Amaç sadece çözüm sürecini baltalamak değil, arşivleri açmaya hazırlanan ‘MİT’i de susturmak...
‘Zorlu Yol- İmralı Görüşmeleri’ isimli Çıra Yayınlarından çıkanyeni kitabın da, Gazeteci Yazar Aslan Değirmenci, Oslo’yu deşifre eden yapılar ile Uludere katliamını gerçekleştirenlerinkurumlar içersine kümeleşen yapılar olduğunu öne sürüyor.
Amacın ise sadece Kürt sorununda çözüme giden yolutıkamak olmadığını belirten Değirmenci, normalleşmeye çalışan MİT’in arşivlerini açmaya hazırlandığı dönemde iki operasyonun gerçekleştiğine vurgu yapıyor. MİT’i hedef alanyapıların gizli hedefinin 1990’lı yıllarda çözülemeyen faili meçhuller, derin olayların ardından bilgi kirliliği meydana getiren medya, toplumu sokağa yönlendirerek Kürt- Türk çatışması çıkartmak için mücadele edenlerin deşifre olmasını engellemek olduğuna dikkat çekiyor. MİT’in bu yönde bir çalışması olduğuna da kitabında Değirmenci, yerveriyor.
İşte kitaptan bir bölüm:
“MİT’in yeniden yapılandırılması, istihbarat alma ağının etkin hale getirilmesi ve iç temizlik sürecinin sağlıklı yürütülmesinin sağlanması için kurumun başına getirilen Hakan Fidan, Uludere’de 35 köylünün bombalanması olayının ardından yine hedef gösterilmişti.
MİT tarafından Uludere’de operasyonun olduğu gün Genelkurmay’a iletildiği iddia edilen raporun, kurumlar içinde kümeleşen derin yapıların operasyonu olduğu öne sürülüyor. TSK’ya verildiği iddia edilen istihbarat bilgisinden Hakan Fidan’ın haberinin olmadığı da belirtiliyor. Kürt sorununda çözüme giden yolu tıkamak isteyenlerin şiddet olayları ile süreci baltalayarak, sorumlunun Hakan Fidan ve arkasında duran hükümet olduğunu iddia etmeleri, siyasi kriz çıkartma amacına yönelik bir girişim olarak değerlendiriliyor. Daha önce internete düşen MİT- PKK görüşmesini de aynı ekibin sızdırdığı öğrenilirken, yeni müsteşar Hakan Fidan’ın dik duruşundan dolayı hedef alındığı biliniyor. Kulislerde konuşulan ve derin yapıları rahatsız eden bir diğer öngörü de MİT’in başlattığı şeffaflık sürecini arşivlerini açarak devam ettirecek olabilme ihtimali. MİT, bu ihtimali gerçekleştirdiği takdirde 1990’lı yıllarda çözülemeyen faili meçhuller, derin olayların ardından bilgi kirliliği meydana getiren medya, toplumu sokağa yönlendirerek Kürt- Türk çatışması çıkartmak için mücadele edenlerin kim olduğu da belgelenecek. 12 Eylül’e kapı aralayan; Maraş, Malatya, Sivas olaylarının sis perdesi aralanacak. 28 Şubat sürecinde MİT’in rolü ile yabancı gizli servislerin sahneye koyduğu karanlık planlar da deşifre olacak. Cuntacıların ülkeyi faşist iktidara götürme yolunda uygulamaya soktuğu kanlı tertiplere destek veren oluşumların yanı sıra karanlık dönemlerde MİT tarafından yapılan operasyonlar gün yüzüne çıkacak. Kazanan Türkiye kaybeden ise derin yapılar olacak. İşte derin yapıları panikleten gerçek bu. Tabi bir de yeni inşa sürecinde yer alamamak.”
(Haber10)