7 Haziran seçimlerinin gecesi sonuçlar belli olduktan sonra üst üste Suriyeli, Ürdünlü, Mısırlı; Âlem-i İslam’ın dört bir yanından dostlarım aramaya başladı. Seçim gecesini ve sonraki günü Türkiye’deki seçim sonuçlarına belki de bizden daha çok üzülen; Şamlı, Ammanlı, Kahireli dostlarıma moral vermekle geçirdim. Çünkü Erdoğan onlar için umut demekti ve seçim sonuçları nedeniyle bir nebze de olsa umutları kırılmıştı. Özellikle Türkiye’de mülteci olarak kalan Suriyeli bir dostum: “Bundan sonra bize ne yaparlar, başımıza ne gelir?” diye sorunca inanın kalbim titredi. Çünkü Suriyeli mülteciler Erdoğan’ın Türkiye’sini zor durumda olan tüm mazlumlar için güvenli bir liman olarak görüyorlardı. Mısırlı dostlarım ise, “Siz Mursi devrildiğinde ne hissettiyseniz biz de şu an aynı duygular içindeyiz. Siz Mursi’yi ne kadar çok seviyorsanız biz de Erdoğan’ı o kadar çok seviyoruz.” diyorlardı. Allah, Ortadoğu’dan Kafkaslara, Afrika’dan Asya’ya kadar Âlem-i İslam’ın dört bir yanındaki Müslümanlara, cümle Ümmet-i Muhammed’e Erdoğan’ı sevdirmişti. Ve dünya Müslümanları bu seçimlerin zalimlere “one minute, dünya beşten büyüktür” diyen Erdoğan’ın Türkiye’si ile bu Türkiye’ye diz çöktürmek isteyenler arasında geçtiğinin farkındaydı. Hatta bazılarımızın farkında olamadığı kadar.
Fakat biz asla diz çökmeyeceğiz! Yeniden büyük Türkiye, yeniden büyük Âlem-i İslam mefkûremiz için yürümeye, bedeli ne olursa olsun mücadele etmeye devam edeceğiz. Kendimizi sorguya çekeceğiz, özeleştiri yapacağız. Hatalarımızı bir bir tespit edip yeniden yola koyulacağız. Çünkü bu mücadele sadece İstanbul, Konya, Diyarbakır için verilen bir mücadele değil; bu mücadele aynı zamanda Şam, Kahire, Saraybosna, Afrika için verilen bir mücadeledir… Bu mücadele sadece kendi çocuklarımız için değil; ümmetin tüm çocukları için verilen bir mücadeledir… Bu yürüyüş sadece kendi ülkemizdeki acılar dinsin diye değil; aynı zamanda Âlem-i İslam’ın dört bir yanındaki acıları sona erdirmek için sürdürülen kutlu bir yürüyüştür.
Bu yürüyüşte önümüze kimi zaman dik yamaçlar, zorlu virajlar, aşılması gereken imtihanlar çıkacak. Fakat asla pes etmeden, asla umutsuzluğa kapılmadan yürümeye devam edeceğiz. Biz artık yürürken sadece milletimizle değil; tüm ümmetle, koca bir İslam dünyası ile birlikte yürüyoruz. Çünkü Anadolu artık sadece Anadolu değildir. Anadolu artık Gazze’dir, Saraybosna’dır, Halep’tir, Patani’dir…
Davaları sadece makam, mevki, iktidar, güç, ihale, para olanlar, 7 Haziran seçimlerini tabii ki kaybettiler. Fakat davaları İlahi rıza, ümmet olanlar sadece 7 Haziran seçimlerini değil; bütün seçimleri kazanmaya şimdiden namzetler. Milletimize, ümmetimize yönelik bu kuşatmayı mutlaka kıracağız. Mesele aşkımızı, umudumuzu kaybetmemek. Çünkü aşklarını kaybetmeyenler, şartlar ne olura olsun umutlarını koruyanlar mutlaka kazanır, büyük bir zafer elde ederler.
Diriliş Postası