Uğur Kantar, Devlet Dersinde Öldürülmüştür!

Artık "Asker Millet" olmaktan çıktığınızı, hak ve özgürlüklerine sahip olan sahip çıkan bir toplum olmaya karar verdiğinizi ilan edin...

Uğur Kantar: 'Devlet dersinde öldürülmüştür' / Kürşat Bumin

Sürekli önümüze getirilen bir "kamuoyu araştırması" türü vardı bir zamanlar. Son zamanlarda arkası kesilmiş görünüyor. Söz konusu araştırmalarda deneklere "Hayatta en çok kime güvenirsiniz?" mealinde son derece münasebetsiz bir soru yöneltilir ve önlerine şu seçenekler serilirdi: "TBMM, Polis, Medya, TSK ..."

Düzenli aralıklarla yapılan bu araştırmaların sonuçları asla şaşmazdı; sonuçlar her zaman "Hayatta en çok güvenilenin" TSK olduğuna bir kere bir kere daha işaret ederdi. Hem de diğer seçenekleri çok gerilerde bırakarak, TBMM ve medyaya filan nal toplatan biçimde... (Şimdi aklıma geldi, bu iş de "andıç" işi falan olmasın!)

Deneklere yöneltilen söz konusu soru gibi "denekler"in neredeyse tamamının düzenli biçimde hep aynı seçeneğe yönelmesi de son derece münasebetsiz bir durumdu. İnsanların (denekler yani) bu dünyada, karısı-kocası, oğlu-kızı, anası-babası, dayısı-teyzesi, halası amcası, dedesi-nenesi, dostu-arkadaşı vb. dururken "En çok kime güveniyorsun?" sorusunu karşısında bulur bulmaz hiç tereddüt etmeden "TSK"yı işaretlemesi başka nasıl nitelenebilir?

"Asker Devlet"in "kamuoyu araştırması" ve "Asker Millet"in "denekleri" de böyle oluyordu demek...

O günlerde de çok yazdım. Yazdım ama –doğrusu- medyada çok az sayıda destek aldım. Benim için bu münasebetsiz sonucun çıkmasının başta gelen nedenlerinden birisi "Kışla Dayağı" idi. TSK'nın "siyaset" başta olmak üzere her alana müdahalesi tabii ki çok önemli ve hakkında çok söz edilmesi gereken bir husustu. Ama doğrusu bu münasebetsiz sonucun sürekli karşımıza çıkmasının nedenlerinden birisi de bu "Kışla Dayağı"ydı. Hatta şöyle de söyleyebiliriz: Söz konusu "müdahaleler"in bu derece açıkça-çekinmeden yapılabilmesinin arkasındaki nedenlerin başında da bu "Dayak" meselesi geliyordu.

Yani özetle, bu ülkenin erkek vatandaşları (Osmanlı'yı bırakıyorum çünkü o ayrı bir konu) "dalya demesi"ne az kalmış cumhuriyet idaresi boyunca sistematik biçimde "kışla dayağı"na maruz kalmış ama biz toplumsal bilinci bu son derece belirleyici uygulamadan hemen hiç söz etmemiştik.

Türkiye (de) yalan değil gerçekten değişiyor. Yakınlarda sözünü ettiğim bir "inisiyatif" var birkaç yıldır. "Asker Hakları İnisiyatifi" adını taşıyan. Kısa sürede bu alana ilişkin önemli bir "dert kapısı" oldu okurları için.

Bu inisiyatif, Kıbrıs'ta askerliğini yaptığı sırada içtimaa 5 dk geç geldiği için "diskoya" gönderilen ve orada gördüğü işkenceden dolayı 2/5 aydır komada olan Uğur Kantar'ın 12 Ekim gecesi hayatını kaybetmesi dolayısıyla bir bölümünü aşağıya aldığım basın bültenini yayımladı.

"Bu olayın bizim açımızdan üç önemli boyutu var:

1) Uğur aynı diskoda kötü muameleye uğrayan ilk asker değil. Bunu Uğur'un asker arkadaşlarının bize aktardıklarından öğreniyoruz. Aynı diskoda daha önce de birçok kötü muamele vakası yaşanmış ama bu konuda bir önlem alınma gereği duyulmamış. Örneğin Uğur'dan kısa bir süre önce aynı diskoda kalan bir arkadaşı diskoda kaldığı süre boyunca her gün tokat yediğini ve kendilerine sürekli eziyet edildiğini aktardı. Başka bir arkadaşı birkaç ay önce aynı diskoda bir askerin gördüğü eziyetler neticesinde bacağından sakatlandığını ve yaklaşık bir ay boyunca GATA'da tedavi görmek zorunda kaldığını anlattı.

2) Kıbrıs'taki diskoda yaşananlar, ne yazık ki bir istisna değil. Türkiye genelinde birçok farklı ilde faaliyet gösteren onlarca diskoda askerler kötü muamele görmeye devam ediyor. Diskoya giren askerlerin uğradıkları kötü muameleler askerliğini yapmış olan hemen herkes tarafından biliniyor. www.askerhaklari.com'a gelen son altı aydaki başvurular bunu açık bir şekilde gösteriyor. Diskolarda kötü muameleye uğrayanların ya da buna tanık olanların tanıklıkları doğrultusunda hazırladığımız dilekçelerin bir kısmını, bu konuda hazırladığımız bir ön rapor ile birlikte 20 Eylül 2011 tarihinde Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na ilettik.

3) Uğur'a işkence yapan iki gardiyan bu yaşananların tek ve asıl sorumluları değil. Kendileri de işkence yaptıkları askerler gibi zorunlu askerlik yapmakta olan bu iki kişiyi cezalandırmaktan çok, onları böyle davranmaya iten mekanizmaları ve sistemleri ortadan kaldırmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.

www.askerhaklari.com olarak, bir süredir diskolarda yaşanan kötü muameleler ile ilgili olarak özel bir çalışma yapıyoruz. Bu konuda 30 Temmuz 2011 tarihinde "Diskoda Neler Oluyor?" başlıklı bir çağrı yaparak disko deneyimini yaşayan herkesi bildiklerini bizimle paylaşmaya davet etmiştik. Bu çağrıya cevap veren birçok kişinin dilekçesini hazırlayarak Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na ilettik. Bu vesileyle çağrımızı yineliyor ve diskoda kötü muamele gören herkesi benzer olaylar bir daha yaşanmasın diye tanıklık etmeye çağırıyoruz. (...)

24 Eylül'de Uğur Kantar'ın babası Aydın Kantar ile beraber hazırladığımız dilekçeyi TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'na iletmiştik. 28 Eylül'de Aydın Kantar komisyon başkanı Ayhan Sefer Üstün ile görüşmüştü. Asker Hakları İnisiyatifi olarak Uğur Kantar'a işkence yapanların ve işkenceye göz yumarak ölmesine neden olanların cezalandırılmasını; başta TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olmak üzere tüm yetkili kurumlardan Kıbrıs'la ve diskolarla sınırlı kalmadan zorunlu askerlik sırasında karşılaşılan tüm kötü muamelelerin sonlandırılmasına yönelik somut adımları bir an önce atmalarını ve bu adımları kamuoyu ile acilen paylaşmalarını bekliyoruz.

Sonuç: "Davulla-zurnayla" askere uğurladığınız çocuklarınıza sahip çıkın... Adları "Disko"ya terfi etmiş mekanlarda dayak yemelerine, işkence görmelerine itiraz edin... Artık "Asker Millet" olmaktan çıktığınızı, hak ve özgürlüklerine sahip olan sahip çıkan bir toplum olmaya karar verdiğinizi ilan edin... TSK'yı değerlendirirken kendinizi "askeri darbe" merkezli eleştirilerle sınırlamayın...

YENİ ŞAFAK 

Yorum Analiz Haberleri

"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango
Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye