Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Cezayir ve Slovenya'nın talebiyle Gazze'deki insani durum görüşüldü.
Burada üye ülkeleri bilgilendiren Lazzarini, bölgeyi içine alan vahşetin biteceğine ilişkin bulgu olmadığını belirterek, son 1 yılın kayıp ve acı dolu olduğunu ifade etti.
Lazzarini, "Gazze tanınamaz halde. Enkaz denizi, on binlerce insanın mezarlığı haline geldi." dedi.
Tüm toplumun yerinden edildiğini belirten Lazzarini, çocukların şok edici oranlarda öldürüldüğünü anımsattı.
Lazzarini, yaklaşık 650 bin çocuğun eğitimden yoksun olduğunu belirterek, eğitimin tekrar başlatılmasının aciliyet taşıdığını söyledi.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da şiddetin arttığını anlatan Lazzarini, 700'den fazla kişinin öldürüldüğünü, bunların 160'ının çocuk olduğunu ifade etti.
"İsrail, Filistin halkını toplu bir şekilde cezalandırıyor"
Lazzarini, "İsrail, Filistin halkını toplu bir şekilde cezalandırıyor." diye konuşarak Gazze'nin insani yardım çalışanları için de "dünyanın en tehlikeli yeri" haline geldiğini, şimdiye kadar 226 insani yardım çalışanın öldürüldüğünü bildirdi.
Lübnan'daki artan gerilime de dikkati çeken Lazzarini, sivillerin çok ağır bedel ödediğini ifade etti.
Lazzarini, İsrail'in UNRWA'yı yasaklamaya ilişkin yasa teklifine de değinerek, bunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
Yasa teklifinin kabul edilmesi halinde çok ağır sonuçlar ortaya çıkacağına işaret eden Lazzarini, aynı zamanda bunun çok ciddi bir emsal teşkil edebileceği konusunda uyardı.
BM'ye yönelik "geri itme" faaliyetleriyle mücadele edilmemesinin dünya genelinde insan haklarını baltalayacağını belirten Lazzarini, somut adım atılması gerektiğini dile getirdi.
Lazzarini, "Ya BM Şartı ve uluslararası hukukun istisnasız uygulanmasını sağlarız, ya da uluslararası kurallara dayalı dünya düzeninin sona erdiğini kabul ederiz." ifadesini kullandı.
"BMGK ve üye ülkeler harekete geçmeli"
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) İnsani Yardım Finansman ve Kaynak Nakil Birimi Direktörü Lisa Doughten de Gazze'de insani durumun kötüleştiğini, özellikle Gazze'nin kuzeyinde İsrail'in yoğunlaşan saldırılarının daha fazla ölüm ve yıkıma neden olduğunu kaydetti.
Doughten, "Kaos devam ederken, dünya izlemeye devam ediyor." diyerek, Gazze'deki 2, Batı Şeria'daki 1 milyon kişinin UNRWA'nın yardımına muhtaç olduğunu dile getirdi.
İsrail'in UNRWA'ya yönelik yasa teklifinin hem BM Şartı hem de İsrail'in uluslararası hukuk uyarınca yükümlülüklerini ihlal ettiğini vurguladı.
Doughten, insani yardım operasyonlarının engellerle karşılaşmaya devam ettiğine dikkati çekerek, "Eylül ayında insani yardım çalışanları 212 saat, yani neredeyse 9 gün İsrailli yetkililerin hayat kurtarıcı misyonlara onay vermesini bekledi." diye konuştu.
Geçen hafta ise Gazze'nin kuzeyine insani yardım girişine izin verilmediğini belirten Doughten, "Gazze'nin kuzeyi izole edilmiş durumda." dedi.
Özellikle çocuklar ve kadınların çok büyük travmaya maruz kaldığını, her gün 10 çocuğun bir ya da iki bacağını birden kaybettiğini belirten Doughten, "Olan biteni yok sayamayız, kafamızı çeviremeyiz. BMGK ve üye ülkeler harekete geçmeli." ifadesini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı: Gazze'den kaçmaya çalışan Filistinlilere ateş edilmesi kabul edilemez
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın toplantısında, gazetecilerin Orta Doğu'daki gelişmeler ve Gazze'deki insani durum hakkındaki sorularını cevapladı.
İsrail askerlerinin Gazze'de saldırılardan kaçmaya çalışan bazı Filistinlilere ateş ettiğine dair raporları gördüğünü belirten Miller, "Bu raporların ayrıntıları hakkında konuşamam ama açıkçası, doğruysa bu kabul edilemez." dedi.
Miller, "Eğer kaçan Filistinli sivillere, İsrail güçleri tarafından ateş edilmesi gibi bir durum varsa bu kabul edilemez. İsrail hükümetinin bunu araştırmasını ve doğrulanırsa, bunu yapanlardan hesap sorulmasını bekleriz." ifadesini kullandı.
"Gazze'deki insani durum konusunda inanılmaz derecede endişeliyiz"
Sözcü Miller, "Gazze'deki ve özellikle Gazze'nin kuzeyindeki insani durum konusunda inanılmaz derecede endişeliyiz." diye konuştu.
Bu konunun, ABD ve İsrail hükümetleri arasında ivedi şekilde tartışıldığını belirten Miller, "İsrail hükümetine, uluslararası insancıl hukuk uyarınca yiyecek, su ve diğer ihtiyaç duyulan insani yardımların Gazze'nin her yerine ulaştırılmasına izin verme yükümlülüğü olduğunu açıkça belirttik." ifadesini kullandı.
Miller, İsrailli yetkililerin bu konuda "yükümlülüklerine uymalarını" beklediklerini dile getirdi.
Hamas yurt dışı sorumlusu Meşal: Aşırılıkçı siyonist hükümetin gündemi Batı Şeria halkını Ürdün'e sürmek
Hamas'ın resmi internet sitesinde yayımlanan açıklamaya göre Meşal, Katar'ın "Al Araby TV" kanalına verdiği demeçte, İsrail'in Batı Şeria'da Filistinlilere uyguladığı şiddete ilişkin değerlendirmede bulundu.
Mevcut İsrail hükümetinin "Ürdün'ü alternatif bir vatan olarak gördüğünü" belirten Meşal, "Aşırılıkçı siyonist hükümetin gündemi Batı Şeria'daki hakimiyetini sıkılaştırmak ve halkını Ürdün'e sürmek." dedi.
Hamas'ın 7 Ekim 2023'te başlattığı Aksa Tufanı'nın birinci yılına da değinerek, Filistin'deki direnişin Arap ulusal güvenliğini koruduğunu dile getiren Meşal, şöyle konuştu:
"İsrailliler, Mescid-i Aksa'yı yıkmaya ve cezaevlerinde mahkumlara yönelik kötü muamelelere başlamak için Kubbet-üs-Sahra'da kırmızı inekleri (kurban) kesmek istiyorlardı. Aksa Tufanı, İsrail'in ve onun uygulamalarının reddedilişinin bir ifadesi olarak başlatıldı ve İsrail'in planları tersine çevrilmek istendi."
Meşal, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Gazze'de yeniden tesis edemediği caydırıcılık imajının bir kısmını yeniden kazanmak için Lübnan cephesine kaçtığını ve bir yıl boyunca hiçbir şey başaramadığını belirtti.