Kurtuluş Tayiz - Akşam
PKK ve Gülen 1980 öncesi Türkiye’sinin örgütleri. İki örgütün hikâyesi aşağı yukarı aynı zamanlarda başlıyor. Amaçları, hedefleri, izledikleri yol başka olsa da sonunda gelip buluştukları nokta aynı. Umutları askerin darbe yapması. Ki bu konuda az tecrübeli değiller; PKK ve Gülen, 1980 darbesinin hazırlayıcı aktörleri arasında yer aldı. Tabii bu hikâye geçmişte kalsaydı üzerinde konuşmaya bile değmezdi; ancak bu iki örgüt, yeni bir darbe ortamı hazırlamak için kolları sıvamış durumda.
Darbe için PKK’ya ilk işareti uzun süre önce İmralı verdi; Apo, hükümetin müzakere masasına oturmaması halinde örgütünden darbe mekaniğini harekete geçirmelerini istemişti. 6-7 Ekim olayları, darbe mekaniğini harekete geçirmek için hükümete verilen ilk gözdağıydı. PKK ve İmralı iyi polis kötü polisi oynadı. Ardından Dolmabahçe’de hükümeti tuzağa düşürmek istediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan PKK’nın silah bırakmaya niyeti olmadığını ve hükümeti bir girdabın içine çekerek tuzağa düşürmeye çalıştıklarını fark ederek sürece müdahale etti. PKK’nın en büyük oyunu boşa çıkarıldı.
Bunun üzerine PKK ve HDP, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’yi iç savaşa sürükleme stratejisini uygulamaya koydu. Peş peşe bombalı provokasyonlarla Kürtleri PKK’nın arkasına takılmaya zorladılar. Kürtlerin kıvama geldiklerini düşündükleri bir zamanda ise “şehir savaşı” başlatıldı. Ancak bir hesap yanlışlığı söz konusuydu; Kürtler, PKK’nın peşine takılma yerine devletin yanında yer aldı. O andan itibaren de PKK için geri sayım başladı; örgüt şehir savaşını ağır kayıplarla kaybetti.
Şimdi ellerinde kalan son kozu oyuna sürmeye hazırlanıyorlar. PKK, 1980’de darbe ortamını sağlamak için kurulan sol örgütlerle yeniden bir araya getirildi. Stratejileri o kadar da karışık değil; terörü büyük şehirlere yayarak askerî müdahale için zemin hazırlamaya çalışacaklar. “Darbe müjdesi” veren Gülen örgütünün ise TSK’yı harekete geçirmesi umut ediliyor. Siyasi alanı karıştırma işi ise HDP ve CHP’ye ait.
Ancak vurguladığımız gibi PKK ve Gülen örgütü, 1980 öncesi Türkiye’sinin örgütleri. Türkiye’yi karıştırmak için hâlâ bir beceriye sahip olabilirler. PKK, dev bir terör mekanizması işlevini görebilir. Ama artık 1980’lerde değiliz; terör örgütlerini piyasaya sürerek, ülkeyi kan ve gözyaşına boğarak sonuç almaları mümkün değil.
Bir üst akıl düşünün ki memleketi korumak için oluşturulan asker ocağını, ülkeyi tarumar etmek için kullanmak istiyor. Hesapları bunun üzerinden yapıyor, umudunu buna bağlıyor. Dünya sisteminin yönetici aklının ürünü olan bu plan, hem bizim ülkemizde hem de pek çok ülkede denendi. Ülkelere kendilerince gerekli gördükleri dizaynları yapmak için kullandıkları bu yöntemle hayli iş gördüler; lâkin bugün Türkiye’de TSK yerli ve milli değerleri yerle bir etmek için değil, o değerleri ve dolayısıyla ülkeyi korumak için mücadele ediyor. İş bu halde rüyalarında askeriyenin darbe yaptığını görenler o rüyaların yorumunu isabetsiz yapmaktalar. Yaşadıkları hayal kırıklığının faturasını çıkartacak yer arayacaklarını hatırda tutarak tedbir almakta da fayda var.