HAKSÖZ HABER
Türkiye’de kültürel iktidar meselesi daha epey bir süre tartışılacağa benziyor. Sol-Kemalistler üniversiteler üzerindeki tahakkümünü saldırgan bir şekilde kullandıkça siyasi iktidar da gerginliği artıracak adımlar atmaktan geri durmayacaktır. İki taraflı bir problem ile karşı karşıyayız. Ancak sol-Kemalistlerin lümpen tarzının memlekete hiçbir faydası olmadığını kesinkes belirtmek gerekiyor. Bu duruma Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar üzerinde de bakılabilir:
Üniversiteleri ‘Erdoğan karşıtlığının merkez üssü’ haline getirmeye çalışan çevreler normalleşmenin önündeki en büyük engeli oluşturuyorlar. Sinekten yağ çıkarırcasına her fırsatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve onun temsil ettiği sembolleri hedef almak alçakça bir eylem olduğu kadar aynı zamanda memleket için enerji ve zaman kaybına yol açıyor. Aynı çevreler siyasi kutuplaşmadan da şikayet ederek büyük bir tenakuzun içine de giriyorlar!
Son örnek Marmara Üniversitesi’nde yaşandı. Marmara Üniversitesi'nde bir öğretim görevlisinin hazırladığı İngilizce ekonomi final sınavı sorularında alakasız yerlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘Tayyip’ diye bahsedilerek tahfif ve tahkir etme yoluna gidiliyor.
4. soruda öğrencilerden "Ayakkabı almak istiyorsun ancak çok pahalı. Ne anlama gelir?" sorusunun cevaplandırılması isteniyor. A şıkkında ise "Tayyip'e sor" cevabı yer alıyor.
13. soruda ise “Ticarete kapalı küçük bir kasabada herkes fındık üretiyor. Serbest ticarete kadar kimin refahı artacak?” ifadesi öğrencilere yöneltiliyor. Cevaplar arasında "Tayyip her zaman kazanır" şıkkı bulunuyor.
Daha önce başka üniversitelerde de benzerleri yaşanan bu tarz olaylar, sol-Kemalist kesimin muhalefet üretme biçiminin bu ülke için hiçbir zaman fayda sağlamayacağının kanıtı. Mantıksal ve ahlaki argümanlar üzerinde tartışma yürütmek yerine muarızını aşağılamaya çalışan bir muhalefetin düşmanlıktan beslendiğini söylemeye gerek bile yok!