Çin, dünyanın gözleri önünde Doğu Türkistan’ı bir açık hava işkencehanesine çevirmiş durumda. Başta Kaşgar olmak üzere Müslüman ların yaşadığı bölgleerde kurulan onlarca yüksek güvenlikli toplama kampında milyonu aşkın kişi tutuluyor. İnsanlar sakal bırakma, selam verme, Kur’an okuma, aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkeleri ziyaret etme, hela gıda tüketme gibi sebeplerle bu merkezlerde baskı altına alınıyor. Pekin yönetiminin ‘Rehabilitayson merkezleri’ iddiası Avrupa ve dünya medyasınca defalarca yalanlandı. Son haber de İngiliz Telegraph gazetesinden. Doğu türkistan’a giden gazete muhabirlerinin ulaştığı bu kamplarda kalan eski mahkumların anlattıkları kan donduruyor.
Bu yıl Uygurlar Ramazan’ı öncekilerden çok daha farklı bir şekilde geçirdi. Önceden bayramda on binlerce kişi dua etmek için Kaşgar’daki tarihi Iydgah Cami’nin yolunu tutardı. Bu sene ise bu mümkün olamadı çünkü Pekin yönetimi eski şehirde 800 yıllık tarihi camii dahil neredeyse tüm ibadethaneleri kentsel dönüşüm altında yerle bir etmiş durumda.Gazetenin muhabirleri, bölgede geçirdikleri günleri ‘cehennem gibi’ sözleriyle tanımlıyor. Sürekli polis takibi altında olan İngiliz gazeteciler yüksek güvenlikli bir toplama kampına gitmek için bindikleri takside yaşadıklarını şöyle anlatıyor: Yolda giderken navigasyon aracılığıyla kaynağı belirsiz talimatlar geldi ve gideceğimiz yerden başka bir noktaya yönlendirildik. Yaklaşık 6 kilometre yüremek zorunda kaldık kampa kadar. Kamp yakınlarına ulaştığımızda bir anda etrafımız sarıldı ve ‘güvenliğimiz’ gerekçe gösterilerek gözaltına tutulduk. Fotoğraf makinamızdaki görüntüler zorla silindi. Kamp yakınlarında tekrar bindiğimiz taksici ise radyosunu kapatarak elleriyle kelepçe işareti yaptı ve ‘çok fazla sorun’ diyerek korktuğunu anlattı.”
İngiliz muhabirlerin ulaştığı Uygurlar ise bölgede yaşanan korkunç olayları büyük gizlilik içinde anlattı: Uygurlar otoyol kontrol noktalarında durdurularak vücut ve yüz taramalarından geçiriliyor. Geçiş yapmaları için, kimlik kartlarını turnikelere okutmaları, memurların izlemesi için ekranlarında kişisel detayların görüntülenmesi gerekiyor. Pekin, uzun zamandır yer altı kaynakları bakımından zengin olan bu bölgelerin kontrolünü ele geçirmeye çalışıyor. Muhabirler, ziyaret ettikleri kenteki tarihi bir meydandan İslami figürlerin kaldırıldığını, camilerin kapatıldığını ve alanın kültür parkına çevirildiğini not ediyor.
İslam’ın Çin kültürüne uygun hale getirilmesi, dini Çin Komünist Partisi’nin öğretilerine göre tekrar düzenlemek anlamına geliyor. Yaşlılar bölgedeki camilere metal dedektörlerden geçerek girebiliyor. Hem içte hem de dışta yüz tanıma güvenlik kameraları bulunan Kaşgar’da bulunan İydgah cami, polislerin sürekli gözetiminde. Dünyada cılız da olsa tepkilere rağmen Pekin’in baskıdan geri adım attığına dair bir izlenim de yok. Gazete haberinde bu baskı uygulamaları Ramazan ayında da katlanarak devam ediyor. Uygurların birbirlerine ‘selam’ vermesi bile gözaltına alına sebebi olduğuna dikkat çeken haberde oruç tutmanın yasaklandığı belirtiliyor. Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa ‘’Çin hükümeti okullarda ve yerel yönetim ofislerinde sizi içmeye ve yemeye zorlar’’ diyor. Online yayımlanan bir hükümet belgesi ise baskının artık ev baskınlarına kadar ilerlediğini gözler önüne sermiş. Gazetehaberine göre resmi yetkililer Müslümanların evlerine yaptıkları baskınlarda ev halkının gizlice ibadet edip etmediğini bile kontrol ediyor. Dolkun İsa “Uygur ailelerine müslümanların yemediği halde domuz eti getiriyorlar. Reddedemezsiniz, kabul etmelisiniz çünkü sizi yerken izlemek istiyorlar’’ diyor.
Kaynak: Karar