HAKSÖZ HABER
Canan Güllü’ye ‘Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü’ ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in de katıldığı sanal tören ile verildi.
Blinken sanal törende yaptığı konuşmada, Canan Güllü'nün geçen yıl İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması ve kadına yönelik şiddeti engellemek için gösterdiği çabayı överek bu ödülü hak ettiğini ifade etti. Canan Güllü’nün hakkında ise eylem ve söylem uyumsuzluğu görülmeye başlandı.
Canan Güllü geçtiğimiz günlerde Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şubesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen ‘Kadın ve Medya’ konulu panelde konuştu.
Canan Güllü, "Türkiye içindeki siyasi pazarlık değil sadece birliğe üye olan olmayan, sözleşmeyi imzalayan imzalamayanlar arasında da dayanışma olduğunu düşünüyorum. İstanbul Sözleşmesi bu tablolara karşın değişmeyecek, kalkmayacak" demiş ve eklemişti: “Biz tartıştığımız her gün birilerinin tecavüze uğraması ve öldürülmesi yönündeki değirmene su taşıyoruz. İç hukuktan üstün olan bu sözleşmeyle ilgili alınacak karar, Türkiye’nin tek adam rejimine giden yolu açacaktır. ‘İstanbul Sözleşmesi kaldırılsın’ diyen her kişi adına yargıda dava açacağız.”
Canan Güllü’nün bu tehdit dilli söylemi, aldığı ödül kadar konuşulmadı. Ancak dün de Canan Güllü hakkında Gazeteci İsmail Küçükkaya’nın eski eşi Eda Demirci ilginç iddialarda bulundu. Demirci Güllü için, “Eşimden şiddet gördüğüm zaman o beni dinlemedi. Çünkü ben doğru söylüyorsam o kanala artık çıkamayacaktı. Beni dinlememenin cesaretinin ödülünü aldı.” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığının bu yıl 15'incisi verilen Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü ile ilgili açıklamasında Canan Güllü'nün 31 yıllık aktivist ve dernekçi kimliğine vurgu yapıldı. 186 şubeye ve 52 bin 500 üyeye liderlik ettiği belirtilerek çok önemli bir görevi üstlendiği ifade edildi.
Canan Güllü, Eda Demirci’nin kendisi hakkında iddia ettiği sözlere açıklık getirmeyince akıllara “Çoğunluğu kadın olan 52 bin 500 üyenin hakkı sessizlikle mi savunuluyor?” sorusu geldi.