Avrupa medyası, Kiev’in askeri başarısının sebeplerini ve bunun Ukrayna ve Rusya’nın geleceği için ne anlama geldiğini irdeliyor.
LA REPUBBLICA (İtalya)
Putin savaşa savaş demek zorunda kalacak
Putin'in stratejisi başarısız oldu, diyor La Repubblica:
“Nisan ayından bu yana ölü sayısını sınırlamak için gayret edildi. Savaşma işi, esas olarak ayrılıkçı cumhuriyetlerden gelen piyadelere, Ulusal Muhafızlar'a bağlı paraları askerlere ve paramiliterlerden oluşan tugaylara emanet edildi. Bunlar, Ukrayna'nın taarruzlarını organize bir şekilde püskürtmeyi başaramayan rastgele bir araya getirilmiş ve koordinasyonsuz birliklerdi. Bu kararın ardında, dikkat çekmeme ve askerlik yükümlülerini seferber etmeden ya da savaş durumu ilan etmeden 'özel operasyonu' yürütmeye devam etme arzusu yatıyordu. Kremlin'in yasakladığı kelime artık şahinler tarafından kullanılıyor ve başka bir alternatif de yok gibi görünüyor.”
Moraller yükseldi
Večernji list, Ukrayna'nın başarılı ilerleyişinin ülkenin savaş moralini daha da yükselttiği analizinde bulunuyor:
“Hamle, Ukraynalılar için devasa bir moral desteğine, Ruslar için ise tam tersine sebep oldu. Rusya'daki Rusların, işgal altındaki bölgelerde bulunan savaşçılarının moralleri çoktan bozulmuşken Ukrayna'da savaşmaya ne kadar hevesli olduğu zaten şüpheliydi. ... Yalnızca altı ayda Rusların yaklaşık 200.000 askeri kalırken, bu süre zarfında Ukraynalılar 800.000'den fazla asker konuşlandırdı. Bu fark artık iyice belirgin hale geldi.”
HANDELSBLATT (Almanya)
Şiddet tırmanışa geçecek
Handelsblatt Rusya’nın tepkisinden endişeli:
“Putin yenilgiyi hazmedemeyecek ve egemenliğini güvenceye almak için artık bütün güçleri devreye sokma ihtiyacı hissedecektir. Rusya, genel seferberlik ilan etme ve Ukrayna’ya yönelik bir imha harekatı başlatma tehdidinde bulunuyor. Putin, Ukrayna için kışı cehenneme çevirecektir. Ukraynalıları yaklaşan enerji krizinin tam ortasında Batı Avrupa’ya kaçacak kadar soğuktan dondurmak üzere elektrik hatlarını, doğalgaz boru hatlarını ve elektrik santrallerini sırayla tahrip edebilir. Savaşın şiddetinde yaşanmakta olan tırmanış, Putin için gerçek bir risk teşkil ediyor.”
YURIY HUDYMENKO (Ukrayna)
Zihinlerden kovalanan bir heyula
Liberal Demokratyczna Sokyra partisinin lideri Yuriy Hudymenko, Facebook’ta yaptığı bir paylaşımda Ukrayna’nın Rus ordusunun büyüsünü bozduğunu öne sürüyor:
“Soğuk Savaş’ın başından bu yana Batılı siyasetçiler, ordusundan korktukları için Moskova’ya tavizler verdiler. ... Bugün Ukrayna ordusu yalnızca bizim topraklarımızı özgürleştirmiyor. Dünyanın lider siyasetçilerinin zihinlerini de korku ve mitlerden kurtarıyor. Rusya’nın nükleer silahlardan başka tehdit edeceği bir şeyi kalmadı ve bu tür argümanlarla müzakere masasında daha fazla oturmak mümkün değil. Bu yüzden de Rusya dünya üzerindeki bütün nüfuzunu kaybetmek üzere. Bir haydut devlet, bir heyula, bir hiçler diyarı orası.”
KONSTANTIN SONIN (Rusya)
Kimse Ruslara acı gerçekleri söylemek istemiyor
Rus seçkinleri arasında Putin’e yönelik öfke giderek büyüyor. Ekonomi profesörü Konstantin Sonin, yine de neden kimsenin liderliği üstlenmek istemediğini Facebook’ta şöyle açıklıyor:
“Ruslara kötü haberi verecek ve böylece halkın sevgisini kazanma şansını da yitirecek habercinin bir başkası olması isteniyor. Bu yüzden de ‘Putin’den hemen sonra’ başa gelecek olanlar, muhtemelen her şey yolundaymış gibi davranacaklardır. ... Askerleri terhis etmeyip tasarruf etmeye çalışacak ve her şeyin planlandığı gibi gittiği yalanını söylemeye devam edeceklerdir. Çünkü Ruslara, Putin’le geçen 20 yılın ve savaşın onları nerelere savurduğunu ve ülkeyi yeniden yoluna sokmak için neler yapılması gerektiğini söylemek, onları bir komplo tertiplemekten daha fazla korkutuyor.”
Avrupa Ukrayna için silah üretmeli
De Volkskrant, özellikle de Almanya ve Fransa’nın daha fazla silah göndermesini istiyor:
“Pek çok Avrupalı, Ukrayna’nın daha fazla ve daha ağır malzemeye ve sürekli bir mühimmat tedarikine ihtiyacı olduğunu görüyor. Şu an aldığından daha da fazlasına. Avrupa ülkelerinin nispeten küçük orduları ve sınırlı kaynaklarıyla ne yapabilecekleri sorusu ise zihinlerdeki yerini koruyor. Avrupa ülkeleri mesela endüstriyel kapasitelerini de devreye sokabilirler. Berlin ve Paris, en hafif tabiriyle öncü bir rol üstlenme fırsatını kaçırdı ve bunun belki de Avrupa siyaseti açısından kalıcı sonuçları olacak.”
Kaynak: Eurotopics