Umran dergisi bu ay, AK Parti’nin kuruluşunun 10. yıldönümü dolayısıyla, AK Parti tecrübesinin Türkiye siyasal hayatında meydana getirdiği değişimleri, yönelimleri, İslâmcılık açısından bu tecrübenin getirileri-götürüleri ele alıyor. Bu bağlamda 28 Şubat süreci, darbeler, dindarlık, muhafazakârlık, dünyevileşme, AB, İslâm ve İslâmcılık, reformlar, Anayasa değişikliği, PKK sorunu, etnik problemler, Kürt kimliği, dış ilişkiler, model ülke, değişim vs. gibi anahtar kavramlardan hareketle “iktidarla yaşama”nın kritiğini yapıyor.
Umran, devrimci, fedakâr, İslâmi kişiliğiyle, felsefi, siyasi, entelektüel özellikleriyle Ali Şeriati’yi dosya yapmış. Ali Rahnema’yla yapılan söyleşi ve M. Önal Mengüşoğlu’nun tahlili dosyayı oldukça zenginleştirmiş.
Kasım 2002’de yapılan genel seçimlerden bu yana Türkiye’nin son on yılının iktidar başta olmak üzere pek çok alanına damgasını vuran AK Parti üç dönemdir ülkeyi yönetiyor. Partinin geçtiğimiz aylarda yapılan olağan kongresi de büyük ilgi ve heyecanla tamamlandı. Bilindiği üzere bunun bazı sebepleri vardı. Bizzat partinin genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere üç dönem siyaset yapan AK Partililerin parti içindeki yerlerinin sonlarına yaklaşmış olmaları, ülkede yüzde 50 civarındaki bir kitlenin umutlarını hâlâ bu partiye bağlamış olmaları ve dolayısıyla bu umuda karşılık verecek biçimde partinin yeni isim, grup ve kesimlerle takviye edilmesi büyük önem taşıyordu.
Cumhuriyet Bayramı kutlamaları özelinde yaşanan tartışmalar ise uzun zamandır sürdürülen bambaşka tartışmaları gündeme getirdi. Şüphesiz AK Parti on yılda 15 milyon genç yaratmadı her yaştan, ülkeyi demir ağlarla da örmedi ama hemen her kesime hitab eden hizmetler sunmaya çalıştı. Siyasal baskı ile örülmüş ülkeyi bu ağlardan çözmek için uğraştı. Fakat sistemin olmazsa olmazı kabul edilen bazı uygulamaların, ritüellerin bizzat bu partiye destek veren farklı çevrelerce özellikle de muhafazakârlarca savunulması siyasal toplumsallığın değişim yönünü kavramak/görmek bakımından oldukça önemli. İktidara yakın gazetelerde Cumhuriyet Bayramı özelinde çıkan yazı ve yorumların Kurban Bayramı ve onun çağrıştırdığı ibadet, hac, bayramlaşma, hayır vb. konulardan daha fazla olması bunun ufak bir göstergesi olarak okunabilir. Bu yüzden iktidarın onuncu yılını, 10. Yıl Marşı mantığı ile düşünmek siyasal alanda olup bitenleri anlamak bakımından oldukça ilginç bir metafor olabilir. AK Parti hakkında yapılacak değerlendirmelerde kullanılacak dil ne kadar önemli ise, muhatapların yazılıp söylenenlerle ilgili tutum, tavır ve davranışları da o kadar önemlidir. Müslüman camianın belli bir kesimi, bu noktada farklı düşünmekte, yapılan hataları görmemeye, söylememeye ve hatta içselleştirmeye eğilimli davranmaktadır.
“AK Parti ile on yıl” deyince, karmaşık ve çok boyutlu tartışma alanlarının önümüze açıldığını söyleyebiliriz. Bu yüzden AK Parti dönemi denildiğinde akla gelebilecek anahtar kelimeleri ortaya koymakta fayda vardır. 28 Şubat süreci, darbeler, dindarlık, muhafazakârlık, Avrupa Birliği, İslâm ve İslâmcılık, reformlar, Anayasa değişikliği, PKK sorunu, etnik problemler, Kürt kimliği, dış ilişkiler, değişim, bunların içinde sadece birkaçı olarak sayılabilir. Umran, Kasım sayısında bu hayati ve turnusol özellikli meseleleri kısmen ele alarak iktidar tecrübesini değerlendirmeye ve birtakım değişimlere, yönelimlere dikkat çekmeye, bir bakıma “iktidarla yaşama”nın kritiğini yapmaya çalışıyor.
AK Parti tecrübesinin Türk siyasal hayatında meydana getirdiği değişimler kadar İslâmcılık açısından bu tecrübenin değerinin ne olduğu konusu da ilerleyen dönemlerde daha somut olarak tartışılacaktır. AK Parti’nin, içerisinden çıktığı Milli Görüş geleneğiyle hangi noktalarda farklılaştığı, hangi noktalarda bu geleneği sürdürdüğü meselesi, 1969 sonrasında Milli Görüş partilerinde görülen söylemsel kırılmalar üzerinden daha doğru olarak okunabilecektir. Tunus, Mısır, Libya’da yaşanan siyasal iktidar değişiklikleri ile belirginleşen Ortadoğu halklarının uyanışının AK Parti tecrübesi ile kurdukları ‘bağ’ı daha somut olarak görmeyi mümkün kılan son AK Parti olağan kongresi de göz önünde bulundurulduğunda, yaşanan değişimler uzun vadede İslâmcılığın ‘istikameti’ konusunda bazı ipuçları sunmaktadır.
Umran dergisi, AK Parti’nin, on yıldır bir telafi politikası izlediğini ve bunda kısmen başarılı da olduğunu belirterek şu uyarıyla meseleyi özetliyor: Toplum hiçbir siyasi oluşuma mecbur değildir, ne var ki AK Parti’den siyasi, ekonomik, toplumsal düzenlemeler konusundaki ümitleri hâlâ devam etmektedir.