bir suikast hazırlığı konuşulurken, Dubai’de ne işin var?”

Sedat Peker, basın danışmanı Emre Olur’un Twitter hesabından, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın açıklamalarına yanıt verdi. Mehmet Ağar, Azeri iş insanı Mübariz Mansimov’un kendisi hakkındaki sözleri için ''konuştuklarının hepsi yalandır aşağı yukarı'' demişti. Peker, kendisine yönelik bir suikast girişiminin planlandığı günlerde Mehmet Ağar’ın da Dubai’de olduğunu iddia etti.

Sedat Peker, basın danışmanı Emre Olur’un Twitter hesabından şu açıklamalarda bulundu:

Kutlu Adalı cinayetini, 90’lı yıllardaki faili meçhulleri niye anlatmadın?

Derin memet insanlar yaşlanınca daha akıllı olurlar. Sen yaşlandıkça yeteneklerini böyle nasıl kaybettin? Mübariz’i yalanlamak için bir röportaj yapmışsın. Ancak sülü gibi hiç bir şeye değinmeden sadece helikopter pistini anlatmışsın.

Madem sen kaşındın, günah benden gitti. Mübariz’in marinaya nasıl çöktüğünü niye anlatmadın? Marinadan yapılan uyuşturucu, mazot, insan kaçakçılıklarını niye söylemedin? Kutlu Adalı cinayetini, 90’lı yıllardaki faili meçhulleri niye anlatmadın? Gelecek zamanlarda 90’lı yıllardaki faili meçhulleri de konuşacağız. Hem benim bildiklerimi, hem de rahmetli Tarık Ümit’in Göztepe’deki kaymakam Hasan’ın mekanında bana anlattıklarını da konuşacağız. Rahmetli Tarık Ümit kendisini öldürteceğini biliyordu..

Oğlunun ölümüne sebep olduğu gazeteci kızdan neden bahsetmedin?

Onu dahi bana söylemişti ve adamı öldürttün. Uyuşturucu satıcılarından aldığın paraları da anlatmazsak olmaz. Eskiye dair her şeyi namusluca konuşacağız. Oğlunun ölümüne sebep olduğu gazeteci kızdan neden bahsetmedin?

Neymiş, cezaevinin oradaki helikopter pistini eski belediye başkanı yaptırmış, oğlun da senin gibi hırsız ya, demek sana söylemedi; Mübariz’den 50 bin dolar almış helikopter pistini yaptıracağız diye. Hırsızlık sizin genlerinizde var. O helikopter pistine bir kez rahmetli Mustafa Koç’un helikopteri ile gelindi. Mübariz’in helikopteriyle ise en az 100 kere gelindi.

Fetullah Gülen cezaevine sana yedi tane kitap yollamadı mı?

Aydın eski Başsavcısı Ekrem Yiğit, fetöden meslekten uzaklaştırılınca bu kişiyi sen Petkim’e yerleştirmedin mi? Fetullah Gülen cezaevine sana yedi tane kitap yollamadı mı?

Ufak çocuklar gibi bu kitapları bana Fettullah Gülen yolladı diye tüm gelenlere göstermiyor muydun? Ayrıca yolladığı mektubu kahverengi bir çerçeve ile çerçeveletip cezaevi duvarına asmadın mı? Her gelene göstermedin mi? Sen ne iğrenç bir adamsın arkadaş ya, seni mahvedecem…

Devleti hala daha nasıl soyduğunuzu o vakit geldiğinde inan ki konuşacağız.

Oğlun Tolga Ağar’ı kokain kullandığı için Mübariz yanından kovmadı mı? Senle dostluğu bu şekilde bitmedi mi? Ayrıca devamlı Tayyip Erdoğan’ın arkasından hakaret ediyordun. Hasan Yeşildağ’ın boğaza nazır mekanında Hasan Yeşildağ ile 4.5 saatlik bir toplantı yaptıktan sonra bir anda değişmedin mi?

O toplantıda neler konuştunuz bunların hepsini konuşacağız. Ayrıca Savunma Bakanlığında Milli Tasarım Milli Üretim yalanıyla devleti hala daha nasıl soyduğunuzu o vakit geldiğinde inan ki konuşacağız. Derin mehmet Kayseri’de 2020 yılında öldürülen iş adamı olarak bilinen uyuşturucu kaçakçısı Orhan Adıbelli’nin ölümünü ise konuşurken seni o zaman görecem.

Adamı öldürenler yakalanmış, para için öldürdük diyorlar. Peki öldürten kim, cevap yok (esas öldürtten)!. Orhan Adıbelli ile ölmeden önce yan yana gelip neler konuştun?

Ölen Orhan Adıbelli ile senin HTS kayıtların çıkmayacak mı?

Bu devir değişince bu dosya açılacak, tekrardan görülecek. Savcı HTS kayıtlarını isteyecek. Bu adam ölmeden sen bu adamla ne görüştün? Toplantıdaki diğerlerinin de HTS kayıtları çıkacak. Savcı sana sormayacak mı, be utanmaz? Hem İçişleri bakanlığı, hem Adalet bakanlığı yapmışsın.

Uyuşturucu parasından dolayı 50 milyon euro’luk alacak verecek meselesinde hakemlik yapmaya utanmıyor musun, be rezil adam demeyecek mi? Bir açıklama yapsana, Orhan ile görüşmedim desene. Rahmetlinin oğlu şu an konuşamıyordur. O vakit gelince belki o da konuşur. Gerçi o konuşmasa da deliller bende.

Görüşeceğiz ulan görüşeceğiz… Orhan Adıbelli’yi öldürten senin ortağın fare lakabı ile bilinen murat boyracı değil mi? Murat Boyracı ile senin HTS kayıtların çıkmayacak mı? Ölen Orhan Adıbelli ile senin HTS kayıtların çıkmayacak mı? Bir taraftan -söylenenler doğru değil diyorsun, aynı anda da Murat Boyracı’yı fare murat’ı Dubai’ye yolluyorsun.

Bana karşı yapılacak bir suikast hazırlığı konuşulurken, Dubai’de ne işin var?

Sen zavallısın. Beni rahmetli Tarık Ümit ile rahmetli Orhan Adıbelli ile karıştırma. Ya da daha önce öldürttüğün diğer kişilerle beni karıştırma. Murat Boyracı’nın konusundan kimseye bahsetmeyecektim, çok sevdiğim bir dostum rica ettiği için.

Lan bayram değil seyran değil bana karşı yapılacak bir suikast hazırlığı konuşulurken, Dubai’de ne işin var? İyi niyetle geldiysen, bizi niye haberdar etmiyorsun? (ama ben herşeyi öğrenirim) pokemon Mehmet Barlas senin dilin de çok uzadı. Boğazdaki Les Ottomans otelde gözlerden uzak bir şekilde iş takibi sonucu aldığın cukkaları da anlatacağım. Sizi mahvedecem, sizi kibrit kutusundan çıkarıp iğnenin deliğinden geçirecem, göreceksiniz… SÖZ NAMUS…

Ben size demiyor muyum beni yalanlamayın diye?

Ulan derinciler, ulan kahpeler ben size demiyor muyum beni yalanlamayın diye? Yanınızda oturanlara, telefonla konuştuklarınıza ahmed nazari’yi Türk vatandaşlığına almadık diyorsunuz. Alın ulan, bu da kimliği. Tüm belgeler bende. Sizi mahvedecem. Bindiği çakarlı arabayı da konuşacağız.

Benim Aslan kardeşlerim, yeni çıkan sosyal medya yasasından korkmayın. Orada yalan bilgi yayanlar cezalandırılır diyor. Benim her anlattığım şeyin ya ses kaydı ya WhatsApp yazışması ya belgesi ya da görüntülü konuşma kaydı var. HİÇ BİRİ YALAN DEĞİL!!! BENDE SÖZ NAMUS…”

Sedat Peker, Emre Olur’un Twitter hesabından bugün de (25 Haziran) yeni paylaşımlarda bulundu:

Orhan Adıbelli’nin ölüm emrini veren aslında Murat Boyracı’dır

Kıymetli dostlarım, Orhan Adıbelli’nin ölüm emrini veren aslında Murat Boyracı’dır. Murat Boyracı da Tolga Ağar’ın ortağıdır dediğimde bazıları inanmadı. Seher Yaşayacak isimli gazeteci, bu ortaklığın resmî belgesini yayınladı. Tüm Avrupa’da aranırken yasa dışı şekilde Ahmet Nazari’yi Türk vatandaşlığına geçirdiler dedim yine inanmadınız. İran vatandaşlığını ve Türk vatandaşlığı kimliklerini de yayınladım. Orhan Adıbelli’nin oğlu da babasının oğluysa her şeyi anlatır, ne bir eksik ne bir fazla. Tüm Avrupa’da aranırken adam İstanbul’un göbeğinde Çavuşbaşı’ndaki plazasında rahatça suç işlemeye devam ediyordu dedim, yine inanmadınız. Gazeteci Seher Yaşayacak bu evrakları da yayınladı.

Tüm Avrupa’da aranan adama Türk vatandaşlığı verdiler

Tüm Avrupa’da aranan adama Türk vatandaşlığı verdiler yetmedi. Bir de silah ruhsatı almaları için İzmir valiliğiyle görüştüler. Valilik bu işte sorun yaşarız diye çekinince, tüm Avrupa’nın aradığı Ahmed Nazari’ye Eskişehir’den silah taşıma ruhsatı çıkartıldı. Bu konuda hizmet edenlere 100 bin dolar da hediye verildi. Rezillikler burda da bitmiyor ki. Murat Boyracı’nın ve Tolga Ağar’ın ortağı olan firari Ahmed Nazari çakarlı arabalarla gezerken, bir de ehliyet almak istedi. Öyle da belki kız arkadaşlarını tek gezdirmek istiyor. Ahmed Nazari yorulmasın diye Murat Boyracı onun yerine ehliyet sınavına girsin diye Diyarbakır’lı bir tanıdığını yolladı. Ancak çok basit bir sebepten iş patlayınca, Küçükçekmece Adliyesinde hem Ahmed Nazari’ye hem de yerine sınava giren arkadaşa dava açıldı.

Kayseri’de öldürülen iş adamı Orhan Adıbelli’nin cinayetini araştırsanıza!

Ulan maaşı namusu kadar olan gazeteciler (orijinaller baş taçı), bu anlatılanlar doğru mu diye sorsanıza. Eskişehir valiliğine, Küçükçekmece Adliyesi’ne ben yalan söylüyorsam, beni rezil etsinler. Bütün herkes mutlu olsun, Sedat Peker’in de bir yalanı ortaya çıktı diye. Ancak bende yalan olmaz. Bende SÖZ NAMUS… Kayseri’de öldürülen iş adamı Orhan Adıbelli’nin cinayetini araştırsanıza! Maaşı namusu kadar olan gazeteciler, M. Ağar’ın oğlunun ortağı olan Murat Boyracı ile ölen Orhan Adıbelli arasında uyuşturucu parasından dolayı olan sorunda aracılık yapmış mı? Sizin şerefiniz yok lan…

*

Orhan Adıbelli cinayetiyle ilgili daha ayrıntılı bilgiler için tıklayınız >>>

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!