Uluslararası Af Örgütünün (Amnesty International) raporunda, Myanmar ordusunun, eyalette özerklik talebiyle silahlı eylemler düzenleyen Budist Arakan Ordusu örgütü ile mücadelede, ocak ayından bu yana ayrım gözetmeksizin devam eden saldırılarda sivilleri öldürdüğü ve yaraladığı ifade edildi.
Raporda, Myanmar ordusu, "yargısız infazlar, keyfi tutuklamalar ve işkence yapmakla suçlandı.
Örgüt tarafından belgelenen ihlallerinin çoğundan Myanmar ordusu sorumlu tutuluyor olsa da raporda, Arakanlı Budist isyancı grubun da kaçırma olayları ve tehdit gibi sivillere yönelik birtakım suistimallerde bulunduğu ve sivilleri tehlikeye attığı belirtildi.
Raporda, geçmişte insanlığa karşı suçlara karışan askeri birlikler tarafından işlenen yeni suçlara ilişkin kanıt ortaya çıkarıldığı bildirildi.
Raporda görüşlerine yer verilen Af Örgütü Doğu ve Güneydoğu Asya Bölge Direktörü Nicholas Bequelin, "Arakan eyaletindeki yeni operasyonlar, pişman olmayan, reform edilmemiş ve sorumsuz bir ordunun, kasıtlı bir taktik olarak sivillere dehşet saçtığını ve yaygın ihlallerde bulunduğunu gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Myanmar ordusu, ocakta 13 polisin öldüğü, 9 polisin yaralandığı saldırıdan sonra Budist Arakan Ordusunu terörist örgüt ilan etmişti.
Eyalette son dönemde örgüt üyeleri ve askerler arasında çıkan çatışmalar nedeniyle 30 binden fazla Budist sivilin yerlerinden olduğu ifade ediliyor.
Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasındaki çatışmalarda da çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.
Birleşmiş Milletlere göre, bu tarihten sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 745 bine ulaşmıştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtlamıştı.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.