Rusya’nın eylül-kasım arası Suriye'deki 6 operasyonu üzerinde yoğunlaşan rapora göre saldırılarda, 200’den fazla sivil hayatını kaybetti.
Rusyalı yetkililerin bir câmî ile hastanenin zarar gördüğü operasyonlarla ilgili “yalan” söylediği belirtilen raporda, Rusya’nın yerleşim birimlerinde uluslararası yasalarca yasaklanmış mühimmat kullandığı da söylendi.
“Rusya Meskun Mahalleleri Hedef Almış”
Uluslararası Af Örgütü’nün Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Başkanı Philip Luther, rapora ilişkin yaptığı açıklamada, “Rusya’nın bazı saldırıları doğrudan doğruya meskun mahalleri hedef almış görünüyor. Bu alanlarda askerî hedef yok. Saldırılar sonucunda da siviller hayatını kaybetti. Bu tür saldırılar savaş suçu teşkil ediyor.” diye konuştu.
Luther, “Rusya ayrım gözetmeyen ve hukuk dışı saldırılarına son vermeli. Rusya sivil alanlarda misket bombası ve kılavuzsuz bombalar kullanmaktan vazgeçmeli.” dedi.
“Bu ihlallerin bağımsız ve tarafsız bir şekilde araştırılması çok önemli.” diyen Luther, “Rusya Savunma Bakanlığı daha saydam olmalı ve hedef aldıkları yerlerin uluslararası hukuk karşısındaki sorumluluklarına uyup uymadığının değerlendirilmesini kolaylaştıracak şekilde bu hedefleri ilan etmeliler.” görüşünü dile getirdi.
“6 Saldırının Hiçbirinde Askerî Hedefe Rastlanmadı”
Rusyalı yetkililerin sadece “terörist hedefler”i vurduklarını iddia ettikleri belirtilen raporda, Rusya’nın bazı saldırıların ardından sivilleri vurduklarını inkâr ettikleri ancak bazı saldırılardan sonra sessiz kalmayı tercih ettiklerine dikkat çekildi.
Rapordaki tespitler, saldırılarda hayatta kalanlar ve görgü tanıkları ile yapılan görüşmelere ve saldırıların ardından meydana gelen tahribatın yorumlatıldığı uzmanların görüşlerine dayandırıldı. Uluslararası Af Örgütü, saldırılarla ilgili araştırmalarında 6 saldırının hiçbirinde hedeflenen alanda bölgede askerî hedefe rastlanmadığını açıkladı. Örgüt, uluslararası yasalara aykırı bu saldırıların bir kısmının savaş suçu teşkil ettiğini kaydetti.
“Çocuklar Dehşet İçinde Koşuşturuyordu”
Raporda yer verilen saldırılardan biri, Idlib’in Ariha mahallesindeki bir pazar yerini hedef almıştı. 49 sivilin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili raporda görgü tanıklarının anlatımları aktarıldı.
Raporda görgü tanıklarından, yerel medya aktivisti Muhammed Kureybi el-Gazel “Birkaç saniye içinde insanlar çığlık atmaya başladı, yanık kokusu havayı kapladı ve bir kaos hâkim oldu. Yakında bir ilkokul vardı, çocuklar dehşet içinde koşuşturuyordu. Her yerde kafasız, organları kopmuş cesetler vardı.” ifadelerine yer verildi.
Sıralı şekilde dizilmiş 40 cesedin yanında oturup ağlayan bir kadın gördüğünü anlatan el-Gazel'in, “Çocukları torbalara doldurulmuştu. Bu sahneyi bir daha unutamadım.” sözleri de raporda yer aldı.
“Gördüğüm En Büyük Yıkımdı”
Raporda öne çıkarılan bir diğer saldırıda 15 Ekim’de Humus’ta 32’si çocuk, 11’i kadın en az 46 sivilin hayatını kaybettiği belirtilirken, ölenlerin sivil bir binanın bodrumuna sığınmış insanlar olduğu vurgulandı. Raporda, bu saldırıda kullanılan mühimmatın vakum bombası olduğu kaydedildi.
Örgüt’ün raporunda, 7 Ekim’de denizden fırlatılan bir Rusya füzesiyle Halep’te Darat Izza mahallesinde meskun bir binaya yönelik düzenlenen saldırıda da 5 sivili hayatını kaybettiği ifade edildi.
Bu saldırının görgü tanıklarından birinin ifadelerine göre saldırı benzerlerinden farklıydı. Adı açıklanmayan görgü tanığı, “Yer deprem oluyormuşçasına sallandı. Gördüğüm en büyük yıkımdı. Bir anne ve iki çocuğu bir evde hayatını kaybetti. Genç bir çift de bir başka evde. Gençler daha bir hafta önce evlenmişti.” ifadelerini kullandı. Raporda, vurulan bu bölgede de herhangi bir askerî tesisin bulunmadığı vurgulandı.
Hastaneler de Hedef Alındı!
Rapora göre Rusya saldırılarında vurulan hedefler arasında, uluslararası hukuka göre özel koruma altında bulunan ve saldırılması “savaş suçu” teşkil eden hastaneler de yer aldı. Raporda, Rusya’nın İdlib’de Sermin hastanesine yönelik saldırısıyla ilgili görgü tanığı ifadelerine yer verildi.
Görgü tanıklarının saldırı öncesinde herhangi bir uçak görmediği ve duymadığı belirtilirken, bunun saldırının çok daha sofistike bir silahla yapıldığını gösterdiği kaydedildi.
Rusya Başka Câmînin Fotoğrafını Kullandı
Raporda 1 Ekim’de Idlib’teki Ömer Bin el-Ketib Câmîi'ne yönelik saldırı sonrasında Rusyalı yetkililerin verdiği tepkilerin bu ülkenin saldırılara yönelik eleştirilere karşı kullanmaya hazır olduğu taktiklerle ilgili ciddi sorulara yol açtığı ifade edildi.
Saldırı ile ilgili haberlerin ve fotoğrafların ortaya çıkmasının ardından Rusyalı yetkililerin bunu “uydurma” diye nitelendirdiği ve câmînin zarar görmediğini iddia eden ederek bazı fotoğraflar paylaştıkları hatırlatılan raporda, Rusyalıların yayımladığı fotoğrafların başka bir câmîye ait olduğu dile getirildi.
Raporda, Rusyalı yetkililerin bu girişimi “el çabukluğu” olarak nitelendirilirken, “Bu davranış Rusya’nın Suriye’deki ihlaller ile ilgili soruşturmalara iyi niyetle yaklaştıklarına inanmayı güçleştiriyor.” denildi.
Söz konusu raporda, Rusya’ya ait bir savaş uçağının Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesinden bu yana Rusya Savunma Bakanlığı’nın Suriye’deki operasyonları ile ilgili paylaştığı bilginin daha da azaldığı kaydedildi.
AA, Amnesty.org, Al Jazeera