Ümmetin Ümidi Gençlik

Ahmet Varol

Toplumların geleceği yeni nesillerle hazırlanır. İnsanlık asırlar boyu böyle devam etmiştir ve edecektir.

Bir nesil yerine başka bir nesli yetiştirir, sonra da üzerinde taşıdığı tüm emanetleri ona devrederek dünyadan göçer. Bu açıdan, birlikte yaşanan ortak dönem büyük önem taşımaktadır. Çünkü yetişen nesle devredilecek emanetlere nasıl sahip çıkması gerektiği bu dönemde öğretiliyor. Dolayısıyla toplumların, halkların, ümmetlerin geleceği bu dönemde inşa edilmektedir. Doğru bir metot izlenirse iyi, yanlış bir metot izlenirse de kötü bir gelecek inşa edilmiş olur. Belli bir dönem yanlış yol izlenmesi sadece bir neslin değil ondan sonraki nesillerin geleceğini de riske sokar. Çünkü onlar arkalarından gelecekleri de kendileri gibi yetiştirirler. Eğer sonraki nesiller Yüce Allah’ın verdiği akıl nimetini kullanmaz ve gönderdiği hidayet önderlerinin gösterdiği çizgiye dönmezlerse bataklıkta yürüyüş sürer.

Tüm insanlık üzerinde, ahlâkî ölçü tanımayan ve bütün toplumların enerjilerine, imkânlarına hâkim bir saltanat kurmak isteyen emperyalist güçler bir dönem genç nesilleri, farklı inanç ve düşünce sahiplerini insan bile saymayan ve onlara yaşama hakkı tanımamakta sakınca görmeyen mutaassıp ideolojilerin peşinden saplantılara sürüklediler. Bu saplantılara kapılanlar kendilerini ucu görünmeyen tünellerin içinde buldular. Sonra bir dönem de insana üstünlük kazandıran değerlerden soyutlanmış sadece zevklerinin ve arzularının peşinden sürüklenen, Yüce Allah’ın lütfettiği ömür nimetini kullanmada insanla hayvan arasında fark görmeyen bir nesil ortaya çıkarmak suretiyle toplumların geleceklerini rehin almaya çalıştılar. Ellerindeki medya araçlarını, psikolojik yönlendirme ve etkileme metotlarını kullanarak bunda önemli başarılar elde ettiklerini de inkâr edemeyiz.

Fakat bugün gençliğin, Allah’ın izniyle, bir öze dönüş içinde olduğunu görüyoruz. Dün herhangi bir ulusal kimliği üstünlük gerekçesi olarak gören ve bu kimlikle başka uluslar üstünde hâkimiyet kurmak için savaşmayı kutsallaştıran neslin yerini Yüce Allah’ın “Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır.” (Hucurat, 13) âyetindeki hikmeti anlayan bir nesil almaya başladı. Bunun için düzenlenen uluslararası toplantılarda bir araya geliyor, tanışıyor, konuşuyor, birbirlerinin kültürlerinden, birikimlerinden, deneyimlerinden yararlanmaya çalışıyorlar. Tabii bu tür buluşmaları organize eden kurumlar da öze dönüş içindeki gençliğe öncülük ediyor.

11 Temmuz Pazartesi akşamı İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB)’nin düzenlediği 6. Uluslararası Gençlik Buluşması’nın açılış törenine katıldık. Bir ümmet bilinci içinde İslam coğrafyasının farklı beldelerinden gelerek İstanbul’da buluşan ve birbirleriyle tanışarak irtibat bağları oluşturan gençlerin heyecanlarına şahit olmak sevindiriciydi. İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu da yaptığı konuşmada önümüzdeki yıllarda bu tür etkinliklerin daha da genişletilerek İslâm dünyasındaki kaynaşmanın güçlendirilmesi için çalışılacağını söyledi.

Arap dünyasındaki dikta rejimlerine karşı esen özgürlük rüzgârında direnişe öncülük edenlerin genellikle gençlerden oluştuğu bilinmektedir. Mısır’daki özgürlük hareketinin başını çeken genç önderlerden bazılarıyla Hartum’da karşılaşmıştım ve bir hayli heyecanlı olmaları dikkatimi çekmişti. Dikta rejimleri bu heyecanın ve kararlılığın önünde duramayacaklarını baştan hesap edemedikleri için kendi saltanatlarını kalıcı hale getirmeyi amaçlayan hatalı metotlarında ısrarlı davranıyorlar. Suriye’deki Baas rejiminin de aynı yanlışı yaptığını görüyoruz. Baas rejiminin insanlık dışı şiddetine ve cinayetlerine karşı özgürlük mücadelesine destek dairesi de her gün genişliyor. Türkiye’de başlatılan 16 Temmuz Gençlik Hareketi de Baas diktasına ve terörüne karşı sesini bayağı duyurdu. 16 Temmuz’da Suriye sınırlarına dayanarak içerideki diktatörlere de seslerini duyurmaya, oradaki özgürlük mücadelesini yalnız bırakmayacaklarını haykırmaya çalışacaklar. Zalimler bu sese kulak versin. Çünkü bu ses artık sınır tanımıyor.

YENİ AKİT