HAKSÖZ-HABER
Yalova’da ikamet eden Özbekistan vatandaşı Khafiza Uzakova, uluslararası koruma belgesine sahip olmasına rağmen, iftira üzerine evinden alıkonuldu. 2011 yılında dini görüşleri nedeniyle maruz kaldığı baskılar ve insanlık dışı muamelelerden kaçarak Türkiye’ye gelen Uzakova, 2018 yılında uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş ve ailesiyle birlikte Yalova’ya yerleşmişti. O tarihten bu yana hiçbir suça karışmayan ve çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilenen Uzakova, topluma faydalı bireyler yetiştirmeyi amaçladı; oğlu ise üniversite kazanarak bu çabanın meyvesini verdi.
Sabaha Karşı Baskın ve Gözaltı
30 Aralık 2024 sabahında, Yalova’daki evine gelen polis ekipleri, Uzakova’yı Özbekistan’ın iftira dolu iddiaları üzerine gözaltına aldı. Şu an Kocaeli İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan Uzakova’nın iade edilmesi halinde ciddi insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalması ve hapis cezasına çarptırılması söz konusu. İnsan hakları savunucuları, uluslararası koruma hakkı tanınmış bir kişinin bu şekilde alıkonulmasını hukuksuz ve vicdanları sızlatan bir durum olarak değerlendiriyor.
Sağlık Durumu Alarm Veriyor
Kronik kalp rahatsızlığı ve sürekli tansiyon hastalığı bulunan Khafiza Uzakova’nın sağlık durumu gözaltı sonrası daha da kötüleşti. 3 Şubat 2025 tarihinde tansiyonu yükselip baş dönmesi yaşayan Uzakova, düşerek omurgasını kırdı. Hastane raporlarıyla da belgelenen bu durumuna rağmen, Uzakova hâlâ tutuklu olarak geri gönderme merkezinde tutuluyor. Yatmak, oturmak ve yürümek gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan bir insanın bu şartlarda tutulması, vicdan sahibi herkesin yüreğini sızlatıyor.
Yetkililere Çağrı:
Ülkesindeki baskılar yüzünden Müslüman gördüğü bir başka ülkeye hicret eden mümine bir annenin sırf iftiraya dayalı bir liste yüzünden bu şekilde mağdur edilmesi, zalim Özbekistan'a iade edilme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılması ne insan haklarına ne de vicdana sığar. Haksözhaber olarak yetkililere çağrımızdır: Khafiza Uzakova derhal serbest bırakılmalı, acil tıbbi müdahale sağlanmalı ve Özbekistan’a iade kararından vazgeçilmelidir.
Unutulmamalıdır ki insan hayatı her şeyden kıymetlidir! Hele de mevzubahis masum mümine bir anne ise bu düzeydeki bir mağduriyet İslami duyarlılık sahibi herkesin içini titreterek harekete geçirmelidir.