“Uluslararası Toplum”un İkiyüzlülüğü

Ahmet Varol

Çağdaş emperyalizmin insanlık dışı ve meşruiyetten uzak uygulamalarına meşruiyet kazandırmak amacıyla kavramları çarpıtmasına daha önce de dikkat çekmiştik.

“Terör” kavramının çağdaş emperyalizmin insanlık dışı saldırılarına, işgallerine ve katliamlarına gerekçe yapılmasına sürekli şahit oluyoruz. “Uluslar arası toplum” kavramı da çağımızın müstekbir güçlerinin veya onların emrindeki uluslar arası kuruluşların uygulamalarının tüm dünya toplumlarına mal edilmesi, zihinlerde böyle bir ön yargı oluşturulması amacıyla kullanılmaktadır. Gerçekte ise söz konusu güçlerin ve kuruluşların “uluslar arası toplum” derken kastettikleri, tüm dünya toplumları üzerindeki gayri meşru tahakkümü reddedilemez hale getirmeyi amaçlayan dayatma mekanizmasından başka bir şey değildir. İşte bu mekanizmanın ikiyüzlülüğünü Filistin’de son dönemde yaşanan gelişmeler karşısında da açıkça gördük.
İşgalci Siyonist devletin 27 Şubat sabahı başlattığı insanlık dışı saldırı karşısında harekete geçmeyen, göstermelik “kınama” işlemini bile bayağı erteleyen, bu arada Siyonistlere Gazze’de büyük bir katliam ve yıkım gerçekleştirmeleri için fırsat tanıyan BM, Kudüs’te işgalci Siyonizmin ana merkezlerinden birini hedef alan eylem üzerine hemen olağanüstü toplantı kararı aldı. Eylem 6 Mart Perşembe günü akşam saatlerinde gerçekleştirildi. BM Güvenlik Konseyi de hemen o gün olağanüstü toplantı düzenleyerek olayı görüşme kararı aldı. Karar gereği Güvenlik Konseyi, Türkiye saatiyle gece 02.00’de yani eylemden sadece birkaç saat sonra olağanüstü toplantı düzenledi. Gazze’de kundaktaki bebekler öldürülürken, yirmi günlük bebeklerin kafalarına kurşun sıkılırken, evlerin içindekilerin üzerine yıkılması sebebiyle aileler toptan yok edilirken kılı kıpırdamayan BM Güvenlik Konseyi Siyonistlere darbe vurulunca hemen harekete geçti ve olağanüstü toplantı düzenledi. Bu olay BM’nin gerçekte kimlere hizmet ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Gerek bu hadise ve gerekse genelde izlenen politika aslında Birleşmiş Milletler isminde de bir kavram yanıltması olduğunu gösteriyor. O çatı altında birleşenler acaba milletler midir yoksa çağın müstekbir güçleri mi? II. Dünya Savaşı’nda ağır yara alan güçlerin yeniden birbirlerinin ayaklarına basmamak amacıyla o çatı altında bir araya geldiklerini, modern sömürgeciliğin tahakkümü altına alınan toplumları kontrol için görevlendirilmiş yönetimlerin de dikte edilenleri almak üzere orada temsil edildiklerini söylemek daha doğru olmaz mı?
Kendini “uluslar arası toplum”un kaptanı olarak yutturmaya çalışan ABD’nin başkanı Bush da Kudüs’teki eyleme anında tepki gösterdi ve işgalci saldırgan devletin başbakanı Olmert’i arayarak üzüntüsünü paylaştığını, her zaman arkasında olduğunu bildirdi. Bunu Bush söylemese de biliyoruz. Ama Bush’un açıklaması ilginçti. Eylemi gerçekleştirene: “Ne istiyordun masum öğrencilerden?” diye soruyordu. Daha önce de dile getirdiğimiz üzere hedef alınanlar bir kere masum öğrenciler değildi. Ama ilginç olan annesinin kucağındaki Emire Halid isimli bebeği kafasına kurşun sıkarak katleden Siyonistlere: “Ne istiyordunuz yirmi günlük bebekten?” diye sorma ihtiyacı duymayan Bush’un bunu söylemesiydi.
Bizden not: İnşallah Özel FM’de bu akşam saat 21.00’de yayınlanacak “Dünya Döndükçe” adlı programımızda Kudüs eylemini değişik boyutlarıyla ele almaya çalışacağız. Eylem ve Filistin’deki son durum hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere bu programı dinlemelerini tavsiye ediyoruz. Program Özel FM’de yayınlandıktan sonra inşallah ses kayıtları Web sitemizde (www.vahdet.com.tr) yer alacaktır. Ses kayıtlarını Web sitemizden çekerek başka radyolarda ve Web sitelerinde yayınlamak serbesttir.
Bir çağrı: IHH inşallah yarın (15 Mart) akşam saat 19.00’da Ümraniye Haldun Alagaş Spor Tesisleri’nde “Filistin’le Dayanışma Gecesi” düzenleyecek. IHH’nın Filistin davası ve mağdur Filistin halkına yardımcı olmak için yürüttüğü çalışmalar gönüllerimize ferahlık veriyor. Bizim de bu kurumu çalışmalarında desteklememiz, kurumun gayretli kadrosuna güç ve moral desteği vermemiz gerekir. Bu vesileyle İstanbul ve çevresindeki tüm okuyucularımızı Ümraniye Haldun Alagaş Tesisleri’nde düzenlenecek programa katılmaya ve Filistin davası için gerçekleştirilen gayretlere bir şekilde katkıda bulunmaya çağırıyoruz. O gecede göstereceğimiz coşkulu destek Filistin’de ümmetin onurunu savunmak için büyük gayretler gösteren, sınırsız fedakârlıklarda bulunan kardeşlerimize de moral ve güç kazandıracaktır.

Vakit