Daha iki ay önce, bir özel üniversitedeki “porno film çekimi” ile ilgili tartışıyorduk.
Üniversite.. Ve ahlakın sefilleştiği, kadının metalaştığı, erkeğin hayvanlaştığı görüntüler: porno film.
“Nasıl olabilir bu?” diyorduk.
O tarihte, Habertürk’ün başını çektiği bir kesim, “Üniversiteler özgürlüğün merkezidir. Kimse üniversitedeki bilimsel çalışmalara karışamaz. Üniversite özgür olmalıdır. Özgür olduğu oranda üniversite olur” iddiasıyla, üniversitedeki porno film çekimini bile savunabiliyordu.
Öyle ki, porno filmi çeken öğrenciden o filmi bilimsel çalışma olarak kabul eden öğretim üyelerine kadar, hepsine destek çıkıp, rezaleti masum göstermeye kalkışmışlardı..
Üzerinden onlarca yıl falan geçmedi..
Şunun şurasında iki ay ya oldu ya olmadı..
Selçuküniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Orhan Çeker, “Tecavüz suçtur. Ancak tecavüzün ağır suç olması, cinsel tahriğin bu suçlardaki olumsuz etkisini gözden kaçırmamalı” anlamında bir değerlendirme yaptı..
Vay, sen misin tecavüz ortamını oluşturan sebepleri bilimsel bakış açısı ile yorumlayan!
Vay sen misin, bir krimonolojik vakıanın arka planını, akademik bakış açısı ile irdeleyen..
Habertürk’ün önderliğinde aynı ekip hemen ayağa kalktı: “Bu nasıl profesör?”
O hokkabazlara soralım: “Bu nasıl medya ahlakı?”
Öyle ya..
Tam da bu adamlar, iki ay önce, porno film çekilen üniversite ile ilgili tartışmalarda, “Üniversiteler, her şeyin konuşulduğu yerlerdir” demiyorlar mıydı?
Ne oldu da iki ay içinde, bir profesörü susturmaya kalkışıyorlar şimdi?
Bu densizler utanmazlar ama, biz yine de soralım: “Hani üniversite, bilimsel çalışmaların önünün tıkanmaması gereken özgür bir ortamdı?”
Ne oldu acaba?
Niye hemen tornistan ettiler?
Ahlaksızlığa gelince, sonuna kadar özgürlük. Sınırsız özgürlük.. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar özgürlük.. Patlayıncaya kadar özgürlük..
Ama suçların arka planındaki gerçekleri birazcık araştırmaya kalktığınızda, “Vur!Linç et.. Yargısız infaz et. Konuşturma. Cezalandır. Sustur!”
Herkesin gözü önünde yaşanıyor bu ahlaksız linç..
Bir kişi de çıkıp demiyor ki, “Utanmazlık yapmayın. Susturmaya çalıştığınız kişi, bir bilim adamı.. Bir olayı, sosyal-cezai bir vakıayı irdeliyor. Arkasında yatan gerçekleri araştırıyor. Bilimsel verilerden bahsediyor. Varsa aksi yönde bilimsel araştırmalarınız, koyarsınız ortaya. Yoksa araştırmanız, susun, oturun oturduğunuz yerde!”
Bakıyorsunuz, profesörü susturmak isteyen, çoğu da bayan olan yargısız infazcılar, iki dakika sonraki Ergenekon’un konuşulduğu programlarda, eli silahlı, evi bomba kaynayan Ergenekoncular için bile, “Masumiyet karinesi kutsaldır. Kimse, mahkeme tarafından suçlu ilan edilmediği müddetçe, suçlu gibi takdim edilemez” şeklinde savunmalar üretirken..
İlahiyat profesörünü on dakikada yargılayıp, çarmıha germişler bile..
Hey gidi hey..
Porno film çek.. Bilimsel özgürlük olsun.
Porno film çektir.. Akademik çalışma olsun.
Ama tecavüzün arka planını araştırırsan.. “Tecavüzü meşru gösteriyor.Bu insanlık suçudur” damgası ye..
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, söyler misiniz?
Nasıl bir ahlaksızlık bu?
Utanmadan, sıkılmadan, “tecavüzün meşrulaştırıldığı”nı iddia ediyorlar..
Oysa alsınlar Prof.Dr. Orhan Çeker’in ifadelerini, bir okusunlar.
“Tecavüz suçtur” diyor..
“Kabul edilemez” diyor..
Ancak tecavüzün arka planında; “kadının dekolte giyimi” gibi, “kadının cinsel yönünün ön plana çıkarıldığı yayınlar” gibi bazı tahriklerin de olduğunu söylüyor.
“Kadın istediği kadar çıplak gezsin, kimse ona tecavüz etmemeli” demek başka..
“Kadınların çıplak gezdiği vakıalarda, müstehcen neşriyatın yaygın olduğu durumlarda, tecavüz vakaları da artıyor” demek başka..
Başka da, bu ahlaksızlarda bunu anlayacak kafa nerede?
Sanki, “Kadın dekolte giyinirse, tecavüz etmek haktır.Tecavüz edene ceza verilmemelidir” diyen olmuş gibi, ciyak ciyak bağırışıyorlar..
Bağırışacaklarına, “Hayvanlar da çıplak geziyor. İnsanla hayvanın bir farkı olması gerekmez mi?” diye birazcık düşünseler, doğruyu bulacaklar da..
Düşünmek de yok.. Bu yönde bir niyet de!
YENİ AKİT