Uluslararası başıboş "köpek terörü"

Ahmet Varol, hayvan hakları söylemi üzerinden inşa edilen bir düzlemde dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan saldırı vakalarını inceliyor.

Ahmet Varol / Yeni Akit

Uluslararası başıboş "köpek terörü"

Geçtiğimiz günlerde Mısır’ın başkenti Kahire’nin bitişiğindeki El-Cize şehrinin Piramit Bahçeleri (Hadaiku’l-Ehram) bölgesinde, ismi açıklanmayan bir bayan doktor başıboş köpeklerin saldırısına maruz kaldı. Doktor hanım köpeklerin saldırısından kurtulabilmek için hemen önündeki caddeye girip koşmaya başladı. Ama grup halindeki köpekler de onu hızla takip etmeye başladı. Kadıncağız kendini köpeklerin dehşetinden güvenceye alacağı, sığınacağı bir yer bulamadığı için hızla koşmaya devam etti. Ama hem yaşadığı korku hem de çok hızlı koşarak aşırı derecede yorulması sebebiyle bir süre sonra kalp sektesinden hayatını kaybetti.

Bu olay üzerine Veterinerler Odası Başkanı Halid Selim, Mısır’da son yıllarda başıboş köpeklerin sayısının çok fazla arttığını, hatta yapılan son tespitlere göre ülkede 15 milyon tane başıboş köpek bulunduğunun tahmin edildiğini dile getirdi. Selim, çevre şartlarına göre Mısır açısından 6-7 milyon köpeğin normal sayılabileceğini ama mevcut köpek sayısının bunun çok üstünde olduğunu ifade etti. Selim, Mısır’da yılda ortalama 400-450 bin civarında kısırlaştırma işlemi yapıldığını ama yılda ortalama 100 kişinin köpek saldırılarından dolayı hayatını kaybettiğini, ölümlerin de büyük çoğunluğunun Kahire, El-Cize ve El-Buhayra bölgelerinde vuku bulduğunu belirtti.

Bu olay ve dünya genelinde yaşanan daha birçok olay “başıboş köpek terörü” sorununun artık uluslararası bir boyut aldığını ve gittikçe de tehlikesinin arttığını göstermektedir.

Nitekim Türkiye’de de başıboş köpek terörü yüzünden ne kadar insanımızın canının yandığı biliniyor. Bu başıboş köpekler tarafından ısırılan veya kurtulmak için kaçarken farkına varmadan arabaların önüne atlayıp ezilen, yüksek yerlerden düşerek ölen ve nihayet kuduza yakalanıp ölen insanlar bütün herkes için ibret manzaraları oluşturmaktadır. Sokakları dolduran başıboş köpekler yüzünden insanlar geceleri dışarı çıkmaya korkar hale geldi.

Fakat birileri bu başıboş köpeklerin kontrol altına alınmasının önüne geçmek ve onların öyle başıboş bir şekilde dehşet saçmaya devam etmelerine imkan sağlamak için uluslararası çapta bir faaliyet yürütüyor.

Konuyla ilgili farklı komplo teorileri dolaşıyor. Bunlardan herkesin haberi olduğu için biz burada ayrıntısına girmeye gerek görmüyoruz. Ama görüldüğü kadarıyla başıboş köpeklerin kontrol altına alınmasını önlemek için yürütülen kampanyanın kullanılan gerekçesi “hayvan severlik”.

Hatırlanacağı üzere kuş gribi salgınından dolayı yüz binlerce tavuk imha edildi. Hayvan severlik burada hiç harekete geçmedi veya geçemedi. Gerekçesi bu hayvanların hasta olması ve insanlara hastalık geçirmeleri ihtimalinin bulunmasıydı. Aynı durum deli dana salgını için de söz konusu.

Sokaklara salınan başıboş köpeklerin de artık tüm dünyada insan hayatını ciddi şekilde tehdit eden ve gittikçe de büyüyen bir tehlikenin kaynağı olduğu ortada. Üstelik bu tehlikenin ortadan kaldırılması için kuş gribi ve deli dana olaylarında olduğu gibi hayvanların topluca imha edilmesi de gerekmiyor. Sadece insanlar açısından tehlike oluşturan tarafının ortadan kaldırılması ve tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu işin projesini bizim çizmemiz gerekmez. Konunun ehli olanlar bir araya gelir, konuşur, görüşür ve bir çözüm formülü ortaya çıkarır.

İnsan hayatı açısından gittikçe tehlikeli hale gelen sorunun ortadan kaldırılması konusunda birilerinin belli hesaplar için yürüttüğü propaganda kampanyalarına yenilmemek ve insan hayatına değer vermek gerekir. Bu kadar insanın canının yanmasından sonra artık harekete geçmek ve sorunu çözmek için ne tür formüller üretilmesi gerektiği konusunda kafa yormak gerekmez mi? Bu sorunun bitirilmesi için daha ne kadar insanın canının yanmasını bekleyeceğiz?

Dediğimiz gibi sorunun uluslararası bir boyutunun olması, üzerine gidilmesini engelleme çalışmalarının da uluslararası boyutlu olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, çözüm faaliyetlerinin de uluslararası çapta yürütülmesine ihtiyaç olduğunu gösterir.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!