Uludere Raporu Protestosuna Polis Engeli

"Uludere Raporu"nu protesto için AK Parti Diyarbakır il binası önüne siyah çelenk bırakma talebine polis izin vermedi.

Meclis'in "Uludere Raporu"nu protesto etmek için AK Parti Diyarbakır il binası önüne siyah çelenk bırakmak isteyen Mazlum-Der üyelerine polis izin vermedi.

Özgür-Der ve Özgür Eğitim-Sen Diyarbakır şubelerinin de destek verdiği eylemdeki topluluk, "Katiller Ak'landı, Roboskî karanlıkta!" yazılı siyah çelengi bina önüne bırakmak istedi. Ancak parti binası çevresinde TOMA ve çevik kuvvet polisleri ile yoğun önlem alan polis, eylemcilere "güvenlik" gereğince eylem yapılmasına izin verilmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine polis ile grup arasında tartışma yaşandı.

Bu durumu protesto eden eylemciler tutanak tutarak savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını söylediler.

Daha sonra basın açıklamasını okuyan Mazlumder Diyarbakır Şubesi Başkanı Av. Abdurrahim Ay, bugün Roboskî katliamının 458.günü olduğunu, Roboskî katliamının faillerinin aklandığı Uludere Raporu nedeni ile bu eylemi gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Ay, "Roboskî için, maktulleri için, mağdurları için ve failleri için adalet gelene kadar yatıp kalkıp Roboskî diyeceğiz, unutursak kalbimiz kurusun!" dedi.

Topluluk, açıklamanın ardından, Ak Parti il binası önüne bırakamadıkları çelengi polis barikatı önüne bırakarak engeli protesto etti.

Öte yandan konuyla ilgili Islah Haber’e demeç veren Mazlumder Diyarbakır Şubesi Başkanı Av. Abdurrahim Ay ve Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz polis engellemesini kınadılar.

İşte Abdurrahim Ay ve Serdar Bülent Yılmaz’ın sitemize yaptığı açıklama:

ENGELLEME, ULUDERE KONUSUNDA AYKIRI HİÇBİR SESE TAHAMMÜL EDİLMEDİĞİNİN GÖSTERGESİDİR!

Av. Abdurrahim Ay (Mazlumder Diyarbakır Şubesi Başkanı): Konuyla ilgili basın açıklaması yapacağımızı birkaç gündür duyuruyorduk. Bugün saat 12:00’da Ak Parti il binasının önüne siyah çelenk bırakmak ve basın açıklamamızı yapmak üzere harekete geçtik. Maksadımız Uludere Komisyonu’nun hazırladığı eksiklikler ve çelişkilerle dolu raporun hükümet yetkilileri tarafından kabul edilmesini protesto etmekti. Ancak Ak Parti binasına doğru yürüyüşe geçtiğimiz esnada engellendik. 15 kişilik bir kitle olmamıza rağmen polis tomaları ve olağanüstü sayıda çevik kuvvet polisi tarafından güvenlik adı altında kuşatıldık. Yaklaşık 40 dakika süren tartışmalara rağmen polisler yürümemize hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini söylediler. Polisin engellemenin gerekçesine dönük soruduğumuz hiçbir soruya hukuki ve mantıksal cevap verememesi dikkat çekiciydi. Tek gerekçeleri talimat aldıkları yönündeydi. Sonuçta Ak Parti binasına yürüyüşümüz ve çelenk bırakmamız engellendi.

Bu, öncelikle düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bir engellemedir. Bununla ilgili tutanak tuttuk ve açıklamamızı yaptık. Siyah çelengi de polislerin önüne bırakarak dağıldık. İkinci olarak da bu, Uludere ile ilgili hiçbir aykırı sese hiçbir şekilde tahammül edilmediğinin göstergesidir. Uludere’yle ilgili yazı yazan köşe yazarları işinden oldu; konuyu gündeme getirenler “terör örgütü yanlısı” olarak etiketlendi… Bütün bunlar hükümetin hiçbir şekilde Uludere konusunun gündeme gelmesine tahammülü olmadığının işaretleridir. Engellenme talimatının da her halükârda Ak Parti il yönetimi ya da valilikten geldiğini biliyoruz. En demokratik haklarından biri olan düşünceyi ifade etme özgürlüğünü engelleme pahasına Roboskî’nin gündemleştirilmesine engel olunduğunu bir kez daha görüyoruz.

ENGELLENEN ROBOSKÎ’NİN HAK VE ADALET ARAYIŞIDIR!

Av. Serdar Bülent Yılmaz (Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Başkanı):Orada engellenen Roboskî’nin hak ve adalet arayışıdır. Ak Parti il binası önünde bu basın açıklamasının engellenmesi aslında bir gizleme girişimidir. Şöyle ki; hükümet öteden beri Roboskî katliamıyla ilgili hesap sorucu çabaların önünü tıkamaya, katliamın sorumlularını gizlemeye ve aykırı sesleri boğmaya çalışmaktadır. Diyarbakır’daki bu son engelleme de bunun yeni bir tezahüründen ibarettir. Hükümetin yine burada da korktuğu şey Uludere gerçeği ile yüzleşmektir. Uludere vicdanının tezahür etmesinden korkuluyor ve bu engellenmek isteniyor.

Basit bir açıklama sürecin hassasiyeti öne sürülerek engellendi. Bu da şunu gösteriyor: Çözüm süreci, hükümetin sorumluluğunun olduğu Uludere ve benzeri hadiseler dışarıda tutularak işletilmeye çalışılacak. Engelleme, bunun bir diğer göstergesidir. Yoksa 15 kişiyi aşmayan bir kitlenin basın açıklamasının polis tomaları ve kendilerinden kat be kat çevik polisçe kuşatılarak engellenmesinin başka izahı yok. Bunun tek izahı, Roboskî katliamının gündemleştirilmesine karşı sergilene gelen tahammülsüzlüktür.

 

(Islah-Haber)

Hukuk Haberleri

Gazze eylemlerine hakaret eden Fatih Altaylı hapis cezası aldı
Sinan Ateş cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Mülakat sistemi yeni mağdurlar üretmeye devam ediyor: Yazılıda rekor kırdı, mülakatta yok sayıldı!
Bu ne acele! Suriyeli muhacirlere aile hekimliği uygulaması sonlandırılıyor
Cumaya giden işçisini ekmeğinden eden işveren müstehakını buldu