Usame sonrası

Serdar Demirel

Amerika’nın Usame Bin Laden’i karanlık bir operasyonla Pakistan’da öldürmesi, arkada bir çok soru bıraktı. Bunlar, operasyonla ilgili olduğu kadar El Kaide’nin geçmişi ve geleceğiyle ve ABD’nin bölgeye dair niyetleriyle de alakalıdır.

Şimdi cevabı en çok aranan soru ise; Bin Laden’in varlığını gerekçe göstererek Afganistan’ı işgal eden ve sözde egemen bir devlet olan Pakistan’ın her köşesinde sivillere yönelik katliam yapan ABD’nin bunları yapmaya devam edip etmeyeceği sorusudur.

“ABD artık askerî operasyonlarına son verecektir” demek, aşırı saflık olur. Çünkü bu tarz eylemleri yapmak için Bin Laden’in varlığına gerek duymuyordu, ABD. Tam aksine bundan sonra Bin Laden’i öldürmeyi başarmış olmayı, geçmişte yaptıklarının ve gelecekte yapacaklarının ne kadar meşru ve gerekli olduğunu ve nihâyetinde sonuç aldıklarını isbat sadedinde kullanacaktır.

Usame sonrası El Kaide örgütünün eylemleri devam edecek mi? Bunun Afganistan’a yansımaları neler olacaktır? Bin Laden’in bey’atli olduğu Taliban hareketi Afganistan kukla hükümetiyle uzlaşma yoluna gidecek midir? Bu meyanda bir çok soru da sorulabilir.

Ancak bize göre bir hususu gözden kaçırmamak gerekir. O da; Ortadoğu’da Soğuk Savaş döneminden kalma rejimler bir bir çökerken bunun bölgedeki muhalif hareketlere yansımaması düşünülemezdi. On yıldır ABD ve şürekasının her yerde aradığı ve bir türlü ulaşamadığı Bin Laden’in tam da Ortadoğu’da kartlar yeniden karılırken katledilmesi manidardır.

Önceden dahi öldürülmüş olsa bu dönemde bir senaryo eşliğinde öldüğünün resmen ilan edilmesi de aynı anlama gelir. Kuşkusuz ileride bu hususta daha net sözler söyleme imkânına sahip olacağız.

Bin Laden’in öldürüldüğünün ilan edilmesinden hemen sonra Beyaz Saray önünde kutlama yapmak üzere toplanan kalabalık arasında birinin elinde taşıdığı pankartta; “Obama: 1, Usame: 0” yazılıydı. Bu dövizin taşıdığı mesaj sıradan bir ABD’linin meseleye bakış açısını yansıttığı gibi idarecilerin de önemli bölümünün yanlış mantığını yansıtmaktadır.

Onlara göre maç bitmişti, galibiyet farkı büyük olmasa da Obama neticede kazanmıştı. Yaklaşan seçimlere doğru oy oranı düşen Obama’nın bu oy oranını tekrar yükseltmeye başlaması da halkın bu garip algısının bir tezâhürüdür.

Bu kısır bakış açısından dolayı da ABD’liler ne El Kaide’yi ve mukavemet hareketlerini ne de bölge halklarının öfke patlamasını anlıyorlar. Bin Laden büyük bir coğrafyanın öfke patlamasının sonucuydu oysa. Öfkenin kökenlerine inmeden bu coğrafyayı hiç anlayamayacaklar da.

Batı, Müslüman coğrafyayı işgale devam edip yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan ettikçe, Filistin meselesinde haksızca İsrail’den yana tavır aldıkça, Müslüman ülkelerin içişlerine pervasızca karıştıkça El Kaide ve benzeri yapılar varolmaya devam edecektir. Bu yapıları ortaya çıkaran sebepler varoldukça bu tür yapılar da hep varolacaktır.

Çünkü El Kaide sebep olmaktan çok sonuçtur. Afganistan işgali olmasaydı El Kaide diye bir yapıyı kimse duymayacaktı. Referans kaynakları ve usûl yapıları farklı olan cihatçı Selefiler ile Hanefi Taliban hareketini birleştiren de bu gerçekliktir.

Medyamızın ve siyasetçilerimizin Batı’ya bu gerçeği sık sık hatırlatması gerekmektedir.

YENİ AKİT