Suriye'de 2011 yılında başlayan olayların ardından iki ülke ilişkilerinde soğuk rüzgarlar esmeye başladı. Ürdün'ün 2014'te Suriye'nin büyükelçisini "istenmeyen adam" ilan etmesiyle bu soğukluk gün yüzüne çıktı.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı'nın 26 Mayıs 2014'te Suriye'nin Amman Büyükelçisi Behcet Süleyman'ın 24 saat içinde ülkeyi terk etmesini istemesinin ardından, Suriye rejimi de aynı gün içinde Ürdün'ün Şam Büyükelçiliği Maslahatgüzarı'nı "istenmeyen adam" ilan etti.
Amman yönetimi, komşu ülkede yaşanan krize yönelik en başından bu yana "tarafsız" bir tutum takınarak, Suriye'nin güvenlik ve istikrarını güvence altına alacak siyasi çözüm çağrılarında bulundu.
Ancak Ürdün'ün tutumuna sorgulayıcı bir tavırla yaklaşan Şam yönetimi, Ürdün'ü Suriye'deki "terör örgütlerini" desteklemekle suçladı. Amman yönetimi ise bu suçlamaları reddetti.
Suriye'de yaşananların siyasi ilişkilere etkilerinin yanı sıra ekonomik açıdan da olumsuz yansımaları oldu. Suriye, Ürdün ithalatı için bir kapı görevi görüyordu. Bu durum ithalat-ihracat rakamlarında kendini açıkça gösterdi.
Sınır kapısının açılmasıyla buzlar erimeye başladı
Yaşanan tüm gerginliklerin ardından iki ülke arasında gerileyen ilişkiler, Ürdün'ün Ekim 2018'de Cabir-Nasib Sınır Kapısı'nı açmasıyla bir nebze hareketlendi.
Esed rejimi ile Ürdün arasındaki ticari sirkülasyon ve geçişler için can damarı addedilen Cabir-Nasib Sınır Kapısı, taraflar arasında buzların yavaş yavaş erimesine vesile oldu.
Bunun ardından Ürdün, geçen ocak ayında Şam'daki büyükelçiliğine maslahatgüzar vekili atama kararı aldı. Esed rejimi ise buna karşılık Ürdün'ün başkenti Amman'da düzenlenen 29. Arap Birliği Parlamenterler Konferansı'na Meclis Başkanı Hammuda Sabbağ'ı göndererek iyi niyet göstergesi sundu.
İki taraf arasındaki ilişkilerde bu yönde bir "iyileşme" yaşanırken uzmanlar, Ürdün'ün uluslararası müttefiklerinin tutumlarıyla uyumlu hareket etmeye çalıştığını belirtiyor.
Uluslararası ilişkiler ve siyaset uzmanları, Ürdün'ün Esed rejimiyle ilişkileri güçlendirmede çok da hevesli olmadığını, aceleci davranmadığını ifade ediyor.
"Ürdün aceleci değil"
Ürdünlü uluslararası ilişkiler uzmanı Hasan el-Mumeni, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye ile Ürdün arasında resmi düzeyde çok sınırlı ilişkiler olduğunu belirterek, "Ürdün'ün, geleceği meçhul bir rejimle iyileşme kaydetmede çok da aceleci olduğunu zannetmiyorum." dedi.
Mumeni, uluslararası toplumun özellikle de Amman yönetiminin müttefiklerinin, Esed rejimiyle iyi ilişkiler kurmaya hazır olmadığını, bu nedenle Ürdün'ün de yüksek seviyeli ilişkiler kuramayacağını söyledi.
İki ülke arasında son zamanlarda kaydedilen gelişmeleri değerlendiren Mumeni, bunun Ürdün'ün çıkarlarıyla uyumlu şekilde durumu idare etme çabası olduğunu ifade etti.
Siyasi analist Amir es-Sebayile ise Ürdün'ün içinde bulunduğu ekonomik krizi atlatabilmek için coğrafi konumu gereği Suriye'ye ihtiyaç duyduğunu dile getirdi. Sebayile, "Ürdün'ün faydalanması gereken bir coğrafi konumu var. Bunun için adım atması gerek." diye konuştu.
Ürdün'ün buna rağmen Suriye ile ilişkileri güçlendirme isteği ve bu yönde bir stratejisi olmadığını aktaran Sebayile, "Amman yönetimi bugüne kadar cesur adımlar atmadı." ifadesini kullandı.
"Ürdün uluslararası tutumlara bağlı hareket ediyor"
Yermuk Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölüm Başkanı Vasfi Akil eş-Şura da Ürdün hükümetinin Esed rejimi ile ilişkileri güçlendirme konusunda çok hevesli olmadığını söyledi. Şura, bu durumun başta Suudi Arabistan olmak üzere kendisine destek veren Körfez ülkelerinin Suriye tutumuyla alakalı olduğunu belirtti.
"Ürdün, uluslararası tutumlara bağlı olarak hareket ediyor." diyen Şura, aynı zamanda Ürdün ile Suriye arasındaki güvenlik koordinasyonunun hâlâ zayıf olduğuna dikkati çekti.
Ekonomi uzmanı Mazin Murci ise Cabir-Nasib Sınır Kapısı'nın açılmasının oluşturduğu "coşku" ve olumlu atmosferin Ürdün-Suriye ilişkilerinde resmi düzeye pek yansımadığını belirtti.
Bunun çeşitli sebepleri olduğuna işaret eden Murci, "İki ülke arasında askıda olan siyasi durumlar ve güvenlikle alakalı meseleler var." ifadesini kullandı. (AA)