Aile, toplumun devamını sağlayan; bireylerin kimlik ve kişiliklerinin oluşmasında, toplumsallaşıp topluma uygun üyeler haline gelmelerinde alternatifi olmayan önemli bir kurumdur. Bireyin toplumla teması, doğuşuyla katıldığı ailesi aracılığıyla ve ailesinde başlamaktadır. Çocuk ile ailesi arasında başlayan etkileşim çocuğun o topluma uygun bir üye oluşuna imkân sağladığı gibi, bireyin ailesi tarafından eğitip-öğretilmesi de toplumun sürekliliğine katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla ve yaygın olarak bilindiği üzere aile, bireyin kişiliğinin inşa olunduğu yerdir ve toplumun yapıtaşıdır. Bu nedenle, eğer bir toplumda aile kurumu kendisinden beklenen işlevleri yerine getirememeye başlamışsa, orada bireysel ve toplumsal ciddi problemlerin görülmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Yeryüzünde sadece uluslar ve ticaret alanında değil bizzat kendimiz ve başkalarıyla olan ilişkimizde önemli bir dönüşüm yaşanıyor. Meydana gelen tüm bu değişiklikler, kişisel yaşamlarımızda (cinsellik, evlilik ve ailede) görülenlerden daha önemli değildir.
Gazâlî Muhabbeti
Yaşayan İslam bölümünde ise 1111 yılında vefat eden ilim ve fikir adamı Ebu Hamid Muhammed el-Gazâlî hakkında Metin Önal Mengüşoğlu'nun kaleme aldığı bir kritik yazısı yer alıyor. Kur'an'ın anlaşılmasında 'lafız'–'mana'–'maksat' bütünlüğünün gözetilmesi ve bu mefhumların doğru konumlandırılması çok önemli olduğunu belirten Şükrü Hüseyinoğlu yeni nesil Kuran mealleri hakkında giriş mahiyetinde bir yazı ile yer alıyor.
Uygarlık Hıncı
Kültür sanat sayfalarında ise Moriskolar üzerine derinlikli bir söyleşi var. Morisko, Gırnata düştükten sonra, Hıristiyan yönetiminde yaşamak durumunda kalan "gizli Müslümanlar"a verilen isim. Akif Emre konuyu hem yazı düzleminde hem de belgesel düzleminde gündemine alan bir yazar. Konuyu bütün boyutlarıyla ortaya koyan söyleşi bugünlerde de gündemde olan "uygarlık hıncı"nı daha da anlaşılır kılıyor.