Seminere konuşmacı olarak Muş Alparslan Üniversitesinden Öğretim Görevlisi Cahit Karaalp katıldı.
Cahit Karaalp, özetle şu konulara değindi:
Hadis âlimleri Hz. Peygamberin sözleri sapasağlam bugüne taşınsın diye ellerinden geleni yapmaya çalıştılar… Lakin insan ürünü olan her şeyin mutlaka bir açığı, eksisi olacaktır, mükemmellik Allah’a aittir. Kur’an’a uymayan, tarihi verilere ters düşen, aklın sınırlarını zorlayan, aslı astarı olmayan, bilimsel verilere ters düşen hadisleri, rivayetleri eleştireye tabi tutmak ilim sahibi her Müslümanın görevidir.
İsrailiyat, rivayetler üzerinde etkin rol oynamış ve düşünce dünyamızın şekillendirmiştir. Kuran’ı bütüncül değerlendirmemekten, bağlam ihmalinden ötürü rivayetler doğru olarak irdelenmemiştir. Bu noktada rivayetleri; Kuran, Sünnet ve akıl üçgeninde değerlendirmeliyiz.
Rivayetlere bakışımız ne olmalıdır?
Hiçbir rivayet atılmamalı değerlendirilmelidir. Rivayetler Kur'an'ın inişinden hemen sonraki görüşlerdir. Kur'an'ın iniş dönemine yakın olan rivayetler önemsenmelidir, uydurma dahi olsa değerlendirilmelidir. Peygamber ve sahabe sözü değilse de Kur'an'ı anlamaya dönük tarihi bir görüş olarak değerlendirilmelidir.
Cahit Karaalp, araf, sırat, melek-cin-iblis, sihir, maymunlaşma olayı, kabir azabı, müşriklerin ahiret inancı… gibi konularda sahih olmayan rivayetlere değinerek Kuran’ın bütünselliği bağlamında konulara açıklık getirdi. Son olarak sık sık kuranın tefsiriyle beraber okunmasını, Kuran’ın bütünsel olarak değerlendirilmesini vurguladı.
Seminer dinleyicilerin soru ve katkılarıyla son budu.