Bu yıl üçüncüsü yapılan ve çok yoğun bir katılımla gerçekleşen Kdz. Ereğli Yeşil Çadır Kampı sona erdi. Özgür-Der gençliğinin yoğun olarak katılım gösterdiği, 29 Haziran- 7 Temmuz arasında düzenlenen kamp programı, geçen yıllarda olduğu gibi Gökçeler beldesi Şelale piknik alanında yapıldı. Üçüncüsü düzenlenen kampta geçen iki yıla nazaran çok yoğun bir katılım vardı. 90’a yakın gencin katıldığı kamp programında İstanbul, Ankara, Bartın, Zonguldak, Kdz. Ereğli, Sakarya, Bursa,Yalova, Samsun, Düzce, Çorum, Batman ve Van’dan kardeşlerimiz vardı. Sayının geçen yıllara nazaran iki kat artmış olmasına ve üstelik kampın ikinci günü iki gün boyunca yağan sağanak yağmura rağmen, “başladığı işi ne olursa olsun bitirme” şiarıyla hareket eden Yeşil Çadır Kampı, programını hiç aksatmadan tamamlayarak büyük bir örneklik sergiledi.
Modern yaşamın getirmiş olduğu ve özellikle genç kardeşlerimizin hayatının adeta birer parçası haline gelen telefon, televizyon, internet, facebook, twetter vb unsurlardan uzak bir ortamda, doğayla ve fıtratla baş başa geçirilen dokuz gün, kardeşlerimiz için büyük bir anlam taşıyordu. Son derece fıtri bir ortam soluyan kardeşlerimiz, ısınmak için odun kesmekten, en temel ihtiyaç olan su taşımaya, yemek yapmaktan bulaşık yıkamaya, sürekli beraberce kılınan namaz ibadetimizden günde 3 programla sürdürmeye çalıştığımız sohbetlerimize ve yine gruplar halinde yapılan spor etkinliklerine kadar, her işlerini beraberce, kardeşlik ruhu ve bilinci ile yerine getirmenin güzelliklerini yaşadılar. Genç kardeşlerimizin sabah namazına kalkma arzusu, göz çapaklarını akan derenin suyu ile yıkayıp abdest aldığı anlara şahitlik etmek ibret alınası görüntülerdi.
Kardeşlerimiz gece yaptıkları orman yürüyüşünde birbirlerini kollamanın, kardeşine sahip çıkmanın önemini ve örnekliğini ortaya koydular. Grup Kaim’in değerli üyesi kardeşimiz Furkan Gökçe’nin söylediği güzel ezgilere seslerini kattılar. Gecenin bir yarısı kamp ateşinin etrafında yüksek sesle ezgi söylemenin coşkusunu yaşadılar. Seslerini Mısır’daki darbecilere, Suriye’deki ve dünyanın dört bir yanındaki zalimlere duyurmak istercesine haykırdılar. Mısır’ın başına gelenleri duyduklarında beraberce kaygılandılar ama bir yandan da dualarını gönderdiler kardeşlerine. Selamlarını gönderdiler direnişçi kardeşlerine.
Çok şiddetli yağan yağmur nedeniyle mecburen terk ettikleri kamp meydanına yeniden girerken, dillerindeki tekbirler eşliğinde yüzlerinde oluşan ifade görülmeye değerdi. “İşte biz buradayız, kaçmadık en ufak bir zorlukta, direndik ve işte döndük yuvamıza” der gibiydi hepsi. Seslerine ağaçlar eşlik ediyordu sanki. Kamp meydanı tekbirlerle, kelime-i tevhidler ile inliyordu.
Kampımızın en temel amaçlarından biri olan ve belki de genç kardeşlerimizin de en önemli zaaflarından biri olan “bir işi başından sonuna kadar götürmek ve tamamlamak” prensibi hayata geçmişti ve pratik bir şahitlikle ortaya konulmuştu. Bundan sonra geriye başarmanın verdiği mutlulukla kampı değerlendirmek ve katılan tüm kardeşleri bağrımıza basmak kalıyordu. Kampın zorlukları, hayatın zorlukları karşısında küçük bir imtihandı ve tüm katılımcı kardeşlerimiz bu imtihanlarını en iyi şekilde verdiler.
Kampımızın son günlerinde misafirimiz olan MURAT AYDOĞDU abimizin “şahitlik” konulu sohbeti ufuk açıcı oldu. Kampımızın ilk yılında büyük emeği geçen ve son iki günde aramıza katılan Ebubekir Coşgun abimiz hem spor etkinliklerine hem de Kur’an sohbetlerine büyük katkılar sağladı. Bartın Özgür-Der başkanı Şuayip MEKEÇ abimiz, Hz. İbrahim ve Hz. Musa üzerinden çizdiği çerçeve ile güzel bir perspektif sundu. Ankara Özgür-Der başkanı Abdurrahman ÇELİKER abimiz, kampın son günü düzenlediğimiz piknikte yaptığı konuşmayla önemli noktalara değindi.
Kampımız son günü düzenlenen büyük bir piknikle son buldu. Pikniğimize, hep bir ağızdan söylediğimiz, kampımızın marşı olarak kabul ettiğimiz Grup Yürüyüş’ün “ALLAHUEKBER” parçası damgasını vurdu. Parçada geçtiği gibi korkularını yıkan, ateşe sesini veren ve Kur’an’la direnen genç kardeşlerimiz, Zonguldak’tan, Bartın’dan ve Ereğli’den ağabeyleriyle tanışma, kaynaşma fırsatı yakaladı. Ayrılık vakti geldiğinde ortamı bir hüzün kaplamıştı ama aynı zamanda yeni kardeşler edinmenin mutluluğu da gösteriyordu kendini. Her bir kardeşimiz tekbirlerle uğurlandı kamptan.
Yeşil Çadır Kampı’nın 3. yılı da bitmişti ama hem organize eden kardeşlerin, hem katılımcı gençlerin, hem de misafir olan herkesin aklında, zihninde tatlı bir mesaj bırakmayı başarmıştı. Kampın son gününde giden kardeşlerimizi uğurlarken küçük bir kardeşimizin “Abi dikkatimi çeken bir şey var, buradaki herkesin ismini biliyorum ve hepsiyle sohbet etmişim” demesi kampımızın amacına ulaştığını gösteren bir işaret olarak görülebilir. Beraber yiyen, beraber içen, beraber namaz kılan, beraber sohbet eden ve tam anlamıyla beraber ıslanan bu kardeşlerimize düşen görev bu ünsiyeti sürdürmek, irtibatları devam ettirmek ve merhum Seyyid Kutub’un ifadesiyle KUR’AN NESLİNİN İNŞASI’na hizmet edecek bir bilinç içerisinde yaşamaktir.
Kamp programımız, Pazar günü kamp alanının toplanması ve temizlenmesi ile son buldu.
Haksöz-Haber