Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) bağlı temyiz mahkemesi, İsrail'in 2010 yılında Gazze Özgürlük Filosu'ndaki Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıya ilişkin davayla ilgili UCM savcılığının soruşturma başlatmama kararını tekrar gözden geçirmesine hükmetti.
Temyiz mahkemesi, savcılığın, ön inceleme bürosunun 15 Kasım 2018'de verdiği tekrar gözden geçirme kararına karşı yaptığı itirazı reddetti.
Mahkeme, savcılığın 2 Aralık 2019'a kadar 6 Kasım 2014'te soruşturma ile ilgili aldığı kararını gözden geçirmesini ve soruşturmanın başlatılıp başlatılmamasına yönelik yeniden karar vermesini istedi.
İsrail'in, Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosu'na 31 Mayıs 2010'da yaptığı saldırı sonrasında 37 farklı ülkeden mağdurlar tüm hukuk mecralarında adalet arayışını devam ettirdi. Mavi Marmara'nın bayrak devleti olan Komor devleti adına 14 Mayıs 2013'te UCM'ye başvuru yapılmış ve bu başvuru sonrasında İsrailli siyasi ve askeri suçlular hakkında Komor, Kamboçya ve Yunanistan devletleri adına süreç başlatılmıştı.
UCM Savcılığı, 6 Kasım 2014'te yoğunluk gerekçesiyle bu yargılamayı yapamayacağına karar vermişti. Mavi Marmara avukatlarının bu karara itiraz etmeleri üzerine ön inceleme bürosu, 15 Kasım 2018'de verdiği kararla savcılığın kararının yanlış olduğuna ve tekrar gözden geçirilmesine hükmetti. Büro, savcılıktan, 15 Mayıs 2019'a kadar konunun kesin şekilde sonuca bağlamasını istemişti.
UCM Savcılığı, mahkemenin bu kararına itiraz ederek kararı yüksek mahkemeye taşımıştı. Savcılığın itirazıyla ilgili mağdur avukatlarının ve savcılığın itirazlarının dinlendiği 1 Mayıs 2019'daki usul duruşmasında, mahkemenin savcıları ile hakimleri arasında itirazla ilgili görüş farklılığı nedeniyle tartışmalar yaşanmıştı.
Öte yandan konuyla ilgili bir açıklama yapan Mavi Marmara Mağdurları ve Komor Devleti avukatları adına Stoke White Avukatlık Firması, bunun bir kazanım olduğunu ifade etti.
Açıklamada “Temyiz Odası’nın kararı, dokuz yıldan fazla bir süredir kendilerine işlenen suçlar için yorulmadan adalet arayan İsrail saldırısı mağdurları için çok önemli bir kazanımdır.” denildi.
Açıklamanın tam metni:
2 Eylül 2019'da The Appeals Chamber (Temyiz Mahkemesi), Savcılığın Pre-Trial Chamber (Ön Yargılama Dairesi) kararına itirazını reddetmiştir. Savcılığa, İsrail Ordusu tarafından 31 Mayıs 2010'da Gazze Özgürlük Filosu'nda işlenen suçlara ilişkin soruşturma açmama kararını tekrar gözden geçirme emrini verdi.
The Appeals Chamber, Pre-Trial Chmaber’ın yeniden gözden geçirme konusundaki kararının adli bir karar olduğunu ve bu nedenle Savcılığın, Pre-Trial Chamberin ilgili yorumuna bağlı hareket etmesi gerektiğini tespit etmiştir. Sonuç olarak, The Appeals Chamber, Savcılığın yasayı doğru uygulayıp uygulamadığını belirlemek için yeniden değerlendirme konusundaki kararını inceleme hakkına sahiptir. The Appeals Chamber, ICC Savcısının Pre-Trial Chamber’in talimatlarını göz ardı etmekte serbest olmadığı göz önüne alındığında, Savcılık Pre-Trial Chamber’in talimatlarını yerine getirmeyi reddetme konusunda hatalı olduğunu belirtti. Bu nedenle, The Appeals Chamber, Savcılığa, 16 Temmuz 2015 tarihli kararında belirtilen Pre-Trial Chamber’in talimatlarını takip etmesini ve 2 Aralık 2019'da işlenen savaş suçları hakkında soruşturma açılıp açılmayacağına karar vermesini emretmiştir.
Temyiz Odası’nın kararı, dokuz yıldan fazla bir süredir kendilerine işlenen suçlar için yorulmadan adalet arayan İsrail saldırısı mağdurları için çok önemli bir kazanımdır. ICC, davalarının herhangi bir yerel yargı alanında duyulacağına dair inancını yitirmiş mağdurlar için son başvuru yeridir.
ICC savıcısı 6 Kasım 2014 tarihinde açıkladığı kararında ‘İsrail askerleri, 31.05.2010 günü Mavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile “kasten öldürme, kasten yaralama ve insan onuruna aykırı davranış” suçlarıyla “savaş suçu” işlemiştir. İsrail’ in Gazze üzerindeki etkin kontrolü devam ettiği için İsrail Gazze’ de işgalci statüsündedir. Gazze Özgürlük Filosunda yer alan tüm katılımcılar, uluslararası hukukta korunan siviller statüsünde olup İsrail askerleri, yolcuların sivil olduğunu bildiği halde, saldırıyı gerçekleştirmiştir.’ diyerek UCM Savcılığı bu tespitleri sıralarken İsrail’ in meşru müdafaa tezlerini tartışmaya değer bulmadığına değinmiş ve “hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde; baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü” belirtmiştir. Savcılık bu kararı yönünde hareket ederek en kısa sürede resmi bir soruşturma başlatarak İsrailli siyasi ve askeri tüm sorumluları yargı önüne çıkarmalıdır.