Af Örgütünden yapılan yazılı açıklamada, Myanmar güvenlik güçlerinin Arakan’da köyleri bombaladığı, halkın gıdaya ve insani yardıma erişimini engellediği kaydedildi.
Açıklamada, Birleşmiş Milletlerin (BM) ve bağımsız uluslararası yardım kuruluşlarının faaliyetlerinin, Arakan eyaletindeki çatışmalardan etkilenen 5 kasabada engellendiği belirtilerek, buralarda sadece Kızılhaç ve Dünya Gıda Programına izin verildiği ifade edildi.
Güvenlik güçlerinin, muğlak ve baskıcı yasaları kullanarak bölgedeki sivilleri gözaltına aldığı belirtilen açıklamada, Arakan’da 2017’nin temmuz ve ağustos aylarında işlenen katliamlardan sorumlu birliklerin, son haftalarda yeniden bölgeye sevk edildiği bilgisine yer verildi.
Açıklamada, bölgedeki son operasyonların Arakan ordusunun 4 Ocak’ta bazı karakollara saldırılarının ardından başladığı ve 28 Ocak itibarıyla bölgede 5 bin 200’den fazla insanın yerinden edildiği de aktarıldı.
Af Örgütünün Kriz Direktörü Tirana Hassan, son operasyonların, Myanmar ordusunun insan haklarına riayet etmeden hareket ettiğinin yeni bir göstergesi olduğunu belirterek, “Meskun köylerin bombalanması ve gıda tedarikinin engellenmesi, hiçbir koşul altında haklı gösterilmez. Myanmar ordusunun katliamlarının uluslararası çapta kınanmasına rağmen, bütün deliller ordunun arsızca yeni istismarlar yaptığını gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 725 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecilerin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.
İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların gerekli güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.