HAKSÖZ HABER
İsminin açıklanmaması koşuluyla Al-Monitor'e konuşan üst düzey bir İsrail askeri kaynağı askeri beyinlerin İsrail’e ziyaret düzenlemesini, "Bu gerçek bir hac haline geldi" diyerek karşılıyor.
Batı'da savaş ihtimalini çoktan silmiş olan ülkeler ile İsrail'in diplomatik ilişkileri sürdürmediği ülkelerden gelen askeri personeller özellikle askeri savunma sanayini yeniden tartışıyor. Batılı ülkeler askeri kapasitelerini mümkün olduğunca hızlı bir şekilde yükseltmek için taleplerde bulunuyor.
Al Monitor’e konuşan askeri kaynak askeri planlamaların Rusya Ukrayna savaşı ile yeniden başladığını belirterek şöyle dedi: "Örneğin Almanya'yı ele alalım. Dünya savaşları ve travmalardan sonra neredeyse pasifizm aşamasına ulaşmıştı. Şimdi uyanıyorlar. Batı'daki birçok ülke, askeri güçlerini ihmal etti ve onu öncelikleri arasında aşağıya çekti. Birden barış çağının bir illüzyon olduğunu anlarlar. Bir dünya gücü komşusunu işgal eder, muazzam bir güç harcar, şehirleri bombalar ve dünya savaşlarından bu yana Avrupa'da görülmemiş sayıda sivili biçer. Gzegendeki aklı başında her yerde algıyı ve stratejiyi değiştirir.”
Ancak İsrail (bu yıl zaten rekor kırmış olan) beklenen savunma ihracatını hesaplarken bile diğer devletler gibi Avrupa'daki savaşın stratejik sonuçlarını tartışıyor.
Örneğin, ‘Rusya'nın gücünü muharebe alanı zaferlerine dönüştürmekteki büyük başarısızlığı, kara manevra savaşına bir son mu veriyor?’, ‘Hava üstünlüğü, gelişmiş bombardıman uçakları ve avcı uçaklarından oluşan bir filoya daha mı az ve daha çok İHA'lar gibi temel araçlara mı bağlı?’, ‘Peki ya 21. yüzyıl savaş alanında tank savaşının geleceği?’
İsrail’in eski ordu komutanı Tümgeneral Gershon Hacohen, Yotam Cohen’le beraber: “Barış çağının sonu İsrail için bir uyarı çağrısıdır” başlıklı makalesinde savaşların sonucunu belirlemede kara manevralarının mevcut rolünü analiz ediyor.
Hacohen, “Batı, potansiyel olarak yıkıcı tali hasar nedeniyle kara manevralarına girişme konusunda daha isteksiz olarak algılanırken, Ukrayna'daki savaş, insan yaşamının kaybı bir yana, kara manevralarının çok zorlaştığını göstermiştir.”
Askeri yazarlar bu değişimi artan kentleşmeye ve nüfus yoğunluğuna bağlıyor. “Nüfuslu şehirlerin orduları kahvaltıda yediğini” ifade eden yazarlar, kalabalık şehirlerin son teknoloji hava saldırı yeteneklerinin “manevra kuvvetleri ve ihtiyaç duydukları lojistik destek için bir tehdit oluşturduğunu” söylüyorlar.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Kırım tarzı hızlı bir askeri zafer kazanma planının başarısız olduğu kanıtlandığı belirtilirken İsrail ordusu bu savaşı yakından takip ediyor. Genelkurmay Başkanı Korgeneral Aviv Kochavi, bu savaşta yaşananların ders olarak incelenmesi gerektiğini belirterek özel bir ekip kurdurdu.
Oluşturulan bu ekibin karşı karşıya olduğu en önemli sorulardan biri, ‘etkili ve nispeten ucuz hava araçlarının mevcudiyeti göz önüne alındığında, tank savaşı döneminin bitip bitmediği?’ sorusu.
İsrail hava kuvvetlerinden Albay Ofer Haruvi geçtiğimiz günlerde Al-Monitor'un haftalık “On Israel” podcast'inde şunları söylemişti: “İsrail'in hava kuvvetleri ve tüm İsrail savunma sistemi, İHA'ları savaş alanına entegre etmede liderdi. Şimdi liderliği sürdürmek için yatırım yapmaya ve en iyi yaptığımız şeyi yapmaya devam etmeliyiz.”
İsrail, Filistin işgaline harcadığı askeri sermayesiyle tüm dünyanın gözünü çevirdiği silah üreticilerinden biri konumunda. İsrail, Filistin direnişine karşı aldığı önlemler kadar düzenlediği saldırılarda kullandığı askeri mühimmatı ile batılı ülkelerin (Filistinlilerin katledilmesini görmediği kadar) dikkatini çekiyor.
Havadan aktif koruma sistemi ve hatta birkaç yıl içinde faaliyete geçeceği tahmin edilen lazer tabanlı bir müdahale sistemi ile daha karmaşık araçlarla İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarını Filistinlilerden korumayı amaçlıyor.
Yakın tarihli bir toplantıda, üst düzey İsrailli ve ABD'li istihbarat yetkilileri Rus ordusunun Ukrayna'daki sonuçlarını tartıştı. Toplantıya katılan İsrailli bir uzman isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor'e ‘Amerikalı meslektaşlarına Rusya’nın performansına şaşırıp şaşırmadıklarını’ sorduğunu, kendisinin de, “Bence en çok şaşıran Putin oldu” dediğini aktardı.
İsrail de ABD Başkanı Joe Biden'ın Rus işgaliyle ilgili tavrına açıkça şaşırmıştı. Üst düzey bir İsrailli diplomatik kaynak, “Belki de önleyebilirdi. Ukrayna'yı NATO'ya dahil etmeyeceğini ve topraklarında stratejik silahlar konuşlandırmayacağını açıklamak için Putin'e kişisel bir elçi gönderebilirdi. Bu, bu olayı sona erdirebilirdi. Ancak bu olmadı ve savaş patlak verdiğinde ve Amerikalılar Kırım benzeri hızlı bir Rus askeri zaferinin olmayacağını anladığında, Biden bunu sona erdirmek istemedi. Rus cansızlığı elverişlidir. Putin'in durumu ABD için iyi. Biden'ın Putin'in topal bir ördek haline gelmesi ve gündemini ABD'nin gerçek düşmanı olan Çin'le çarpışmak için serbest bırakmasıyla hiçbir sorunu yok." dedi.
Filistin’in işgaline ve ülkesinin Filistinlileri katletmesine karşı sessiz kalan askeri kaynak İsrail'in gündemine ilişkin olarak, “Kuzey cephemizdeki Ruslarla askeri koordinasyon pahasına bile, İsrail'in Ukrayna ve Batı'nın yanında daha net ve kararlı bir duruş benimsemesi gereken bir kırmızı çizgiye yaklaşıyoruz. Savaşta neredeyse yok olmaya yüz tutmuş bir halkın kurduğu bir devlet olan İsrail'in göze alamayacağı şeyler var ve bunlardan biri de Ukrayna'dan gelen manzaraları görmezden gelmek.” demesi dikkat çektiği gibi büyük bir ikiyüzlülük ve düşmanlığı dışa vuruyor.
Rusya’ya karşı Ukrayna saflarında yer alan Batı’nın, Filistin’de uygulan İsrail zulmüne karşı yine İsrail’den yana tavır alması, askeri savunma sanayilerini İsrail’den karşılayarak İsrail ekonomisini desteklediklerini açıkça belirtmesi ikiyüzlü Batı’nın güvenilmez bir yapıya sahip olduğunu kanıtlamıyor mu?
*Bu yazı Al Monitor’de yayımlanan İsrail konulu haberlerden derlenerek oluşturulmuştur.