HAKSÖZ HABER
MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ve Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın ÖZGÜR-DER Genel Başkan Yardımcısı Yazar Kenan Alpay’ı hedef gösteren açıklamalarının ardından Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Ömer Şanlı’nın start verdiği bir tehdit kampanyası başladı. Açık tehdit ifadelerinin yer aldığI sosyal medya mesajı kısa sürede aralarında Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanı Emre Çömlekçi ve İl Başkan Yardımcısı Korhan Çalışkan’ın da bulunduğu çok sayıda Ülkü Ocakları yöneticisi tarafından alıntılanarak paylaşılmaya başlandı.
Yasal bir parti ve kuruluşlarca sergilenmesine rağmen tipik manada illegal örgütsel yapıların tarzını yansıtan bu söylem ne yazık ki Türkiye’de giderek sıradanlaşmaya başladı. Bu tutumun iktidar ve yargı kurumunca tepkisizlikle karşılanması ise saldırganlık düzeyinin artmasını beraberinde getiriyor. İktidara yakın durmanın da verdiği cesaretle MHP’liler kendilerini, liderlerini, söylemlerini eleştiren herkesi açık bir şekilde tehdit edebiliyor, hatta fiili saldırılar gerçekleştirebiliyorlar. Bu şekilde hoşlarına gitmeyen eleştiriler karşısında tehdit yağdırarak, gazetecileri sivil toplum kuruluşlarını, siyasileri baskı altına almaya çalışıyorlar.
Şüphesiz bizler hakkı haykırmaktan asla vazgeçmeyiz, baskı ve tehditlere pabuç bırakmayız. Herkesi istedikleri gibi eleştirmeyi, hatta hakaretler yağdırmayı, en ağır ithamlarla lekelemeyi kendileri için hak görenler kendi liderlerine, hareketlerine yönelik eleştiriler karşısında takındıkları bu tahammülsüz ve faşizan tutumla hak sözün haykırılmasını engelleyebileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlar. Biz kimseye hakaret etmeyiz, haksızlık da yapmayız ama kimden sadır olursa olsun haksızlıklara, yanlışlara dikkat çekmekten, eleştirmekten, tartışmaktan da vazgeçmeyiz.
MHP’liler şu gerçeği artık kavramalıdırlar: Siyaset yapıyorsanız herkes gibi eleştiriye açık olacaksınız. Korku atmosferi oluşturarak kendiniz için sahte bir dokunulmazlık zırhı inşa etme çabanız yersizdir. Başkalarını en ağır biçimde eleştirirken, herkese en ağır ithamları yağdırırken kendinizi dokunulmaz kılma çabanız anlamsız ve beyhudedir.
Bu noktada iktidar kadrolarının ve yetkililerin bu açık hukuksuzluklar dizisi karşısında sessiz kalmayı ve sorumluluklarını görmezden gelmeyi daha ne kadar sürdürecekleri sorusu da sorulmayı hak ediyor. Normal bir hukuk devletinde takibi gerektiren bir suç oluşturan ve hukuki yaptırımlarla karşılaşması elzem olan bu tehdit dolu mesajlar hakkında bakalım herhangi bir işlem yapılacak mı?