Ahmet Varol / Yeni Akit
İşgalci UNRWA’yı neden istemiyor?
Kısa adı UNRWA olan BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalıştırma Ajansı 1949’da BM Genel Kurulu tarafından kuruldu. Kuruluş amacı o dönemde siyonist işgal rejiminin kuruluşu ve siyonistlerin 800 bin civarında Filistinliyi yurtlarını terk etmeye zorlamaları sebebiyle Lübnan, Ürdün, Suriye ve o tarihte henüz Ürdün’ün kontrolünde olan Batı Yaka ve Kudüs ile o tarihte henüz Mısır’ın kontrolünde olan Gazze’de oluşan Filistinli mültecilere eğitim, sağlık, sosyal destek ve acil yardım gibi temel hizmetleri sağlamaktı. Filistinli mülteciler meselesine kalıcı ve adil bir çözüm bulunmasına kadar çalışmalarını sürdürmesi kararlaştırılmıştı.
UNRWA’nın hizmetlerini sürdürmesi BM üyesi ülkelerin gönüllü katkılarıyla mümkün olmaktadır. Ancak şimdiye kadar katkıda bulunma sözü veren ülkeler çoğunlukla taahhüt ettikleri miktarı ödemedi. Bu yüzden de teşkilat, hizmetlerini yürütmekte ve finans temininde sürekli zorluklar yaşadı.
Siyonist işgal rejiminin Gazze’deki direniş karşısında zorlanması sebebiyle bölge ahalisini teslim olmaya zorlamak için “aç bırakma” politikasını devreye sokmasıyla birlikte, UNRWA çalışanlarının 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonuna yardım ettikleri ve “teröre destek verdikleri” yalanını ileri sürmesinin amacı aç bırakma politikasının daha fazla etkili olmasını sağlamaktan başka bir şey değildi.
Bu vahşi katliamda ve aç bırakma politikasında işgal rejimini her yönden destekleyen, sadece silah vermekle kalmayıp aynı zamanda strateji öğreten ABD de, hiçbir araştırma ihtiyacı duymaksızın, UNRWA’nın kendi raporunu ve BM’nin araştırma yapmasını beklemeksizin katil siyonistlerin yalanını kabul ederek bu teşkilata yaptığı yardımların tamamını askıya aldığını duyurdu. Onunla birlikte İngiltere, Kanada, Almanya ve Japonya başta olmak üzere ABD tarafından yönlendirilen birçok güdümlü ülke de bu teşkilata yardımını askıya aldı. Ancak daha sonra işgal rejiminin iddiasını ispat edebilecek bir delil ortaya koyamaması sebebiyle ABD ve İngiltere dışındaki ülkeler yardımları yeniden başlatma kararı aldı. Bu ikisinin kararlarında ısrar etmelerinin amacı işgal rejiminin “aç bırakma” politikasına destekten başka bir şey olamaz.
Şimdi siyonist işgal rejimi, işgal altında tuttuğu bölgelerde UNRWA’nın çalışmalarını zorlaştırmak amacıyla kendince hazırladığı bir yasa tasarısını, sözde parlamentosu Knesset’e sundu. Bu tasarı 29 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirilen ilk okumada, oylamaya katılanların büyük çoğunluğunun desteğiyle kabul edildi. Ancak yasalaşması için üç oylama daha yapılması gerekiyor.
Tasarının amacı, BM’ye, ona bağlı kurumlara ve görevlilerine tanınan ayrıcalıklardan ve dokunulmazlıklardan UNRWA’yı, elemanlarını ve bu teşkilat adına çalışanları hariç tutmak.
Yani siyonist işgal rejimi bir yandan cephede, tonluk bombalarla vahşi katliamlar gerçekleştirmek suretiyle soykırım savaşı verirken, işgal rejiminin güvenli bölge ilan ettiği yerlere tahrip gücü yüksek füzeler attığı gerçeğinin üstünü örtmek için Filistinlilerin çocuklarını bomba atılacak yerlere götürdüklerini ileri sürecek kadar iğrenç yalanlar uydurabilenler vasıtasıyla dezenformasyon savaşı sürdürürken, bir yandan da Filistin halkına insani yardımın tüm kanallarını kesmek için uluslararası kurumlara karşı kanunlar çıkararak kendince diplomasi savaşı veriyor.
İşgal rejiminin UNRWA’ya karşı sürdürdüğü savaşın iki amacı var. Biri Filistin halkına ve mültecilere yönelik “aç bırakma” politikasının daha da etkili olmasını sağlamaktır. İkincisi ise yurtlarından çıkarılan Filistinliler için uluslararası alanda “mülteci” tanımlamasını geçersiz kılmak, böylece onların yurda dönüş davalarının önünü kesmektir. Bunun için de UNRWA’nın kapatılmasını, yurtlarından çıkarılmış Filistinlilerin, yaşadıkları ülkelerde kalıcı hale getirilmesini ve onlara BM vasıtasıyla yardımların da “mülteci” değil “ihtiyaçlı” tanımlamasıyla verilmesini, bunun için de UNRWA’nın işlerinin BM’nin diğer kurumlarına devredilmesini istiyor.